X

Mindful tatil zamanı 3: Plastik tüketiminize dikkat ederek doğayı koruyun

Geçtiğimiz haftalarda tatile gittiğimizde oluşan düzen değişikliğine ve tatildeki aktivitelerimize mindful bakış açısıyla farkındalık geliştirmeye başladık. Kendimize karşı mindful bir bakış açısının yanında çevremize karşı da benzer bir bakış açısı geliştirmek, doğanın bize sunduğu güzelliklere karşılık olarak verebileceğimiz en güzel hediye.

Plastiksiz Temmuz’u duyanlarınız vardır. 2011’de Avusturalya’da başlayan ve dünyada hızla yayılan, tek kullanımlık plastik tüketimine karşı farkındalık uyandırmak amacıyla başlayan çevre hareketinin ismi. Bu harekete katılan kişiler Temmuz ayında en az bir plastik ürünü hayatlarından çıkarmayı hedefliyorlar. Teoride en iyisi Temmuz’u, hatta hayatımızı tamamen plastiksiz geçirmek ve nihai hedefimiz bu, evet. Ama biliyorum ki bu alışkanlığa sahip olmayan kişiler için pratikte plastik tüketimini bitirmek pek de mümkün değil. Gelin, tatillerin çok olduğu Temmuz ayında denemeye başlayıp bundan sonrasında da kolaylıkla devam edebileceğimiz plastik tüketimini azaltma uygulamalarına göz atalım.

Öncelikle konuya şuradan başlamak isterim ki büyük şehirlerde plastiksiz yaşam ve geri dönüşüm konuları daha bilinir durumda. Bir süredir Ege kıyılarındayım ve İstanbul’daki geri dönüştürme, markete kendi poşetim ve çantamla gitme alışkanlığımı sürdürmek başlarda kolay olmadı. Geçen hafta pazara giderken evdeki eski meyve ve sebze poşetlerini de götüreyim dedim. Meyve aldığım standda kendi poşetimi çıkarıp meyveleri koymaya başlayınca standdaki kişi “Ooo kendi poşetini mi getirdin, sen şimdi benden 25 kuruş da istersin, he he” diye espri yaptı.

Pazardaki bu diyaloğa karşılık olarak daha az plastik harcamak için getirdiğimi belirttim. Standdaki o kişi şaşırmıştı çünkü daha önce böyle bir durumla karşılaşmadı demek ki. Ama o gün ben bu uygulamayı yaparak belki birkaç kişinin görmesine vesile oldum. Belki benden görenlerden birkaçı bunu deneyecek ve böyle böyle plastik tüketimine farkındalığını getirenler ve çevresi için büyük adım atanlar olarak sayımızı çoğaltacağız.

Sizlerle birlikte ülkemizin birçok farklı noktasına tatile gitmişken, öncelikle kendi plastik kullanımımıza farkındalığımızı getirmeye, eş zamanlı olarak da dolaylı yoldan tatile gittiğimiz bu bölgelerdeki farkındalığı artırmaya var mısınız?

1. Tek kullanımlık plastiklere hayır diyin.

Plastik pipet, su şişesi, plastik içecek bardağı, piknik malzemeleri… Hepsine hayır demeniz mümkün!

Kafede sipariş verirken pipet istemediğinizi belirtmek kadar kolay hayır demek. Daha önceden bambu ya da metal pipetlerden temin ederek tatil çantanızda taşıyabilir ve özel yıkama aparatı sayesinde defalarca kullanabilirsiniz.

Cam ya da farklı malzemelerden yapılan kendi su şişenizi yanınızda taşıyarak plastik su şişelerine hayır diyebilirsiniz.
Kahve alırken kafede oturacaksanız seramik bardakta isteyebilir, alıp gidecekseniz kendi termosunuzu yanınızda götürerek kullanabilirsiniz. Hem kendi termosunuzda daha sıcak/soğuk muhafaza edebilir, daha uzun sürede keyifle tüketebilirsiniz. Bardakta isteme alışkanlığı diğer meşrubatlar için de geçerli.

Pikniğe giderken plastik tabak, bardak, çatal, bıçak, kaşık almak yerine; yıkayarak tekrar kullanabileceğiniz kompakt bir piknik seti alarak, pikniğe gittiğiniz güzelim doğaya saygınızı gösterebilirsiniz.

Son olarak, market alışverişinizi yaparken plastik ambalajı olabildiğince az olan ürünlere yönelmenizi önerebilirim. Örneğin yumurta alırken plastik paketlileri değil de karton paketlileri tercih etmek güzel bir başlangıç olabilir.

2. Markete veya pazara giderken kendi çantanızı ve poşetinizi götürün.

Kendi örneğimde biraz tüyo vermiş oldum. Bir önceki alışverişimde edindiğim meyve ve sebze poşetlerini işi bittikçe market çantamın içinde biriktiriyorum. Tekrar markete giderken onları da yanımda götürüyorum. Böylece markette tekrar tekrar yeni meyve-sebze poşeti tüketmektense, mevcut olanları defalarca değerlendiriyorum.

Üzerinde başka sebzenin etiketi var, karışmazlar mı diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Onun için de marketteki görevli kişi tartarken, etiketi bir öncekinin üzerine yapıştırmasını rica ediyorum. Aynı markete gitmeye devam ederseniz bir süre sonra size alışıyorlar ve tekrar hatırlatmanıza gerek kalmıyor. 

Bunun bir sonraki adımı kumaş veya keten keseleri kullanmak. Ben henüz o aşamaya geçemedim. Zor bir hedef belirleyip üşenmektense, kolay adımla başlayıp o alışkanlığı kazanmak ve ileride daha zorunu denemek bana daha sürdürülebilir geliyor. Başlangıç aşaması olarak size de öneririm.

3. Tatil yerindeki geri dönüşüm ünitelerini keşfedin.

Tatildeki plastik, hatta diğer geri dönüştürülebilir atıklarınızı biriktirip etrafınızdaki geri dönüşüm ünitelerine atabilirsiniz. Eğer ünite bulamadıysanız, genelde büyük marketlerin kasa çıkışında bulunuyor. Buralara göz atmanızı öneririm.

Çok severek gittiğimiz; doğasına, denizine, plajlarına tüm kış özlem duyduğumuz tatil bölgelerinde hepinize bol keyifli bir tatil dilerim. İleride de gidebilmek için tatillerimizde plastik kullanımımıza farkındalık getirerek onu azaltmak ve geri dönüştürmek bizim elimizde. Önerilerimi kolayca uygulayarak siz de doğamızı koruyabilir, Plastiksiz Temmuz hareketinin bir parçası olabilirsiniz. Yazımı özetleyen Gandhi’nin cümlesiyle kapanışı yapmak isterim: “Dünyada görmek istediğin değişimin kendisi ol.”

Soru ve yorumlarınızı Instagram hesabım üzerinden iletebilir, daha fazlası için beni takip edebilirsiniz. Sevgilerimle.

İlginizi çekebilir: Mindful tatil zamanı 2: Yaz aktivitelerinize mindful bir bakış açısı ekleyin

Sibel Okan - moment by Sibel: Merhaba ben Sibel. Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunuyum. Daha önce özel sektörde pazarlama alanında çalıştım. Mühendislik eğitiminin bana katmış olduğu analitik düşünce yapısı ve süreç yönetimi bilgisinin yanı sıra, Hamburg'da 5 ay boyunca yaşama fırsatı bulduğum Erasmus programı ve yelkencilik deneyimi okulumun bana verdiği en keyifli hediyeler. Üniversite hayatından özel sektördeki iş hayatına geçtiğim ilk yıllarda, mutluluğu arama yolunda tanıştığım enerji dengeleme deneyimi, farkındalığımın artmasına ve içimdeki yaratma gücünü daha derinden tanımama vesile oldu. Çıktığım bu yoldaki tüm deneyimlerimde ortak öğreti "anda yaşamak" oldu. Daha mutlu bir Sibel'e dönüşmek için anda yaşamanın yollarını keşfederken edindiğim bilgileri olabildiğince çok kişiyle paylaşarak herkesin kendi yaşamına uygulayabileceğini göstermek ve ilham olmak isteğiyle farklı bir yolda ilerlemeye karar verdim. Mindfulness temelli yoga ve meditasyon eğitmeni, mindfulness koçu olarak; tüm servislerimi tek bir çatı altında topladığım moment by Sibel markamla anda yaşamak için farklı yollar keşfetmenize alan açıyorum!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale