X

Tatilde de anın tadını çıkarabilmek: Mindful seyahat nedir, mindful gezgin kimdir?

Psikolojiye azıcık bile olsa ilginiz varsa ‘mindfulness’ kavramının ne olduğunu az çok biliyorsunuz demektir. Bilmeyenler için: Mindfulness, yani ‘bilinçli farkındalık’ bir odaklanarak anda kalabilme pratiği. Özellikle olumsuz düşüncelere takılıp kalma ve gelecekle ilgili gerçek olmayan korku ve endişe duyguları sonucunda ortaya çıkan kaygı bozukluğu, depresyon ve bağımlılık gibi psikolojik problemlerin tedavisinde olumlu etkileri bilimsel olarak kanıtlanmış bir terapötik yaklaşım, bir oluş hali. Bu yazının konusu da mindful seyahat, yani bilinçli farkındalığın seyahat hali.

Mindfulness yaklaşımı temelini Budist öğretilerden alıyor, ancak uygulamadaki faydaları nedeniyle özellikle son birkaç yıldır dünyanın her yerinde hızlı bir yükseliş yakalayarak hayatımızın her alanında yer almaya başladı. Pek çoğumuz, kafamızın içinde olup bitenle meşgulken hayatı kaçırmayı farkında olmadan alışkanlık haline getirmiş durumdayız. Bu noktada bilinçli farkındalık, gerçek yaşantılarınıza ve deneyimlerinize odaklanabilmek için muhteşem sonuçlar alabileceğiniz bir yaklaşım.

Karantina nedeniyle evden çıkamadığımız günlerde seyahat planlarımızı bir süreliğine askıya almıştık. Ancak özgürce seyahat edebileceğimiz, yeni yerler keşfedebileceğimiz günlere yavaş yavaş geri dönerken, seyahat deneyimlerimizi çok daha farkında, her dakikasının tadını çıkardığımız deneyimlere dönüştürebilmek için sizleri ‘mindful seyahat’ kavramıyla tanıştırmak istiyorum.

Mindfulness son yıllarda her alanda olduğu gibi seyahat sektörüne de yön veren bir trend haline geldi. Günümüzde seyahat trendleri pahalı otellerde her şey dahil, konforlu tatiller yapmaktan çıkarak deneyim odaklı olmaya başladı. Ancak farklı deneyim arayışıyla çıkılan tatiller de özünde tüketim odaklı seyahat deneyimleri oldukları için beklendiği kadar tatmin ve doyum hissi yaratmayabiliyor. Bu nedenle gittiğiniz yerden ve deneyimlediğiniz şeylerden önce kendinize odaklanmanız ve nerede olursanız olun kendi bakış açınıza ve deneyimlerinizin sizi nasıl hissettirdiğine odaklanmanız gerekiyor. Tam da bu nedenle önümüzdeki birkaç yıl içinde “mindful seyahat”, yani bilinçli ve farkında seyahat, tatil deneyimlerinin odağı haline gelecek gibi görünüyor.

Mindful seyahat: Bilinçli ve farkında seyahat nedir?

Günümüzün yetişkin bireyleri olan Y kuşağı, paranın mutluluk getirdiğine inanan anne ve babalarının ne kadar fazla şeye sahip olurlarsa olsunlar yine de yeterince mutlu olamadıklarını ve bir şeylere sahip olarak doyuma ulaşamadıklarını görerek büyüdü. Bu nedenle Y kuşağı bireyleri eskiden bir şeyler almak, daha iyisini almak, daha fazlasını almak gibi ‘şey’lere harcanan parayı deneyimler için harcayarak mutluluğa ve hayat doyumuna ulaşmak üzere yola koyuldu. Bir süre sonra Y kuşağı doyumu ve mutluluğu yeni deneyimlerde de bulamayarak daha fazla ve daha farklı deneyimlerin peşinde koşmanın da mutluluk ve yaşam doyumu için yeterli gelmediğini fark etmeye başladı.

Y kuşağı çok haklıydı. Çünkü nereye giderseniz gidin kendinizden kaçamazsınız ve kendinizi sevmeden, olduğunuz gibi kabul etmeden, hatalarınız için yargılamadan, yani kendinizle ve yaşadığınız evrenle olan ilişkinizin farkında olmadan ne ‘şeylerde’ ne de ‘deneyimlerde’ umduğunuz tatmini ve doyumu bulabilmeniz mümkün değil. Dilerseniz her hafta başka ülkeye, dilerseniz yan binadaki kafeye gidin; isterseniz şu anda olduğu gibi aylarca hiç evden çıkmadan olduğunuz yerde kalın, kendinizi sevmediğiniz sürece Mars’a da gitseniz mutluluğu bulamayacaksınız.

Bir kez yemek yemenin bir daha asla acıkmayacağınız anlamına gelmediği gibi, sizi mutlu eden bir şey deneyimlediğinizde de kalıcı mutluluğa ve sınırsız yaşam doyumuna erişebilmeniz mümkün değil. Bizim anne babalarımızın materyallerle mutlu olamadığını gördüğümüz gibi belki çocuklarımız da bizim egzotik ülkeleri ziyaret ederek aradığımız mutluluğu ve yaşam doyumunu bulamadığımızı görecekler. Ve belki de sorulması gereken en doğru soruyu soracaklar: Sorun tükettiğimiz şeylerle değil tüketimin kendisiyle ilgili olabilir mi?

Nesillerdir süregelen tüketim tuzağından kurtulmanın en kolay ve etkili yolu tuzağın ‘farkında olmak’. Bilinçli farkındalık (mindfulness) her şeyden önce özgürlüğü vurgular ve olumlu ya da olumsuz olmasına bakmaksızın tüm duygulara eşit mesafeden yaklaşır. Tabii ki seyahat etmenin ve yeni şeyler deneyimlemenin kişisel gelişimimize sayılamayacak kadar çok faydası var. Ancak daha yavaş, daha odaklı, daha dolu ve daha farkında olduğumuz sürece…

Mindful seyahat neden önemli?

Yolda gidebilmek için önce yere basmamız gerekir. İçinde bulunduğunuz anda kalarak hareket ediyor olmak yolda keyifli zaman geçirebilmenin ve doyuma ulaşmanın en önemli ön koşulu. Şimdiki anda olmak aslında bir anda açılan bir WIFI ağına bağlanmaya benzetilebilir. Bir anda oluş halinizde bir değişim algılarsınız. Bunu örneklendirmek için aşağıdaki senaryoyu hayalinizde canlandırmayı deneyebilirsiniz:

Sahilde oturuyorsun. Stresli bir toplantının ortasında ya da yağmurdan sırılsıklam olduğun bir kış gününde hayalini kurduğun o yerdesin. Güneş gökyüzünde pırıl pırıl parlıyor. Gözlerin bir anda güneşin saatinden yansıyan ışığıyla kısılıyor.  Hava çok sıcak, ama senin için rahatsız edici bir sıcaklık değil. Alnından terler damlamaya başladığı anda tatlı bir esinti saçlarını hafifçe havalandırıyor. Gökyüzünde hiç bulut yok. Gözlerini ufuk çizgisinden yavaşça yukarı doğru kaldırırken, mavinin tonunun git gide daha da koyulaştığını görüyorsun. Az önce almış olduğun taze sıkılmış buz gibi meyve suyunun yürürken bardaktan taşırdığın damlası eline bulaştığı için elinin bir kısmına kumlar yapışmış. Yanına almayı unuttuğunu fark ederek son anda havalimanında bulduğun bir kitapçıdan aldığın ve çoktan yarıladığın kitabını bitirmeye çalışırken güneşin parlak ışığından yorgun düşen gözlerin yavaş yavaş kapanmak istiyor ve kitabını öylece göğsüne bırakıyorsun. Etrafta güneşlenen, kahkahalarla gülen, yüzen, rengarenk güneş gözlükleri takmış, güneş yağına bulanmış onlarca, belki yüzlerce insandan biri olduğunu düşünüyor ve yüzüne küçük bir tebessüm konduruyorsun. Başını sırt çantana koyarak gözlerini kapatıyor ve derin derin nefes alıyorsun. Güneşin sıcaklığı, güneş yağının kokusu, dalga sesleri, içtiğin meyve suyunun tadı ve sen…

Orada olmadığınızı bilseniz de hayal edince kısa bir süreliğine de olsa o ana gittiniz öyle değil mi? Özellikle multi-tasking olarak adlandırdığımız aynı anda birden fazla işle uğraşma ve yapılacaklar listeleriyle sürekli meşgul olan zihnimiz ne yazık ki anda olabilecek zamanı ve alanı bulamıyor. Bu nedenle işten ve hayatın günlük ritminden sıyrılarak yavaşlayabileceğiniz anları yukarıdaki senaryoda olduğu gibi duyularınızı, duygularınızı, hareketlerinizi ve çevrenizi gözlemleyerek içselleştirebilir ve daha derin bir deneyime dönüştürebilirsiniz.

Seyahat nasıl mindful bir deneyime dönüştürülebilir?  

Tatilinizi farkındalıkla dolu bir deneyime dönüştürebilmek için temel prensipleriniz;

  • Şimdiki ana dikkatle ve merakla odaklanmak
  • Gezgin kimliğinizin dışına çıkarak kendiniz olarak kalabilmek
  • Başkalarıyla anlamlı bağlantılar kurabilmek olmalı.

Hafif olun: Yanınızda ihtiyaç duyduğunuzdan daha fazlasını taşımayın

Yanınıza almanız gereken eşyalar hangi mevsimde, ne amaçla ve ne kadar süreliğine seyahat etmek istediğinize göre değişiklik gösterebilir. Kolay gibi görünse de minimal bir valiz hazırlamak, gerekli olan eşyaların yeterli olup olmadığına karar vermenizi gerektireceği için biraz daha uzun bir zaman ayırmanızı gerektirebilir. Doğru ve az sayıda eşya alarak her sabah ne giyeceğim endişesinden, cilt bakım ürünlerinizin sayısını azaltarak valizinizde yer kaplayan şişelerden, değerli eşyalarınızın sayısını azaltarak kaybetme korkusundan kurtulacaksınız. Ayrıca daha az yük demek seyahat edeceğiniz aracın da daha az yakıt harcaması, dolayısıyla karbon salınımınızın azalması anlamına geliyor.

  • Kozmetik ürünlerde seyahat boy ürünleri tercih edin
  • Mümkün olabildiğince doğaya saygılı ve hayvanlar üzerinden test edilmeyen ürünler kullanmaya çalışın
  • Yanınıza her zaman giyebileceğiniz, her duruma uygun olabilecek kıyafetler almaya çalışın
  • Uzun süre kullanabileceğiniz, kaliteli ve dayanıklı kıyafetler ve malzemeler edinin
  • Kaybetmekten korktuğunuz değerli şeyleri yanınızda taşımayın

Günlük yaşamınızda uyguladığınız mindfulness pratiklerini seyahatinize de taşıyın

Hali hazırda sabah kalkınca meditasyon yapıyorsanız ya da farkındalığınızı güçlendirmenize yardımcı olduğunu düşündüğünüz bir günlük tutuyorsanız bu rutininizi seyahatiniz boyunca da sürdürebilmek için çaba gösterin. Yolculuklar sırasında beslenme ya da spor gibi günlük rutinimizin içinde olan alışkanlıklarımıza zaman ayıramayabiliyoruz. Ancak kısa süreliğine de olsa durup nefes almak ya da mobil uygulamalardan 5-10 dakikalık bir meditasyon açarak uyumadan önce ya da sabah uyandığınızda meditasyon yapmak seyahat deneyiminizi içselleştirmenize yardımcı olacaktır.

Gittiğiniz ülkenin dilini az da olsa öğrenmeye çalışarak iletişimde kalmaya çalışın

En az gördüğünüz yerler ve deneyimleriniz kadar önemli olan bir başka şey de orada yaşayan insanlarla bağlantı kurabilmeniz. Bir yeri en iyi şekilde anlayabilmek için orada yaşayanların alışkanlıkları, gelenekleri, ritüelleri ve yaşayışlarıyla ilgili bilgi edinmek gerekiyor. Bu nedenle gittiğiniz ülkelerde insanlarla iletişim kurmanıza olanak verebilecek kadar dilini öğrenmeniz ve iletişime açık olmanız mindful seyahat deneyiminin olmazsa olmazlarından. Nereye giderseniz gidin misafir olduğunuzu ve orada yaşayan insanların yaşayışlarına, kültürlerine ve değer yargılarına saygı göstermeniz gerektiğini unutmayın. 

Sadece oturup gözlemlemek için kendinize zaman verin

Mindful olabilmenin ilk koşulunun tüm dikkatinizle anda kalabilmek olduğundan bahsetmiştik. Seyahatlerinizde de gittiğiniz yerin en kalabalık meydanında ya da caddesinde kendinizi rahat hissedeceğiniz şekilde oturabileceğiniz bir yer bulun ve gelip geçenleri izleyin, kalabalığın sesini dinleyin, restoranlardan yayılan güzel kokuları fark edin. Sakince ve yargılamadan çevrenizi gözlemlemek anın tadını çıkarabilmenizin ve deneyiminizi içselleştirebilmenin yanı sıra gittiğiniz yerin kültürünü ve insanların yaşam tarzını anlamanız adına da çok öğretici olacaktır.

İnsanların nasıl giyindiklerini, birbirleriyle nasıl iletişim kurduklarını ve zamanlarını nasıl geçirdiklerini izleyin. Nerede yaşarsak yaşayalım aynı ihtiyaçlara, aynı isteklere, aynı hayallere sahibiz. Hepimizin bir şeyler yeme ihtiyacı var. Hepimiz bizi seven insanlarla çevrelenmek, sevmek ve sevilmek istiyoruz. Hepimiz biraz rahatlamaya ve boş zamanlarımızın tadını çıkarmaya çalışıyoruz. Birlikte gülüyor, ağlıyor, sarılıyor, yürüyoruz.

Deneyim günlüğü tutun

Seyahatiniz bittikten sonra hatırlamak için gözlem yaptığınız sırada küçük bir deftere dikkatinizi çeken ayrıntıları ve bu ayrıntının size ne hissettirdiğini not alın. Genelde kısıtlı sürede fazla yer gezebilmek için koştururken küçük ama önemli ayrıntıları göremeyebiliyoruz. Ya da aynı anda üst üste çok fazla şey deneyimlediğimiz için o anda odaklanabilsek bile üzerinden zaman geçince önemli anları hatırlamakta zorlanabiliyoruz.

Günlük tutmak normalde hiç hatırlamayacağınız anlara tekrar geri dönmenize ve deneyiminizi çevrenizdeki diğer insanlarla paylaşırken o anlara tekrar dönmenize yardımcı olacaktır. Etrafınızdaki şeylere bakmak yerine, onları gerçekten görmeye başladığınızda gerçek güzelliğini ve eksikliklerini fark edecek ve her şeyi olduğu gibi kabul edebilmeyi daha iyi öğreneceksiniz.

 

Kaynaklar:
Psychology Today
The Sweetest Way
Mindful.org
Nick Kembel 
Insight Vacacions

Merve Dökmeci: Lisans ve yüksek lisans eğitimlerimi Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamladım. Boğaziçi Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak çalıştığım 4 yıl boyunca uzmanlık deneyimimi üniversitenin rehberlik ve psikolojik danışmanlık biriminde (BÜREM), bireysel danışmanlık ve grup çalışmaları ile edindim. Bu süreç zarfında sempozyum ve kongrelerin organizasyonunda, ve çeşitli bilimsel araştırma projelerinde yer aldım. Mindfulness Temelli Bilişsel Davranışçı Terapi ekolüne olan ilgim ve araştırmalarım sonucunda, öz şefkatin kişilerarası kabul-red ve duygusal tepkisellik arasındaki ilişkiye olan etkilerini incelediğim tezimle birlikte, yüksek lisans eğitimimi yüksek onur derecesiyle tamamladım. ODTÜ Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Doktora Programı’nda doktor adayı olarak bilimsel çalışmalarımı ve uzmanlık eğitimimi sürdürüyorum. Doktora eğitimimle birlikte Bilgi Üniversitesi’nde başlayan akademisyenlik yolculuğuma ise, MEF Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak devam ediyorum. Akademideki çalışmalarımın yanı sıra, kurucusu olduğum Uniqus Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık merkezinde, beden farkındalığı ile travma çözümlemesi ve stres yönetimi üzerine psiko-biyolojik bir yaklaşım olan Somatik Deneyimleme’yi mindfulness pratiğime entegre ederek; bireylere psikolojik danışmanlık, kurumlara ise seminer ve eğitim destekleri veriyorum. Büyük bir heyecanla çalıştığım ruh sağlığı alanındaki bilgi birikimimi paylaşma merakımın ve yazmaya olan tutkumun beni 2013 yılında buluşturduğu Uplifers’ta, editör olarak ilgi duyduğum konularda araştırmaya, öğrenmeye ve paylaşmaya devam ediyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale