X

Mindful bir yoga deneyimi: Mindfulness temelli yoga dersleri başlıyor

Ne kadar çeşitli yoga dersi var değil mi? Sosyal medyada gördüklerin, arkadaşlarından duydukların, stüdyoların programlarında okudukların… Bazı kişiler bir türden memnunken, öteleri aynı türü sevmiyor. Bazen kendindeki olumlu etkileri görüyor, bazen fark var mı anlayamıyorsun.

Durum böyleyken sana hangisi iyi gelecek, bunu nasıl anlayacaksın, nereden başlamalısın gibi sorular kafanda dönüp duruyor olabilir. Ben, bize uygun ve ihtiyacımız olan yoga tipinin ve hocasının bir şekilde bizi bulduğuna inananlardanım. Bu yüzden kendi deneyimimi, yoga tarzımın beni nasıl bulduğunu ve pratiklerimin somut etkilerini paylaşmak istedim çünkü deneyim her zaman bilginin bir adım ilerisinde oluyor.

Üniversite dönemimden beri ara ara farklı yoga derslerine katıldım. Kimini sevdim, kimine “Bu benlik değil” dedim. O zamanlarda tam da aradığımı bulamamıştım. Üç yıldan uzun süredir artık düzenli olarak yoga yapıyorum ve eğitmen olmadan önce çoğunlukla aktif olan hatha, vinyasa yoga ile daha durağan olan yin yoga derslerine katılım gösteriyordum. Derslerde en ön sıralara oturamayan, hoca hareketi benim üzerimde göstermek isteyecek ve tüm sınıf yapamadığımı görecek diye çekinen biriydim. Başlarda bana zor gelen hareketler de olsa illa yapmalıyım diye kendimi zorluyor, yapamadığımda da dersten hayal kırıklığıyla ayrılıyordum. Derslere katılmaya devam ettikçe, kendime ve yapamamama bu kadar takılmanın anlamsız olduğunu, derslere kendi iyiliğim için katıldığımı daha net görmeye başladım. Yavaş yavaş “pozlar yapabildiğim kadarıyla olsun”, “bir yerimi incitmeyeyim de, bu derste bu kadar yapayım, bir sonraki derste ileriki adımı da denerim” demeye başladım. Böyle düşüncelerle kendimi kabul etmeye, bedenimin sınırlarını keşfetmeye, rahatladıkça daha stressiz olduğumu hissetmeye başladım.

Pandemi başladığında fiziken derslere gidemeyince, belirsizlikten dolayı bir süre yogaya ara vermiş oldum. O dönemde daha önce kronik de olsa beni çok rahatsız etmeyen elimdeki egzama problemi, normalden fazla el yıkama ve dezenfektan kullanımı ile can sıkıcı bir hal aldı. Ben de bütüncül tedaviye başladım. (Dönüşüm yolculuğunu birlikte yaşayalım: Bütüncül tedavinin getirdiği farkındalıklar)

Doktorumun önerisiyle egzama tedavisinin bir parçası olarak, yoga tekrar hayatıma girerken yanına nefes egzersizi ve meditasyon da katıldı ve hepsi günlük rutinim haline geldi. Yoga hareketleri ile hayatıma düzenli hareketi katmış, bu esnada bedenimin neyi yapıp yapamayacağını, dikkat etmem gereken yerleri, bedenimi dinlemeyi öğrenmiş oldum. Nefes egzersizleriyle sinir sistemini direkt etkileyen nefesi düzenleyerek stres seviyemi önemli ölçüde azaltan bir pratik edinmiş oldum. Meditasyonla ise zihnimi ve bedenimi gözlemlemeyi, düşünce ve duygularımın gelip geçiciliğine şahit olmayı ve bedenimdeki yansımalarını fark ettim.

Bu pratiklerle stresin büyük rol oynadığı kronik bir rahatsızlık olan egzamanın tedavisini stresi azaltarak destekledim ve pandemiyi her şeye rağmen iyi bir psikolojiyle atlatabildim. Tüm bu egzama tedavisi deneyimiyle aslında hepimizin günlük hayatında yaşadığı stresin ne kadar yıpratıcı olduğunu ve yoga ile hareketin, nefesin, meditasyonun bu duruma ne kadar iyi geldiğini kendimdeki somut sonuçlarıyla daha net görmüş oldum. Yoga eğitmenliği sürecime de zaten böyle başladım…

Bize uygun ve ihtiyacımıza yönelik yoga tipinin ve hocasının bir şekilde bizi bulduğuna inanıyorum demiştim ya, yoga eğitmenlik eğitimim de beraberinde getirdiği tarzı ile beni buldu! Eğitimimi mindfulness temeli üzerinde alarak tüm bu süreçte mindfulness tavrını öğrendim ve bolca deneyimledim. Artık sadece yoga yaparken değil, günlük hayatıma da bu tavrı adapte etmeye başladım.

Mindfulness tavrı ile dikkatimi kasıtlı bir niyetle, açık bir şekilde, yargısız ve arkadaşça bedenime, düşüncelerime, duygularıma, çevreme yönlendirmeyi her gün pratik ediyorum. Bu da gerçek anlamda anda yaşama pratiği kazandırıyor. Görüyorum ki bu tavır sayesinde hayatımda birçok dönüşüm gerçekleşti ve gerçekleşmeye devam ediyor.

Sanırım benden yeterince bahsettik, değil mi? Şimdi yoga derslerimde tüm bu deneyimlerimin ışığında, mindfulness tavrı ile sizin de benzer deneyimler yaşayabilmeniz için alan açıyorum. Derslerde sakin yoga akışları ve yin yoga pozları ile birlikte, mindful olma halini destekleyecek nefes teknikleri ve meditasyonu da pratik ediyoruz. Bu sayede beden ve sinir sistemi üzerinde daha uzun vadeli yatıştırıcı ve dönüştürücü etki yakalayabiliyoruz. Sen de mindfulness temelli yoga dersleri ile;

  • Kendinle tekrar bağ kurabilir,
  • Stres seviyeni azaltarak sakin ve rahatlamış hissedebilir,
  • İş-özel hayat dengeni destekleyebilir,
  • Kendi bedeninin sınırlarında hareket etmeyi deneyebilirsin.

Eğer tüm bu okuduklarından sana hitap eden varsa, sana uygun olabilecek ve ihtiyacın olan yoga dersinin seni bulduğunu düşünmeye başladıysan, 11 Kasım Perşembe 19:00-20:00’deki online ücretsiz deneme dersime katılabilir ve sonrasında aylık üyeliğini başlatabilirsin.

Grup dersleri online olarak, 16 Kasım itibarıyla her Salı sabah 07:00-08:00 ve her Perşembe akşam 19:00-20:00 arasında olacaktır. Aylık üyeliğini haftada 1 ya da 2 derse katılım seçeneğinden birisi ile başlatabilirsin. Özel ders üyeliği istersen de talebine göre şekillendirebiliriz.

Ücretsiz deneme dersi ve aylık üyelikle ilgili detaylı bilgi ve kayıt için sibelokanyoga@gmail.com adresinden benimle iletişime geçebilirsin. Matta buluşmak üzere sevgiyle kal!

İlginizi çekebilir: Mindfulness pratikleri: Şimdiki anda yaşama alışkanlığı kazanın

Sibel Okan - moment by Sibel: Merhaba ben Sibel. Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunuyum. Daha önce özel sektörde pazarlama alanında çalıştım. Mühendislik eğitiminin bana katmış olduğu analitik düşünce yapısı ve süreç yönetimi bilgisinin yanı sıra, Hamburg'da 5 ay boyunca yaşama fırsatı bulduğum Erasmus programı ve yelkencilik deneyimi okulumun bana verdiği en keyifli hediyeler. Üniversite hayatından özel sektördeki iş hayatına geçtiğim ilk yıllarda, mutluluğu arama yolunda tanıştığım enerji dengeleme deneyimi, farkındalığımın artmasına ve içimdeki yaratma gücünü daha derinden tanımama vesile oldu. Çıktığım bu yoldaki tüm deneyimlerimde ortak öğreti "anda yaşamak" oldu. Daha mutlu bir Sibel'e dönüşmek için anda yaşamanın yollarını keşfederken edindiğim bilgileri olabildiğince çok kişiyle paylaşarak herkesin kendi yaşamına uygulayabileceğini göstermek ve ilham olmak isteğiyle farklı bir yolda ilerlemeye karar verdim. Mindfulness temelli yoga ve meditasyon eğitmeni, mindfulness koçu olarak; tüm servislerimi tek bir çatı altında topladığım moment by Sibel markamla anda yaşamak için farklı yollar keşfetmenize alan açıyorum!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale