X

Maymun iştahı ile barışmak: Maymun iştahı hayata karşı bitmeyen bir merak mı?

Yıllarca hep maymun iştahlı olmakla suçlandım, ara ara içselleştirdim suçlamaları, kendimi suçladım. Bir alan seçip o alanda derinleşen, yolu, yolculuğu belirli, net insanlara hem çok imrendim, hem de yine onların duygusunu da merak ettim. Sıkılmıyorlar mıydı? Çok zevk aldığınızı düşündüğünüz bir şeyi profesyonel boyuta taşıyınca ya da taşımaya çalışınca görev ve sorumluluklarla yükleniyor olması beni hep içten içe korkutan bir etken olmuştur. Ödüllerin bedellerini ödemeye gönüllü olup olmamakla ilgili bir durum da var sanırım ortada. O yüzden hep “Benim hayatım ….. olmadan olmaz” “….. olmadan yaşayamam” gibi sözleri söyleyebilen insanlara çok saygı duydum, ama aynı anda onları anlamakta güçlük çektiğim zamanlar oldu ve zaman zaman acaba gerçekten samimiler mi diye düşünmeden de edemedim.

Hayatım boyunca birçok şeye ilgi duyan ve onlara da ortalama sayılabilecek bir yetenek ve istek barındıran bir kişi oldum. Hayat kümülatif akan bir serüven; son günlerde bu birikimin izlerini hissediyorum. O aktıkça görüyorum ki, o benim ya da özünde toplumun maymun iştahı deyip küçümsediği iştah, yani merak hayatta beni dinç tutan bir armağanmış, yine kendimi tanıma yolunda çabalamaya devam ederken yeni yeni görmeye başlıyorum. 

Üniversitedeyken çok yönlülüğümü en çok takdir eden arkadaşlarım yabancı arkadaşlarım olmuştu ve onlarda da gözlemlediğim benzerlikler vardı, evet, onların küçük küçük bir sürü hobisi vardı. Ortalama düzeyde sadece zevk için yaptıkları… Ama kimse onları maymun iştahlı olmakla yargılamıyordu. Derinleşen sohbetlerimizde de bu konu üzerine konuştuk. Bu konunun en temelinde kültürel ve sosyal farklar yatıyor diye düşünüyorum. 

Bilimin ve sanatın, bir şeyler üretebilmenin ham maddesi olan ve yaşamımızı zenginleştiren “merakla” ilgili olumlu diyebileceğimiz bir atasözümüz yok maalesef, bu çok üzücü ve düşündürücü. “Çok merak insanı mezara sokar“, “İnsanın başına ne gelirse meraktan gelir“, “Fazla merak iyi değildir“… Neden iyi değildir mesela, bunu da merak ediyorum? Neden bu kadar grileştirmek istiyoruz hayatı ve neden bu kadar çok korkuyoruz renklerden, neden gökkuşağına sırtımızı dönmek istememiz? Bizde merak başa bela olarak yansıtılırken, Goethe merak herkesi kanatlandırır diyor. Korku yerine, cesaret veriyor. Thomas Gray de “Bitmeyen bir merak yaşlanmamak için en önemli ilaçtır” diyor bizlere de ilaç olurmuşçasına.

Hayatlarımızda istediğimiz şeyi istediğimiz kadar merak etme, farklı farklı meraklarımızı yaratıcılıkla birleştirme özgürlüğümüz olabilmeli. Değişiyoruz, kabuk değiştiriyoruz, bizim yaşadıklarımızı çocuklarımız yaşamasın diye paylaşmak istiyorum duygularımı ve düşüncelerimi. Ebeveynler olarak, eğitimciler olarak bizler birçok fırsat alanı sunmalıyız çocuklara; sanattan bilime, teknolojiden edebiyata, yemekten müziğe, spordan matematiğe… 

Seçtikleri alanlarda derinleşmeleri, istedikleri alanları bulabilmeleri çok güzel ve desteklenmesi gereken bir durum. Seçimini yapan çocukları alkışlamalı desteklemeliyiz. O konuda hemfikirim ama hangi alanda ne kadar durmak istediklerini bilmeyen, farklı alanları denemekten zevk alan, değişikliği ve renkliliği seven çocuklara da açmalıyız kucaklarımızı.  İştahlarına maymun gibi benzetmelerde bulunmadan, onları yaftalamadan beslemeliyiz meraklarını, kaçırmamalıyız iştahlarını. Merak iyidir güzeldir demeliyiz, uzak durulması gereken bir şey hiç değildir bunun altını çizmeliyiz. Çünkü bence merak etmek, aslında öğrenmenin hammaddesi, zihnimizin benzinidir. Ve belki de yeni özdeyişler üretip gündelik hayat içinde çokça yer vererek çocukların merak duymalarını alkışladığımızı göstermenin vaktidir.

İlginizi çekebilir: Çocuklarla geri dönüşüm zamanı: Çocuğunuzla birlikte yapabileceğiniz 3 tasarım

Duygu Meriç: Ben Duygu Meriç, 2013 yılında Boğaziçi Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği bölümünden mezun oldum. Bir yıl özel bir okulda çalıştıktan sonra atanarak doğu göreviyle köy öğretmenliğini deneyimledim. Daha sonra İstanbul’a döndükten sonra Boğaziçi Üniversitesi Erken Çocukluk alanında yüksek lisansımı tamamladım ve halen Kuştepe’de öğretmenlik görevime devam ediyorum. Sosyo-duygusal öğrenme, çocuk hakları, oyun, çocuk kitapları, anne çocuk ilişkileri ve ebeveynlik stilleri, çocuk tiyatroları, müzik ve toplumsal cinsiyet rolleri temel ilgi alanları olarak odaklandığım konuları oluşturuyor ve burada sizlerle deneyimlerimin ve eğitimlerinin bana verdiği bakış açısıyla önerilerimi ve düşüncelerimi paylaşma serüvenine başlıyorum. Hayata, çocuğa ve eğitime dair bilgi ve önerilerle buluşmak üzere...

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale