X

Maaş günü rutini: Paranızı bölüştürmeniz gereken 7 kategori

Maaşınızı aldığınız ilk gün krallar / kraliçeler gibi, ayın geri kalanında ise orta çağ yoksulu gibi hissediyorsanız, bir şeyleri yanlış yapıyor olmalısınız. Maaş sonlu bir para kaynağıdır, hele ki içinde bulunduğumuz global ekonomik şartlarda. Bu nedenle paranıza bir amaç vermelisiniz. Aksi takdirde hayatınız borç ödemekle ve kendinizi zengin etmek yerine başkalarını zengin etmek için durmadan çalışmakla geçer.

Paranıza bir amaç vermekten ne kastediyorum? Bunun için kendinize “paranın benim için ne yapmasını istiyorum” diye sorun. Paranın sizin için yapabileceklerine birkaç örnek vermek gerekirse:

  • Yaşamsal ihtiyaçlarınızı karşılar.
  • Hayatı keyifli hale getiren şeyleri fonlar.
  • Sizin için çalışıp size para kazandırır.

Paranın tüm bunları sizin için yapabilmesini sağlamaksa sizin elinizde. Para bir yakıttır. O yakıtı kullanarak hangi araçla, ne hızla nereye gideceğiniz size kalmış. Direksiyonda siz varsınız, o nedenle gittiğiniz yöne dikkat edin.

Maaşınız elinize geçtiği gün, paranızı gerekli yerlerde iş görmek için görevlendirmelisiniz. Görev yerlerini, aciliyet ve önem şiddeti en yüksekten en düşüğe doğru sıralayarak listeledim. Bütçe, borçlar, kazançlar kişiden kişiye değişir. Bu nedenle kiminiz yedinci kategoriye kadar kesesi dolu gelirken kiminizin dördüncü kategoride bütçesi tükenebilir ve sonraki kategorilere ayıracak parası kalmayabilir. Hiç önemli değil. Sırayı bozmadan ilerlediğiniz sürece, geliriniz düşük de olsa, borcunuz büyük de olsa bu rutini uygulayabilirsiniz. Her ay düzenli olarak uygulayıp pes etmeden devam ettirebildiğinizde borçlarınızı kapatabilir, gereksiz harcamaları azaltabilir ve finansal gücünüzü arttırabilirsiniz.

Paranızı bölüştürmeniz gereken 7 kategori

(Aciliyet ve önem şiddeti yüksekten düşüğe doğru sıralı)

1. Zorunlu ihtiyaçlar

Maaşınız elinize geçer geçmez ilk yapmanız gereken şey, yaşamsal ihtiyaçlar için harcanacak tutarı ayırmaktır. Gıda, kira, ulaşım giderleri ve faturalar bu kategoriye dahildir.

Zorunlu ihtiyaçlar için ayıracağınız tutar, gelirinizin yarısından fazla tutmamalıdır. Eğer gelirinizin yarısından fazlası zorunlu ihtiyaçlara gidiyorsa, ya zorunlu harcamalardan tasarruf etmenin bir yolunu bularak (dışarıda yemek yerine evde yemek yapmak, daha uygun fiyatlı bir eve çıkmak, enerji tasarrufu ile faturaları düşürmek vb.) ya da gelirinizi arttırarak (iş değiştirmek, ek iş yapmak, pasif gelir kaynakları oluşturmak vb.) zorunlu ihtiyaçları %50 bandına getirmeye çalışmalısınız.

İlginizi çekebilir: Kolay ve etkili bütçeleme: 50-30-20 kuralı ile paranızın kontrolü sizde

2. Acil durum fonu ve sigortalar

Hayatta başımıza gelebilecek onlarca risk var; hastalıklar, kazalar, afetler… Beklenmedik acil durumlar için mutlaka hazırlıklı olmalıyız. Hazırlık, belirsizlik karşısında en büyük gücümüzdür.

Acil durum fonu, yüksek getirili bir tasarruf hesabında bulunan günlük cari hesabınızdan ayrı tutulan bir nakit rezervidir. Bu nakit rezervi yüksek getirili bir hesapta beklediği için, hesapta durduğu süre boyunca değer kazanır. Beklenmedik bir risk yaşandığından da sizi, bu durumu çözmek için evi arabayı satmaktan, eşe dosta el açmaktan ya da kredi çekmekten kurtarır.

Zorunlu deprem, ferdi kaza, özel sağlık ve hayat sigortalarınız ile birlikte acil durum fonunuz paranızı bölüştüreceğiniz 8 kategori içerisinde zorunlu giderlerden sonra ikinci en önemli önceliğiniz olmalıdır.

3. Krediler ve borçlar

Borç demek, paranızın bir kısmı size ait değil, demektir. Size ait olmayan bir şey üzerinde kontrol sağlayamaz, onu yönetemezsiniz. Dolayısıyla finansal durumunuzu düzeltmek ve paranızın kontrolünü elinize almak istiyorsanız, borçlu olamazsınız.

Borcunuz varsa ve her ay sadece asgarisini ödeyebiliyorsanız veya daha da azını, borcun faizi ile birlikte, her ay bir öncekinden daha büyük bir borcun altına giriyor ve kendinizi her geçen gün kurtulması daha zor bir duruma sokuyorsunuz. Bu nedenle eğer borçluysanız bu borcu kapatmak, kazandığınız para ile yapacağınız üçüncü öncelikli hamledir.

4. Emeklilik planı

İlk üç kategori kişisel bütçelemenin temel taşlarıydı, artık bütçelemeyi aşıp parayı çalıştırdığımız yerdeyiz.

Gençken, sağlıklıyken ve para kazanıyorken, bu üçüne sahip olmadığımız günler gelip çattığında ne halde olacağımızı hayal etmekte zorlanıyoruz. Bunun sebebi, uzun vadeli planlar yapmakta ve aksiyon almakta zorlanıyor olmamız.

Emekli olmama daha çok var, diye düşünmeyin. Çok vakit olması büyük avantaj, çok daha küçük katkı payları ile bile tatmin edici bir birikim tutarına ulaşabilirsiniz. Örneğin; 20 yaşında bireysel emeklilik poliçesi açmış bir kişinin 56 yaşına geldiğinde bugünün 70 bin TL’si kadar bir emekli maaşı alabilmesi için aylık 1.500 TL katkı payı ödemesi gerekir. Ancak 20 yaşında değil de 46 yaşında, emekliliğe 10 yıl kala ödemeye başlayan birinin, aynı tutara ulaşmak için ödemesi gereken aylık katkı payı 53 bin 800 TL olacaktır! (Bireysel Emeklilik Fon Getirileri hesaba katılmamıştır).

 Yaşlı nüfusun genç nüfusa oranının yükseldiği ve ortalama ömür beklentisinin giderek arttığı bir dünyada, sadece devlete veya işverene sırtını dayamak yeterli değil. Emeklilikte, artık çalışıp para kazanamayacağımız fakat paraya her zamankinden daha çok ihtiyaç duyacağımız yaşlarda yaşam kalitemizin düşmemesi için, planlamamızı şimdiden yapmalı ve bireysel emeklilik için ödenek ayırmalıyız.

5. Kendine yatırım

Birikim ve yatırım yapacak daha çok paranız olmasının yolu, basit bir ifadeyle, daha çok para kazanmaktır. Bunun yolu da kendinize yatırım yapmaktan geçer. Kendinize yatırım yaptığınızda bir çalışan olarak işgücü değerinizi arttırırsınız ve bu da daha yüksek mevkilere yükselmenizi, daha fazla satış yapmanızı ve sonuç olarak daha fazla para kazanmanızı mümkün kılar. Bu kategoriye ayrılacak para sertifikalar, kurslar, seminerler, kitaplar ve mevcut işinizi büyütmenizi sağlayacak hemen her şey için maddi kaynak olarak kullanılır. Bu alana harcanacak para size çok daha fazlasını kazandıracağından, bir yatırım gözüyle bakılabilir.

İlginizi çekebilir: Hayata yatırım: Kendiniz için yapabileceğiniz en iyi 6 yatırım

6. Finansal hedefler

Borçları sıfırlamak ve refah bir emeklilik de birer finansal hedeftir fakat altıncı kategori, borçsuzluk ve emeklilik kadar zaruri olmayan diğer finansal hedefleri kapsar. Ev almak, çocuğunu yurtdışında okutmak, maaşından daha yüksek aylık getiri sağlayan yatırımlar yaparak finansal özgürlüğe kavuşmak, altıncı kategoriye dahil edilebilecek finansal hedeflere örnektir. Finansal hedefinize ulaşmanızı sağlayabilecek birikim ve yatırım araçlarına ödenek ayırarak belirlediğiniz hedeflere çok daha hızla ulaşabilirsiniz.

7. İstekler

Sonunda o noktaya geldik! Zorunlu ihtiyaçlarımızı karşıladık, borçlarımızı kapattık, birikim ve yatırımlarımızı yaptık ve artık geriye kalan tutarla keyfimize bakma zamanı.

Ben kimim?

Ben bir birikim ve güvence danışmanıyım. İşim, insanların tasarruf ederek birikim yapmalarını ve bu birikimleri sayesinde gelecekte yaşayacakları maddi sıkıntılara karşı kendilerini güvence altına almalarını sağlamak. Bireysel emeklilik, hayat sigortası, tasarruf, yatırım, vergi indirimi ve başka pek çok sorunuz için bana ulaşabilirsiniz. Sorularınızı yanıtlamaktan ve elimden geliyorsa yardımcı olmaktan memnuniyet duyarım.

Kaynaklar:

İlginizi çekebilir: Finansal hedeflerinize ulaşmanızı engelleyen 3 kötü alışkanlık

Çağla Lotinac Akman: AgeSA'da birikim ve güvence danışmanı ve çevre aktivisti. Hafta içi 9-5 danışanlarına finansal danışmanlık vererek insanları daha varlıklı hale getirmek, hafta sonu da deniz kenarında sabah koşusu yapıp koşarken kumlardaki çöpleri toplayıp ayrıştırmak en büyük hobileri arasında. Uplifers'ta 2018'den beri çevre kirliliği, sıfır atık, gezegen dostu yaşam, koşu, kişisel finans ve bütçeleme konularında yazılar hazırlamakta, gezegenimiz için farkındalık yaratmayı ve finansal okur yazarlığı arttırmayı hedeflemektedir. Kendisine ulaşmak ve ücretsiz finansal danışmanlık almak için: (0530)-767-24-64.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale