X

Küçük yaşta başlayan ve ömür boyu süren bir alışkanlık: “Akıllı” emzikler

Emzikler ile akıllı telefonlar arasında bir ilişki kurulabilir mi? Bebekler ilk doğdukları gün düşünülür emziğin kullanılması… Telkinler başlar “kullan rahat edersin, rahat uyursun, vücudun daha az bozulur”.  Emmek aslında anneye bağlanmadır. Bağlanmayı kısmi olarak emzik bakıcısına devredebiliyoruz. Yapılan son çalışmalar, emzik kullanan bireylerin kullanmayanlara göre sosyal iletişim becerilerinin daha düşük olduğunu gösteriyor. Ağıza alınan, günün birçok zamanı birlikte geçirilen emzik, bebeklerde yüz hareketlerini esnek bir şekilde kullanılmasını engellediğinden duygularını, iletişim becerilerini yansıtmada geri planda kalmasına sebep olmaktadır. Mikrop kapması, anne sütü almayı bırakması, damak yapısı bozuklukları, boyna takılan, dolanan emzik aparatları, kulak iltihapları, sürekli emmesinden dolayı oluşan enerji eforu, alıştırdıktan sonra bıraktırma problemleri de cabası…

Emzik, bebeklerde yüz hareketlerini esnek bir şekilde kullanılmasını engellediğinden duygularını, iletişim becerilerini yansıtmada geri planda kalmasına sebep olmakta.

Emzik bebeğin susması için kullanılmamalıdır. Susmasının sağlanmasının yolu ise bebeğin gereksiniminin ne olduğu ve bunun karşılanmasından geçer.

Bırakılmayan alışkanlık: akıllı emzikler

Gelelim yaş biraz ilerlediğinde, hatta son yıllarda tam ilerlemediğinde verilen, satın aldığımız teknolojik emziklere, yani akıllı telefonlara… Bebeklerde bağlanma genelde anneye karşıdır ve emzik bir araçtır. Bireylerde de akıllı telefonlar bir araç ve bağlanma internettir. Dokunmatik ekranlar tamamlayıcısıdır.

Bebeklerde bağlanma genelde anneye karşıdır ve emzik bir araçtır. Bireylerde de akıllı telefonlar bir araç ve bağlanma internettir.

Akıllı telefonu genellikle sosyal medya kullanımları Facebook, Instagram, Twitter için tercih ederiz. Süper ego dediğimiz manevi değerler, vicdan ya da el alem ne der kaygısı neredeyse devre dışı olur. Günlük hayatta ihtiyacımızı karşılayamadığımız egomuzu, sosyal medya sayesinde üst sıralara çıkarırız. Kendimizin, ailemizin resimlerini, yenilen yemekleri, gezilen yerleri paylaşırız. Beğeniler, takipçiler alarak egonun karnını doyurmaya başlarız. Powerbank denilen enerjileri de yanımıza alarak cihazların kapanmasına bile izin vermeyiz. Günümüzde cep telefonundan mahrum kalma denilen nomofobi ve internetsiz kalma dediğimiz netlessfobi artmaktadır. Hatta uyuşturucu bağımlılığı gibi bir bağımlılığa dönüşebilmektedir.

Bağımlılık boyutunda depresyon, narsisizm, takıntılar, sosyal beceri eksiklikleri, hafıza kayıpları, dikkat eksikliği, uyku bozuklukları v.b. problemlerle karşılaşabiliriz.

Kullanmadığımız zaman yoksunluk belirtileri yaşıyorsak, eksiklik duyuyorsak, yatağa telefon ile giriyorsak, araba sürerken bile bakıyorsak, anın tadını çıkarmadan paylaşımlar yapıyorsak? 2017 istatistiklerine göre, gün içerisinde 7 saati bilgisayar başında, 3 saati telefon üzerinden internete bağlanarak ve 3 saati de sosyal medyada geçiriyoruz. Televizyon ve kitap okumayı yazmıyorum. Bu kadar fazla mı demeyin, tuvalete giderken bile telefonunu alıyorsanız yanınıza az bile. Eğer bağımlılık boyutuna yol alabilecek süreçte depresyon, narsisizm, takıntılar, sosyal beceri eksiklikleri, hafıza kayıpları, dikkat eksikliği, uyku bozuklukları v.b. problemlerle karşılaşabiliriz. Denemek isterseniz sadece 24 saat boyunca akıllı telefonları bir kenara bırakalım, bakalım yaşamımızda ne kadar yer edinmiş?

Sizce emzikler ile akıllı telefonlar arasında bir ilişki kurulabilir mi?

İlginizi çekebilir: Çocuklarla daha sağlam bir ilişki kurmak için sağ ve sol beyni kullanmak

Psikolog Burak Arkan: Lisans eğitimini Haliç Üniversitesi Psikoloji bölümünde tamamlayan Burak ARKAN,  Aile Danışmanlığı üzerine yaptığı Yüksek Lisans Programını ise Ankara Üniversite'sinde bitirdi. Halen Gelişimsel Sosyal Psikoloji konusunda Yüksek Lisans Programında akademik hayatını sürdürmektedir. Birçok terapi ekollerinde çalışmalara katılan ARKAN, eğitim hayatı boyunca, Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde psikiyatri klinik ve polikliniklerde, anaokulları, rehabilitasyon merkezlerinde ilk çalışmalarını gerçekleştirmiştir. İş yaşantısı boyunca resmi ve özel kurumlarda görev alan ARKAN, çalışmalarını İstanbul’da çocuk, ergen ve yetişkinlerle sürdürmektedir.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale