X

Kontrolünüzde olmayan şeyleri dert etmekten vazgeçmeniz için 5 öneri

Birkaç sıyrık aldığımız ama bizi yaraladığına ikna olmadığımız her şeyi geride bırakıp büyüdüğümüze inandım. 30’lu yaşlarımıza gelmeden bunu anlamış olmanın galibiyetine sevindim. Dünya sıfır, ben birdim. En azından bugün durum böyleydi. Kafamda bu cümlelerle dünde yaşamaktan vazgeçtim. Beni aşağıya çektiğine inandığım, hedeflerimden uzaklaştıran, kendimi kötü hissettiren her şeyden bu cümlelerle uzaklaştım. Ruhuma atılan her çiziğin beni yaraladığına emin oldum. Her ne yaşarsak yaşayalım beni derinden etkilemesine, zorlu süreçlerin sancılı geçmek zorunda olmadığına inandım. Zihnimi kötü şeylerle dolduran, tahammülümü azaltan, beynimi bir fare gibi kemiren her şeyi o an kendimden uzaklaştırmam gerektiğinin farkına vardım.

Bugünkü bulaşıkları, dünkü bulaşıkları ve daha kirlenmemiş olan bulaşıkları yıkamaya çalışmaktan vazgeçtim. Gelecekle ilgili duyduğum endişelerin ne kadar yersiz olduğunun, tüm o kötü şeyler eğer bir gün olursa oturup uzun uzun endişelenecek vaktim olacağının farkına vardım. Bu haftaki yazım bir Dostoyevski klasiğinden alınmış gibi görünse de yazımızın konusunun hepimize iyi geleceğine inanıyorum.

Peki bunun minimalizmle ne ilgisi var diyeceksiniz. Geçtiğimiz günlerde katıldığım bir radyo programında bununla ilgili uzun uzun sohbet ettik. Minimalizmin yalnızca yaşam alanlarında değil; beslenme, insan ilişkileri, düşünce yapısı ve hatta hedeflerde dahi etkili olduğundan bahsettim. Minimalist yaşamaya karar veren insanlar evlerini sadeleştirmekle kalmaz, beslenme şekilleri, insanlarla iletişimi ve geleceğe bakış açılarında da büyük değişimler yaşar.

Yaşam alanlarındaki düzen zamanla bütün hayatına yansır. Stres ortamının azaldığını, daha planlı ve disiplinli bir yaşam sürdüğünü fark eder. Minimalist bir çizgide ilerlemenin en önemli süreci de yalnızca “şu anla” ilgilenmektir. Ertelemeden yapmamız gerekenleri hayata geçirip, geçmişte olmuş ya da gelecekte olması muhtemel şeyleri dert etmeden yolumuza devam etmek bu noktada büyük önem taşır.

Peki bunun için ne yapmalıyız?

Erteleme belasından uzak durun

Bugünün işini yarına, şimdinin işini sonraya bırakmayın. Yapacağınız şeyleri gözünüzde büyütmekten vazgeçip işe koyulun. Konuşulması gereken bir insan, temizlenmesi gereken bir ev ya da yapılması gereken bir iş toplantısı varsa tüm bunları vaktinde yapın.

Her şeyi olduğu haliyle görün

Gün içerisinde yaşadığınız şeyleri sonu gelmeyen bir film gibi tekrar tekrar zihninizde oynatmaktan vazgeçin. Diyaloglarınızı kafanızda kurmaktan, söylediğiniz ya da söylemediğiniz şeyleri kendinize dert etmekten ve çıkarımlarda bulunmaktan kaçının.

Kendinize zaman ayırın

Burada bahsettiğim cilt bakımı yapmak, ya da kitap okumak değil. Her gün 10 dakika bile olsa kendi içinizle baş başa kalın. Ruhunuzu ve bedeninizi dinleyin. Size iyi gelen şeylere daha çok zaman ayırın. Yoran her şeyden sıyrılın. Hayatın hakkını verin.

Kabullenin

Minimalizm dendiğinde hiçbir şey için çabalamayan, düşünmeyen, hedefleri olmayan, basit kıyafetleriyle bembeyaz mobilyalarında oturan biri zihninizde canlanıyorsa hemen o görüntüyü aklınızdan silin derim. Minimalizmin kişisel olduğundan ve herkesin yaşam tarzının farklı olması gibi sade yaşamı benimseme şekillerinin de farklı olacağından pek çok kez bahsettim. Minimalizm hayatınızdaki elzem şeylerin farkında olmaktır. Ancak yolunuza nasıl devam ederseniz edin, kabullenmeyi öğrenin. Öfkelerinizin, kıskançlık, kırgınlık ya da kızgınlıklarınızın artık geçmişte kaldığını kabullenin. Yolunuza devam etmek için şu anda yaşamaya ihtiyacınız var.

Tek bir cevabın ya da tek bir yolun olmadığını bilin

Yaşınız kaç olursa olsun bir şeylere geç kalmış olma fikrinden kendinizi kurtarın. Sosyal medyada saatlerce vakit geçirip kendi yaşamınızı başkalarıyla kıyaslamaktan, olduğunuz ya da olmadığınız şeyler için kendinizi hırpalamaktan vazgeçin. Daha çok şükretmeyi, affetmeyi ve sevmeyi öğrenin.

Her alanda sade bir yaşam için her gün yeni ipuçları paylaşacağım instagram hesabımı (@yagmurmola) takip etmeyi unutmayın.
Bir sonraki yazıma kadar kendinize ve dünyaya iyi bakın.

İlginizi çekebilir: Dingin bir yaşam için: Hayatınızın her alanında minimalizme giriş

Yağmur Aşık Mola: Yağmur Aşık Mola, 1993 yılında Aydın’da doğdu. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun olduktan sonra çeşitli ajans ve gazetelerde muhabirlik yaptı. Halen bir kamu kurumunda editörlük görevine devam etmektedir. Türkiye’nin en uzun ömürlü insanlarının yaşadığı Nazilli’de hayatını sürdüren Mola, minimalizm, dijital detoks, sağlıklı yaşam konularında araştırmalar yapmış, çeşitli gazete ve dergilerde yazılar kaleme almıştır. İletişim: yagmurasik1@gmail.com https://www.instagram.com/yagmurmola/

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale