X

Kıyas kıyasa yaşamak: Kıyaslamak neden bize mutluluk getirmez?

İnsan zihninin, onu diğer türlerden ayıran harika özellikleri var. Düşünebilme becerisi bize bahşedilmiş en güçlü beceri ama bu gücü nasıl kullandığımıza bağlı olarak aldığımız sonuçlar değişiyor. İnsan geçmiş ve geleceğe yolculuk yapabilen, hayal kurabilen, analiz yapabilen, karşılaştırma yapabilen, canlı olmakla övünürken aslında aynı özellikler sayesinde kendisine büyük tuzaklar kurabilen bir canlı.

Bu tuzaklardan biri de kıyaslamak. Kendimizi bir içerik olarak yaşadığımız halde, zihnimizden geçenleri, duygularımızı, düşüncelerimizi, niyetlerimizi biliriz. Oysa ilişki kurduğumuz insanlara ait içeriğin tümüne erişme şansına hiçbir zaman ve hiçbir koşulda sahip değiliz.

Katıldığım bir seminerde konuşmacılardan biri küçük bir öneride bulunmuştu: “Kendi içinizi başkalarının dışıyla karşılaştırmayın!”

Ne kadar güçlü bir söz! Bilebildiğimiz tek iç, bilebildiğimiz kadarıyla kendi içimiz olduğuna göre, yaptığımız tüm karşılaştırmalar sadece ruh dünyamız açısından değil, mantıksal olarak da yanlış. Aynı kategoride olmayan iki şeyi karşılaştırmanın doğru ve faydalı bir çözüm vermesine imkân var mı?

Montaigne, “İnsan sadece mutlu olmayı isteseydi bunu elde etmek zor olmazdı, ama o diğerlerinden daha mutlu olmak istiyor ve bu da neredeyse imkânsız, çünkü başkalarını, aslında olduklarından daha mutlu sanıyor,” diyerek kıyaslamaların yaratacağı kısır döngüyü çok da güzel anlatmış.

Yine de bunu sürekli olarak yapmaya devam etmemizin bir nedeni olmalı. Buna hizmet eden şeyler neler olabilir?

  • Mutluluğumuza ilişkin nesnel bir ölçü biriminin olmayışı insanı başkasıyla kıyaslayarak mutluluğunu anlamaya yöneltiyor olabilir.
  • Darwin’e göre bu, hayatta kalma mücadelesinin bir sonucu. Hayatta kalmayı diğerlerine göre daha iyi olan, diğerlerinden daha çok şeye sahip olan başarır. Bu nedenle de kıyaslama ve kıskançlık doğar.
  • “İnsan insanın kurdudur”, diyen Hobbes insan doğasında rekabeti ve çatışmayı barındırır diyor.
  • Rousseau’ya göre ise doğal insan eşitlikçi ve mutludur ama toplumsal hayat onu rekabetçi yapmıştır.
  • Dış faktörler, sosyal medya gibi unsurlar kıyaslama dürtümüzü sürekli olarak tetikliyor. Başkalarının harikulade yaşamlar sergilediği sanal alemden topladığımız veriyi zihnimiz “eksik” olduğumuz fikrine dönüştürüyor.

Nedeni her ne olursa olsun kıyaslamak sonunda mutlaka kaybettirir çünkü başkalarına bağımlı olmakla kalmaz, mutluluğumuzu tahmini değerlendirmelerin eline bırakmış oluruz. Bizden kötü durumda olanlara bakıp da elde edeceğimiz tatmin de çok geçicidir çünkü her zaman bizden daha iyi durumda olanlar veya öyle görünenler olacaktır. Kıyaslama bizi kendi doğamızdan, içsel huzurumuzdan uzaklaştırır. Kendimizi anlama, kabul etme ve gelişme süreçlerinden de alıkoyar. Yönümüzü belirleyemez hale geliriz.

Krishnamurti diyor ki, “Rekabet insanın ne durumda olduğunu gizler. Kendinizi anlamak isteseniz başkasıyla mı kıyaslarsınız? Kıyaslayarak herhangi bir şeyi anlayabilir misiniz? Bir yağlı boya tabloyu, başka bir tabloyla karşılaştırarak mı, yoksa o resmin tamamen farkında olarak mı anlarsınız?”

Evet, kabul etmek gerek. İnsanız ve böyle bir yanımız var. Belki de her şeye rağmen bir yanımız kıyaslama alışkanlığını sürdürecek. Küçük haset perisi usul usul kulağımıza fısıldamaya devam edecek, bizi tuzaklara düşürmeye çalışacak. Ama onun varlığını dışlamadan, onu bastırmadan, tıpkı olumlular gibi olumsuz duygularımızın da farkında olup kontrolü yine de elde tutabiliriz. Bu durumda hiç değilse resmin bütününü tanıma ve fark etme şansımız daha fazla olacaktır.

İlginizi çekebilir: Kaygı çağı: Yaşamın getirdiklerine nasıl mutluluk katabiliriz?

Ela Uysal: Hacettepe Üniversitesi, Mütercim Tercümanlık Bölümü’nden mezun olduktan sonra global firmalarda çeşitli görevler aldı. Kurumsal kariyerine devam ederken bir yandan kişisel gelişimle ilgili çalışmalara başladı. 2000’li yılların başında, Türkiye’de eğitimler veren İngiliz Psikolog Stephen Bray’in eğitim tercümanlığını ve 2005 yılında Amerikan The Coaching Institute’un Türkiye’deki eğitimlerinin çevirilerini yaparken ilişkilerin insan mutluluğundaki temel fonksiyonunu derinden sorgulamaya başladı. 2007 yılında bilişsel-davranışçı ekol ve felsefi danışmanlık gibi etkili sonuçlarını gördüğü metotlarla tanıştı. Felsefenin Pratiği, Davranış ve Duygu Değiştirme Teknikleri, Alışkanlık Değiştirme, Davranış Teorileri, 16 PF Kişilik Envanteri, Stresle Başa Çıkma, Aşılama Teknikleri, İlişkilerde Davranışçılık gibi teorik ve uygulamalı dersler aldı. Bireysel terapi seanslarına co-terapist olarak katıldı. Stonebridge College – Advanced Life Skills Coaching / İleri Yaşam Becerileri Koçluğu ve Psikoterapi diplomalarını aldı, Princeton University "Modern Psikoloji ve Budizm" ve "Uygulamalı Etik" (online) sertifikasyonlarını tamamladı. Gelişim ve bilgelik yolunda çok değerli bulduğu nefes ve mindfulness öğretilerini derinleştirmek için Türkiye'de ve dünyadaki ünlü nefes okullarından (Buteyko, Breatheology, Nefes Okulu) nefes eğitimleri aldı, Mindfulness Academy uluslararası akredite mindfulness eğitmeni oldu. Eğitim, seminer ve atölyelerlerle pek çok kurumsal ve bireysel ortamda ilişkiler, mindfulness, duygu ve davranış değişimi hakkında bilgi ve deneyimini aktardı. 2016 yılında "Mutluluk Atlası" 2020'de "Bulut Olmak" kitapları ile okurlarıyla buluşturdu. Kurucusu olduğu Ela Uysal Pozitif İlişkiler Akademisi’nde (PİA) daha iyi ilişkiler için çalışıyor ve ilkeli, itibarlı ve yetkin ilişki koçlarını dünyaya kazandırmak için eğitim programlarını sürdürüyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale