X

Kişisel alma

Dün bir arkadaşımın doğumgünüydü. En yakın arkadaşlarımdan olmasa da, sık görüştüğüm bir insan. İlk başta gelebileceğimi söylemiştim ama cumartesi sabahı onun yaptığı bütün günü kapsayacak programa pek de katılasım gelmedi. Haftasonum sadece iki gün ve pazartesi gelmeden bitirmem gereken iş çoktu.

Ona bir mesaj yazdım ve doğumgününü kutladım, sonra da ikinci bir mesajda gelemeyeceğimi ve evde oturup iş yapmam gerektiğini söyledim. Cevap gelmedi, bir saat geçti, iki saat geçti. Bu sırada doğumgünü için yaptığı Facebook sayfasına bir kaç kere bir şeyler yazdı ve benim ilk aklıma gelen açıklama bana kızmış olduğu ve bu yüzden cevap yazmadığı oldu.

Diğer gitmeyen birkaç arkadaşımla mesajlaşırken, hemen “Size cevap verdi mi?” diye sordum, her cevap alamayan insan için içime biraz daha su serpiliyordu. Kendime aslında hatırlatmam gereken çok basit ve çok önemli bir kural vardı: “Kişisel alma!” Kızın doğumgünü, büyük ihtimal koşuşturuyor ve güzel bir zaman geçiriyor. Ben o kadar yakın bir arkadaşı bile değilim. Cevap almamayı kişisel alma! Ben o anda telefonum yanı başımda, masamda oturmuş iş yapmaya çalıştığım ve dikkatim dağılmaya dünden razı olduğu için her şeyi düşünecek bol bol zamanım olabilir, ama onun yok.

Kişisel almanın anlamını profesörden öğrendim

“Kişisel alma” orijinal veya hiç duyulmamış bir kural değil belki de sizin için. Ama ben bunun ilk ne demek olduğunu anladığım ve benimsediğim zaman, üniversitede bir profesörümün sınıfa söylediği zamandı. 7 kişilik bir dersti ve ders öykü yazmak üzerineydi. Tüm dönem herkes bir şeyler yazıp getirmiş, diğerler insanlarda okuyup yorum yapmıştık workshop formatında. Bazen negatif yorumlara bozulup üzülenler oluyordu, hepimiz sonunda 19-20 yaşlarında, yetenekli yazarlar olmanın hayallerini kuran çocuklardık. Son dersimizde bizim iki katımız yaşında ve birkaç kitap yazmış olan hocamız bize onun hep kendine hatırlattığı birkaç kuralı söyledi. Gerisini hatırlamıyorum ama bunu unutmadım: Kim yazdıkların hakkında, senin hakkında, yaptığın herhangi bir şey hakkında ne derse desin kişisel alma. Karşındaki insanın yaptığı ve dediği şeyler aslında seninle ilgili değil, onlarla ilgili. Ne demek istediğini anlamaya çalış, ama unutma ki; dedikleri senin kim olduğunla ilgili değil.

İlgili yazı: Yapılan eleştirilerin kişisel gelişiminize katkıda bulunması için izlemeniz gereken 8 adım

Yazdıklarınız hakkında, sizin hakkınızda, yaptığın herhangi bir şey hakkında kim ne derse desin kişisel almayın.

Türk kültüründe büyümüş bir insan olarak bir Amerikalı adamın ağzından çıkan bu sözler bana bir vahiy gibi geldi. Sınıfta duyduğum anda gözlerimin kocaman büyüdüğünü ve odanın daha aydınlıkmış gibi geldiğine dair bir hatıram var. Büyürken genelde gözlemlediğim davranışlar ve duyduğum laflar: “Ayıp olur”, “Gitmemiz lazım, onlar da bize geldiler geçen hafta”, “Bilmem kim gitmemiş, laf ettiler” ve benzeri başkasının ne düşüneceğiyle ilgili teorilerle kurulmuş bir hayat. Fakat şunu kendimize hatırlatmak zorundayız ki, o kadar da önemli değiliz. Günün sonunda hayatımızdaki çoğu insan için normal bir insanız ve eğer o insan bizim yaptığımız en küçük şey hakkında konuşuyorsa, belki başka bir meşgale bulması gerekli ve bu insanı hayatımızda bulundurmamız bizim için yararlı olabilir.

Bazı durumlar var ki; düşünceli olmak ekstra bir güzellik sağlamıyor.

Demeye çalıştığım şey, istediğini yap, herkesi kır geçir sonra da umursama değil kesinlikle. Her şeyden önce düşünceli olmak hayatta yapabileceğiniz en güzel hareketlerden biri. Ama bazı durumlar var ki; düşünceli olmak ekstra bir güzellik ve düşünceli olmamak da düşüncesizliğe eşit değil. Çok yakın olmayan bir arkadaşımın, son dakika yaptığı ve bütün günü kapsayacak bir programından gocunmak yapabileceğim en kötü şey değil. Günün sonunda hayatında daha çok şey paylaştığı insanlar kalkıp gittiler ve onunlaydılar. Benim de gitmem eminim hoş olurdu ve güzel bir gün geçirirdik ve belki günün sonunda daha yakınlaşırdık. Ama bu sefer olmadı ve çok da üstünde durmamak lazım.

Şunun da farkındayım ki; benim bana mı kızdı diye düşünmemin sebebi kendimle ilgili emin olamadığım bir şeyle de ilgili aynı zamanda. Acaba güvenilmez, sorumsuz bir insan mıyım? Son dakika bir programdan kaçmak hoş bir hareket değil ve bu, yaptığım zaman kendime kızdığım bir hareket. Cevap alamamaya verdiğim reaksiyon bunu da gösteriyor. Bir daha ki seferlerde çok da gidesim yoksa daveti alır almaz karar verip gelebilirim veya gelemem demem ve buna sadık kalmam lazım. Evet karşıdaki insan için en önemli şey benim gelip gelemediğim olmayabilir ama program yapan bir insan için geleceğini söyleyip gelmeyen insan olmak sıkıntılı bir durum yaratabiliyor. Bu da işin kendime çıkardığım ders tarafı.

Zeynep Lokmanoğlu: Zeynep 26 sene önce Mersin'de doğdu ve simdi Brooklyn'de yasiyor. Boş zamanlarını düşünerek geçirmeyi çok seviyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale