X

Kişiler arası ilişkilerimizdeki mevcut durumumuz: Günümüzden mi kaynaklanıyor, yoksa erken dönemlerimizden mi?

Erken deneyimler ve şemalar, etkileşim ritmleri, teröpatik süreç üzerine…

İnsan dünyaya geldiği andan itibaren iletişim kurarak ihtiyaçlarını gidermeye çalışmıştır. Yaşamın ilk dönemlerinde ebeveynlerle (anne, baba vs.) kurulan ilişki, yaşamın sonraki dönemlerinde kurulan ilişkileri belirlemede önemli role sahiptir. Bireyin ilk zamanlardaki içselleştirmelerinin yarattığı kaygı ne derece karşılanırsa (tepkilerin tutarlı, doyurucu, tamamlayıcı olması bakımından) bu duruma bağlı olarak daha sonraki dönemde ötekini kaybetme korkusu, özerklik durumları bir o kadar belirgin yaşanmaktadır.

Kişilik gelişimi ve davranışların temeli bu dönemdeki ilişkimize bağlı olarak yapılanmaktadır. Kişiler arası ilişkiler; algılanan ebeveynlik stilleri, erken dönem uyumsuz şemalar ve kendilik algısı beraberinde yine erken dönemde çevreyle kurulan ilişkiler ve deneyimler sonucu oluşmaktadır. Ve tüm bu önemli noktaların, bireylerin kişiler arası ilişki biçimlerini etkilediği, ilişki deneyimlemelerinde ortaya çıkmaktadır. Burada önemli olan bireyden çok bireyin dış dünya ile kurduğu ilişki biçimleridir.

Bizler, ilişki biçimlerimizi aslında etkileşim ritmlerimiz ile belirlemekteyiz. Yani ilişkideki yoğunluğumuz, zamanlamamız ve ilişkiyi nasıl yapılandırdığımız ile. Kişiler arası ilişkilerde duygu, düşünce ve davranış stilleri yani kişiler arası dinamizmlerin, ilişkinin yapısını etkilediğini, ilişkiye katkımızı göstermekte olduğunu, beraberinde gelen tanışıklık ve samimiyetin ise ilişki yoğunluğunu etkilediğini bilmekteyiz. Bu ritmlerin nasıl işlediği ise hem bizim iletişim kurma biçimimizi göstermekte hem de psikopatolojiyi anlamada bize yardımcı olmaktadır.

Sağlıklı ilişkiler mi kuruyoruz yoksa çoğu ilişkimizde başarısız mıyız?

Yetişkinlik dönemlerinde karşımıza çıkan psikopatolojik hastalıkların temelinde çocukluk ve ergenlik döneminde kurulan problemli kişiler arası ilişkilerin bulunduğu birçok çalışma ile kanıtlanmıştır. Olumsuz şemalar ve problemli kişiler arası ilişkilere bir örnek olarak şöyle bir durumdan bahsedebiliriz:

Birey ilişki sürecinde öfke duygusunu bir tehdit olarak algılayan bir şemaya sahipse, öfkesini sözel olarak ifade etmeyecek, sözel olmayan iletişiminde ise öfke duygusu gözlemlenecektir. Başka bir örneğe bakacak olursak; psikolojik olarak olumsuz, uyumsuz bireyler davranışları itibariyle ilettikleri mesajların farkında olamadıklarından aldıkları memnuniyetsiz, ya da daha karışık duygu ifadelerini içeren geri bildirimleri adlandıramamakta ve ortaya çıkan patolojik durum süreklilik göstermekle birlikte ilişki kuramaz hale gelinmektedir. Bu bireyler geçimsiz olarak damgalanmaktadır. Olumsuz duygulanımlara ve uyumsuz davranışlara yol açtığı halde şemalar bireye doğru gelmektedir, şema bireye tanıdıktır, bireyce bilinir.

Bireyler kendilerini şemalarını tetikleyen durumlara daha yakın hissetmektedirler. Bu durum uyumsuz, olumsuz şemaların temelini sağlamlaştırıcı ve sürdürücü olmaktadır. Aynı zamanda bu durum bireylerin şemalarının farkında olmamalarına ve bu şemaların dirençli olmasına da yol açmaktadır. Güvenli bağlanma, özerklik, duygu ve düşünceleri ifade edebilme, olumlu benlik algısı, amaç ve gelişim gibi maddesel bazda üzerinde durulacak gereksinimler doyuruldukları takdirde, ilişkilerde etkin iletişim kurabilen, ilişkileri yönetebilen, farklı ortamlara uyum sağlamada rollerinin farkında olan bireyler haline gelmek bir sonuç olacaktır.

İlgili yazı: Karşınızdaki kişiye bağlanma şekliniz ilişkinizi nasıl etkiliyor? 

Kişiler arası ilişkilerde teröpatik süreç ise, öncelikle bilgilendirmek, farkındalık yaratmak ve işbirliği sağlamak adına psikoeğitim vermek, kişiler arası envanterden yararlanarak bireylerin hayatındaki önemli kişileri ve ilişki biçimlerini anlamak, ilişkilerde yaşadığı çatışmalarda hangi yollarla başa çıkıldığının anlaşılmasını sağlayarak bu durumun farkına vardırmak, yaşanılan/yaşanılmış ilişkilerin niteliği, süresi ve mevcut durumu üzerine konuşmak, mevcut ilişkileri etkilediği düşünülüyorsa erken dönemdeki gelişimsel sürece ve deneyimlere bakmak (şemalar, benlik algısı üzerine konuşmak), belirti ve kaygılara dayanarak problem alanı belirlemek (bitirilmemiş iş/çözülmemiş yas, rol çekişmeleri, rol geçişleri, kişiler arası yetersizlikler) şeklinde işlemektedir.

İdil Arasan Doğan: İstanbul doğumlu olan Öğr. Gör. İdil Arasan Doğan, Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Yüksek Lisans programı ile başladığı akademik yaşamını Psikoloji Doktora Programı ile sürdürmektedir. Yüksek Lisans Bitirme Tezini, Prof. Dr. A. Oğuz Tanrıdağ danışmanlığında "Alzheimer Hastaları Bakım Veren İyi Oluş Psikoeğitim Programının Bakım Verenlerin Tükenmişlik Sendromu Üzerine Etkisi" konusunda vermiştir. Üsküdar Üniversitesi Anne & Bebek Ruh Sağlığı Merkezi ve Türkiye Alzheimer Derneği’nde yönetim kurulu üyeliği bulunmaktadır. Akademik çalışmalarına; geriatri, anne & bebek ruh sağlığı, kişilerarası ilişkiler, pozitif psikoloji bağlamında devam etmekle birlikte özellikle yaşlanma, demans; Alzheimer, kişilerarası ilişkiler alanlarında yoğunlaşmıştır. Yapılandırmış olduğu "Hasta Yakınları İyi Oluş Programı"nı Kadıköy Alzheimer Merkezi’nde 3 yıl boyunca uygulamıştır ve halen aynı merkezde ayda 1 kez olmak üzere "Hasta Yakını Destek Programı"nı yürütmektedir.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale