X

Kırılganlığınızı korkusuzca açın: “Ne olursa olsun!” diyebilmek

Başka bir dünyanın mümkün olduğunu söyleyip, hatta buna canıgönülden inanıp aynı yerlerde saymak… Aynı şeyleri yapmaya devam etmek için oyunlar kurmak, dünyayı yakmak ama kendi küçük kabuğunda kendine minik ninniler söylemek…
Biliyorsunuz değil mi bunu, kendinizden, karşınızdakilerden?
Ben de!

Biraz daha kaldırmak lazım o narin popolarımızı yerlerinden, o güzel zihinlerimizi yapışıp kaldığı kasap penceresinden. Birazcık daha.
Biz değişmeden değişsin her şey, rüzgar esip gürlerken, teline değmesin saçımızın minik bir meltem.

Öyle olmuyor işte, o rüzgar hepimizi yerimizden hop diye kaldırıyor.
Sen istediğin kadar kapa pencerelerini, kapılarını, sütçü kapıya geldiğinde anahtar deliğinden içeri sızıveriyor o rüzgar!

Hem en iyi ben olayım, hem de bütün dünya aydınlansın “ama benden sonra” diye bir şey olmuyor.
Her şeyi herkes bilsin “ama benden öğrensin, kepçeci Hasan ben olayım” olmuyor.
Sevdiğim adam/kadın en çok beni sevsin “ama ben bütün dünyayı seveyim” olmuyor.
Dünyada yalan olmasın “ama ben cesaret edemediğim yerlerde kıvırayım” olmuyor.
Pastanın çileği, kreması benim olsun, kekini “diğerleri” yesin olmuyor.
“Kurt yapar” derdi anneannem!

Belki de doğrudur!
Böyle böyle kurtlanıyoruzdur, içimizdeki Gollum’larla beraber arşınlıyoruzdur belki “güzel” dünyamızı. Hep beraber aydınlanıyoruzdur belki, “aynı rengin laciverdine dönüşerek.”

Dürüstlüğü “densizlikle”, duygu ifadesini “cezalandırma, yargılama, suçlama, kendine acıma” ile karıştırmamak gerek.
Saygıyı, “yaşa, ezbere, diplomaya” değil, “davranışa, emeğe, samimiyete, cesarete, özgünlüğe” vermek gerek.
Sevgiyi sadece küçüğe değil, kendimize vermemiz gerek. Belki o zaman, yavaşça yerimizden kalkmak için bir özgüvene ve yaşam inancına sahip oluruz.

Azıcık salmak gerek sıkı sıkıya tuttuğumuz dizginleri, varılacak bir bitiş çizgisi yok. Ulaşılacak, aşılacak, kaçılacak bir eşik yok ya da beklediğimiz yerde değil!
Biraz her şey şaşı bak şaşır oyunları gibi. Şaşı baksan da olmuyor bazen, şaşılığına gülmeye başladığında belki karşındaki karmaşıklıktan bir aslan görünür oluyor. Öyle, kuralları var gibi görünen ama kuralsız bir oyun.
İşte tam bu yüzden, korkuların ardından filizlenerek çıkmış tüm akılcı planlar, manipülasyonlar, kimliklenmeler fazla yenilen pasta kreması etkisi yapıyor bağırsaklarımızda.
Kurtlanıyoruz.

Yiyecekler mantarla kaplandıktan sonra yavaş yavaş kurtlanırlar. Artık geri dönüşüm başlamıştır. O bölge çürümüş, boşa çıkmıştır. Öyle değil mi?
Sizin nereniz kurtlanıyor?
Artık dönüşmesi gereken neresi kendini bu kıvranmalar ile gösteriyor?
Bazen birinin davranışında, bazen içinizden geçeni söyleyemeyen hallerinizde, bazen tetiklenen korkularınızda, kıtlık inancınızda, rekabette, oltanın ucundaki havuçtan kendinizi alamayışınızda… Sizinkiler nerelerde kıpırdanıyor?

Evet, yeni bir dünya istiyorsak, eski koltuklarımızdan kalkmayı öğrenmek zorundayız hep beraber. Kardeş olmayı öğrenmek zorundayız. Dünyalık kardeşlikten bahsetmiyorum, varoluşun kardeşliğinden bahsediyorum. Herkesin aynı çanak içinde olduğu, herkesin en az bizim kadar çabaladığı, en az bizim kadar kaybolduğu ve kendini tekrar tekrar bulduğu…

Belki bu sefer kaybetme korkusuna karşı, kaybetmenin keyfini yaşamaya gider maceracı gönüllerimiz.
Bir bıkkınlıkla belki “Ne olursa olsun!” der içimizde asi yanımız.
Kardeşliğe, dürüstlüğe doğru bir adım atar.
Kırılganlığını korkusuzca açmaya yönelik bir çığır açar kendi küçük dünyasında.

Uzun lafın kısası, her şeyin “en” tarafının fazlası bağırsaklarımızı bozar!

İlginizi çekebilir: Sanrılar dünyasında bir yaşam mı, gerçeklerle yürüyen bir yaşam mı?

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale