X

Kırık bağlar: Duygusal yoksunluk şemasının ilişkilere etkisi

Aşkın tıpkı her insanın parmak izinin farklı olması gibi pek çok farklı formu olduğunu biliyoruz. Literatüre, edebiyata, psikanaliz yazınlarına baktığımızda aşkı farklı formlarıyla tarif etmişlerdir. Freud’a göre bir çocuğun annesine olan bağımlılığı; açlığını giderebildiği, sıcaklık, yakınlık ihtiyacını giderebildiği bir anne şefkatine benzemekteydi. Lacan’ a göre “Aşk, sende olmayan bir şeyi onu senden talep etmeyen birine vermekti. Ve aşk, başka birinden onda olmayan bir şeyi almaya çalışmaktı da aynı zamanda. Ondan yapamayacağı, olamayacağı, bilemeyeceği şeyi de istemekti. Bazı analistlere göreyse aşk; narsisistik bir projeden daha ötesi değildi. Ovidus’un ‘’Aşk Sanatı’’ndaysa; aşk ne kadar yaralasa da göğsünü oklarıyla, savursa da meşalesini sonunda teslim olmalıydı ona. 

Tüm bu söylemleri üzerine düşünmeye değer bulmakla birlikte, aşkı terapi odasında referans aldığım ekolle, Duygusal Yoksunluk Şemasıyla değerlendireceğim.

Duygusal yoksunluk şeması nedir?

İnsan hayata ilk başladığında kendisine bakım sağlayanlara yoğun ihtiyaç duyma eğilimindedir. Bu ihtiyaçlar fiziksel olduğu kadar duygusal olanları da kapsamaktadır. Empati, bakım, ilgi, sevgi, tüm bunlar ihtiyaçlarımızın duygusal boyutuyla ilgilidir. Duygusal yoksunluk şeması da, güvenlik, bakım, kabul ve diğerlerine güvenli bağlanma gibi duygusal ihtiyaçların karşılanmadığı ya da uzun ayrılıkların olduğu aile ortamlarında gelişir. Hiç tesadüf değildir ki bu şemaya sahip kişilerin ebeveynleri zaman zaman reddedici ve duygusal destekten yoksun özelliklere sahiptirler.

Duygusal yoksunluk şemasının gelişimsel kökeni

Çocuğu duygusal anlamda beslemekten sorumlu kişi, yaşamının ilk yıllarında çocuğun dünyasının merkezini oluşturur. Dolayısıyla bakımveren ilk ilişki, daha sonrakiler için bir prototiptir. Hayatın geri kalanında, yakın ilişkilerin birçoğu annemiz ya da babamız ile olan ilk deneyimlerin izlerini taşıyacaktır. 

Duygusal yoksunluk şemasının kökenlerine baktığımızda ise;

Soğuk ve sevgi vermeyen bir anneye rastlarız. Ebeveyn çocuğuna yeteri kadar sarılmamıştır. Çocuğun sevildiğine ya da değerli biri olduğuna dair bir his oluşmamıştır. Ağladığında annesi çocuğu gerekli şekilde yatıştıramamış, çocuk kendi kendini yatıştırmayı veya başkalarının onu yatıştırmasını öğrenmemiştir.  İlk bakımveren kişi, çocuğun dünyası ile empati kurma zorluğu yaşamıştır. Ebeveyn, çocuğu yeteri kadar yönlendirememiş ve tüm bunların ışığında çocuğun güvenebileceği somut bir şey oluşmamıştır. 

Bu tanımdan yola çıkarak, duygusal yoksunluk şemasına sahip kişilerin gelecekte kendisine tıpkı böyle veya benzer şekilde bakacak kişilerle aşkla yönelmesi tesadüf değildir. Çünkü kişi yalnızca bildiği ayak izlerini takip etmektedir. Yani soğuk ve ihtiyaçlarını yeterince karşılayamamış bir ebeveyn figürüne aşina olan kişi yetişkin yaşantısında da bu profile uyan kişileri hayatına almaya başlayacaktır. 

Duygusal yoksunluk şeması şu belirtilerle kendini gösterir;

Duygusal yoksunluk bir o kadar da fark edilmesi zor bir şemadır. Çünkü diğer şemalarda olduğu gibi travmatik yaşantılar, istismar, kötü yaklaşım öyküsüne rastlamayız. Peki, bu şemanın varlığını nasıl anlayabiliriz?

  • Kronik yalnızlık hissi
  • Boşluk hissi
  • Diğerleri tarafından anlaşılmadığına dair güçlü inançlar
  • Çevresi tarafından korunmadığı, ilgi gösterilmediği, merak edilmediği, dinlenmediğine dair güçlü inançlar
  • İlişkilerde yaşanan hayal kırıklıklarının varlığı
  • Depresyon ve anksiyete: Sürekli duygusal eksiklik hissi, depresyon ve anksiyeteyi tetikleyebilir. Kişi, duygusal boşluğunu bir türlü dolduramadığı için sürekli bir huzursuzluk içinde olabilir.
  • Kendini yetersiz hissetme: Kişi, kendisini değersiz ve sevgiye layık görmeyebilir. Bu da özgüven eksikliklerine yol açar ve kişinin hayatında sağlıklı ilişkiler kurmasını engeller.

Yukarıdaki maddelerin yaşamınızda yer kapladığı ölçüde, bu şemanın varlığından söz edebiliriz. Geçmiş ilişki deneyimlerinizi değerlendirdiğinizde, benzer döngülere rastlıyorsanız ve bu döngüler ‘’size iyi gelmeyen’’ türde ise şemanın varlığını sorgulayabiliriz.  İlişki yaşadığınız kişi size fazla yakınlaşınca ilişkiyi bitirmek için nedenler bulmaya başlıyorsanız, yoksunluğunuzu ilişkinizi sabote ederek pekiştiriyorsanız, partnerinizin neredeyse sihirli bir şekilde ihtiyaçlarınızı karşılamasını umuyorsanız, çocukluğunuzda karşılanmamış ihtiyaçlarınız gündeme gelmiş diyebiliriz. 

Bilinçdışımız eski patikaların izlerini taşıyan kişileri kucaklarken, bugün aşkı anlatan şarkılarda duygusal yoksunluk şemasının izlerine de rastlıyoruz.

“…Uzaklığın en büyük yaraydı
Yaraya gülümsedim her sabah
Yarayı önemsedim
Yarayı hazırladım gözlere
Yarayı temizledim
Yarayı öptüm ellerinden
Yarayı dinledim
“Benden onda da var” dedi
Yarasını sevdim
Elini uzattın hep
Havada kalan en güzel hayalimiz
Yaramızı unutturur
Yarayı kapatan aşk
Yaradan da derin…”

Peki bu satırları okurken aşkı nasıl deneyimlediğini düşünüyorsun? Partner ‘’seçimlerin’’ geçmiş zihin haritanın otomatik yanıtlarına mı benzer? Yoksa ilişkilerinde iyileştiğini hissedenlerden misin?

Bu şemaya sahip olduğunu düşünüyorsan bilmeni isterim ki, duygusal yoksunlukla başa çıkmak öğrenebilir ve sağlıklı ilişkiler kurarak duygusal açıdan daha tatmin edici bir yaşam sürebilmek mümkün.

Duygusal yoksunluk şeması üzerine farkındalık kazanmak hem kişisel hem de psikoterapi süreci için çok önemli bir adımdır. Şema terapisi ile bu kalıpları değiştirmek, hayatı daha sağlıklı ve tatmin edici hale getirmeye yardımcı olabilir. Duygusal yoksunluk şeması olan kişiler için terapisti ile kurulacak bağ iyileştirici bir etki yaratır. 

İletişim için Instagram; Psikologhazalaslan

İlginizi çekebilir: Ergenliğe bakış: Sağlıklı iletişim kalıpları

Hazal Aslan: Hazal Aslan, İstanbul Bilim Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümünden 2017 yılında mezun olmuştur. Akabinde uzun dönem yurt dışında bulunarak dil eğitimini tamamlamıştır. Türkiye'ye geri dönmesinin ardından çeşitli özel kurumlarda psikolog olarak görev yapmıştır. 2020 yılında İstanbul Aydın Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programına kabul edilmiştir. Yüksek Lisans eğitimi esnasında almış olduğu psikoterapi eğitimleri doğrultusunda süpervizyon eşliğinde danışan görmüştür. ''Doğuma Psikanalitik Bakış'' Projesi ile mezun olmuş ve uzmanlığını tamamlamıştır. Gönülden bağlı olduğu Saadet Öğretmen Çocuk İhmal ve İstismarını Önleme Derneği ile pek çok eğitim kurumunda seminerlerde konuşmacı olarak yer almıştır. UCİM ( Uluslararası Çocuk İhmal ve İstismarı Önleme Derneği ) Eğitim Koordinatörü olarak görev almaktadır. Temel olarak eğitimini alarak yararlandığı yaklaşımlar; Şema Terapi, Bilişsel Davranışçı Terapi, Deneyimsel Oyun Terapisi, Pozitif Psikolojidir. Pek çok farklı modelin eğitim ve süpervizyon sürecinden geçmiştir, eğitim serüveni devam etmektedir. ‘’Her insanın anavatanı çocukluğudur. İns’an, çocukluğunda yaşadığı anları unutsa bile o anların yarattığı hisleri her daim hatırlar. ‘’ ilkesi ile mesleki çalışmalarına özel bir klinikte devam eden Psikolog Hazal Aslan; çocuk, genç yetişkin, yetişkinlerle yüz yüze ve online seans kabulünü gerçekleştirmektedir. Yaşamdan ilham alarak, ins’anın var oluş haline dair fikirlerini yazdığı, Instagram hesabı: psikologhazalaslan

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale