X

Kim korkar hormonlardan?

Son zamanlarda hormonların tehlikeleriyle ilgili pek çok söylenti kulağıma geliyor. Vücutta olmazsa olmaz hormonlardan dünya dışı korkunç maddelermiş gibi bahsediliyor; işin kötüsü bu asılsız korkular pek çok kişinin tedavisini aksatmasına yol açıyor.

Bu korkuların bir örneği doğum kontrol hapları… Hormon kullanmaktan korktuğu için doğum kontrol hapı kullanmayacağını belirten pek çok kadın var.1 Komşu teyzelerden duyulan bilgilerle, altın günlerindeki dedikodular yarışıyor sanki… Doğum kontrol haplarındaki hormonlarla sebze-meyve üretiminde kullanılan hormonların aynı olduğunu sananlar bile var…

Önce hormon nedir ona bir bakalım: Hormonlar tiroid ve pankreas gibi endokrin organlarımız tarafından üretilen ve mesajların vücudumuza iletilmesini sağlayan vazgeçilmez haberciler. Mesajları vücudumuzun ilgili bölümlerine ileterek acıkma gibi basit bedensel işlevlerden, üreme gibi karmaşık işlemlere kadar pek çok işlevin doğru şekilde yapılmasını sağlıyorlar.2 Ve tabii ki doğum kontrol haplarındaki hormonların domates üretiminde kullanılan hormonlarla alakası yok.3,4 Doğum kontrol hapları, her kadında doğal olarak bulunan kadınlık hormonları olan östrojen ve progesteronun yaygın kullanım için üretilen formlarını içeriyor.3 Tarımda kullanılan hormonlar ise bitkilerin büyüme ve gelişimiyle ilgili farklı maddeler.4

Doğum kontrol haplarında bulunan kadınlık hormonları, düzenli kullanımda kadın vücudunda gebelik dönemini taklit ederek etki gösteriyor; bu sayede yumurtlamayı engelliyor ve spermin rahme geçmesine engel olacak şekilde rahim ağzındaki mukusu kalınlaştırıyorlar, ayrıca rahim iç cidarını da döllenen yumurtanın yerleşmesini engelleyecek şekilde inceltiyorlar.5,6 Bu etkileri sonucunda da gebeliğe karşı %100’e yakın bir oranda koruma sağlıyorlar.3,5 Düzenli kullanımda en yüksek korumayı sağlayan yöntemlerden olan doğum kontrol hapları, etki ve güvenliliği nedeniyle dünya çapında 100 milyondan fazla kadın tarafından tercih ediliyor.5

Konu komşudan duyup da gerçek olduğunu sandığımız bu korkuların ya da efsanelerin bir temeli var mı?

Doğum kontrol haplarındaki hormonlarla ilişkilendirilen pek çok korkunun aslında bir temeli olmadığını biliyoruz.7 Korkuların çoğu eski bilgilere ve hurafelere dayanıyor. Doğum kontrol hapları kullanımlarına başlanan yaklaşık 60 yıllık süre içerisinde çok gelişti ve değişti. İlk keşfedildikleri 1960’lı yıllardaki yüksek olan hormon dozları azaltıldı ve düşük yan etkili, farklı progesteronlar geliştirilerek kullanılmaya başlandı.8 Hala doğru olduğu sanılabilen bu efsanelerden bazıları ve gerçekler aşağıda:

  • Hormonlar kilo aldırırmış! Doğum kontrol haplarındaki hormonların kilo aldırdığı günümüzde sadece bir efsane. Doğum kontrol haplarının kilo alınmasına yol açmadığı kanıtlanmış durumda.7 Yeni kuşak doğum kontrol hapları vücutta su tutulmasına yol açmadıkları için, böyle bir etkiye de yol açmazlar.9
  • Haplar hormon düzenini bozup kısırlık yaparmış! Doğum kontrol hapı kullanımı gebe kalma becerisini etkilemez. Hapı bıraktıktan hemen sonra gebe kalınabilir. Yalnız unutmayın yaş ilerledikçe gebe kalmak güçleşir, 40’larındaki bir kadının gebe kalma olasılığı 30’lu yaşlara göre daha düşük olacaktır.7
  • Hormonlar kanser yaparmış! Doğum kontrol haplarının yumurtalık ve rahim kanseri ile kalın bağırsak kanseri sıklığını azalttığı gösterilmiştir.9
  • Haplar cinsel isteği köreltirmiş! Doğum kontrolünün cinsel isteği etkilemesi pek mümkün değil, uzun süredir birlikte yaşayan ve çocukları olan çiftlerin cinsel istek değişimlerini doğum kontrolüne bağlamaları sık rastladığımız bir durum.7

Bu efsaneler yanlış olduğu gibi, yeni nesil doğum kontrol haplarında bulunan kadınlık hormonlarının farklı yararları da var: Selim meme hastalıklarını ve yumurtalık kistlerini azaltıyor, kansızlığa karşı koruma sağlıyor, adet sancısı ve düzensizliği gibi sık görülen sorunları önlüyorlar. Bunlara ek olarak bazı doğum kontrol hapları akne ve kıllanma tedavisinde kullanılıyor; bazıları da adet öncesi gerginliği tedavi ediyor.9

Sonuç olarak, kadınlık hormonlarını içeren doğum kontrol hapları dünya çapında milyonlarca kadını zamansız gebeliklerden ve bunun istenmeyen sonuçlarından koruyan, istedikleri zamanda istedikleri sayıda çocuk yapmalarını sağlayarak yaşamlarını düzenlemelerine olanak tanıyan büyük bir gelişme.9

Yaşamınızın bu döneminde çocuk sahibi olmayı düşünmüyorsanız hangi doğum kontrol yönteminin sizin için uygun olduğunu doktorunuza danışın ve gereksiz endişelerden kurtularak hayatınızı güvenle yaşayın.5,10

 

Kaynaklar:
(1) Guendelman S, et al. Perceptions of Hormonal Contraceptive Safety and Side Effects Among Low-Income Latina and Non-Latina Women Maternal and Child Health Journal 2000;4(4):233-237
(2) https://www.hormone.org/hormones-and-health/hormones/hormones-and-what-do-they-do
(3) https://www.nhs.uk/conditions/contraception/combined-contraceptive-pill/
(4) https://www.nutrienagsolutions.ca/about-cps/news/plant-hormones
(5) https://embryo.asu.edu/pages/birth-control-pill
(6) https://www.mayoclinic.org/tests-procedures/combination-birth-control-pills/about/pac-20385282
(7) https://www.insider.com/common-birth-control-questions-answers-2018-6#9-can-you-skip-your-period-when-youre-on-the-pill-9
(8) https://www.medscape.com/answers/258507-109045/what-are-combination-oral-contraceptives
(9) Dhont M. History of oral contraception, The European Journal of Contraception & Reproductive Health Care 2010;15:sup2:S12-S18
(10) https://www.ema.europa.eu/en/find-medicine/human-medicines/referrals/combined-hormonal-contraceptives

Op. Dr. Ebru Zülfikaroğlu: 1989’da TED Ankara Kolejini, 1995’de Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. 2001’de Numune Hastanesinde Genel Cerrahi Uzmanlığını, 2004’de Zekai Tahir Burak Hastanesinde Kadın Doğum Uzmanlığını aldı. 2001- 2002 yıllarında Yale Üniversitesi Reprodüktif Endokrinoloji ünitesinde ‘İmplantasyonda HOX A10 genin ekspresyonu’ ile ilgili moleküler düzeyde çalışmalarda bulundu. Horasan ve Haymana Devlet Hastanelerinde Kadın Doğum Uzmanı olarak hizmet verdi. Zekai Tahir Burak Hastanesinde Perinatoloji (Yüksek Riskli Gebelik), İnfertilite (Kısırlık), IVF (Tüp Bebek), Menopoz, Jinekoloji ve Endoskopik Cerrahi ünitelerinde çalıştı. 2009- 2010 yıllarında CISED’in eğitim programına katılarak Cinsel Terapist oldu. Genel Cerrahi uzmanı Doçent Dr Barış Zülfikaroğlu ile evli. www.drebruzulfikaroglu.com

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale