X

Kendinizle ilgili söylememeniz gereken 15 cümle

Kendinizi nasıl gördüğünüz özgüveninizi yükseltebilir ya da tamamen yıkabilir. Başarılı olmak istiyorsanız, işte kendinizle ilgili söylememeniz gereken 15 şey:

Keşke bu kadar şanssız olmasaydım…

Ne kadar fazla imkanları zorlarsanız o kadar şanslı olacaksınız. Eğer bir şeyi elde etmek istiyorsanız durmayın, peşinden gidin. Başarı, peşinden koşmakla gelir; şans ile değil.

Benim için artık çok geç, ne gerek var…

Hayatınızı değiştirmek için asla çok geç değildir. En çok hasar görenlerimiz bile, hayatlarının kontrolünü ele almak için küllerinden doğabilir. Yaşınızı servetiniz olarak görün, borç ya da sorumluluk olarak değil. Zaman, tecrübe kazandırır; tecrübe de bilgi.

Ama hakkımda ne düşünürler…

Başkalarının hakkınızda ne düşündüğü konusuna kafa yormanız, stres seviyenizi yüzde yüz artırır. Başkalarını etkilemek için gerçek kimliğinizden asla ödün vermeyin. Eğer bir kişi sizin gerçekten arkadaşınızsa, sizi olmanız gereken değil, olduğunuz kişi olarak takdir edecektir.

O kadar aptalım ki…

Kimse her şeyin doğrusunu yapmıyor, o nedenle kendi üstünüze bu kadar gitmeyin. Hepimizin kendine özgü yetenekleri var. Bir şeyi kötü yapmak sizin aptal olduğunuz anlamına gelmiyor. Zayıflıklarınıza kafa yoracağınıza, güçlü olduğunuz yanlarınızı geliştirmeye odaklanın ve bu yanlarınızı olabildiğince kullanın. İyi olduğunuz bir işi ne kadar fazla yaparsanız, özgüveniniz de o kadar yükselecektir.

Beni hiçbir zaman kimse sevmeyecek…

Bunu nasıl bilebilirsiniz? Cevap: Bilemezsiniz. Evde oturup bunu düşünerek (ki bu süreci dışarı çıkıp potansiyel adaylarla tanışma ihtimalinizi düşünerek geçirebilirsiniz) durumu daha kötü bir hale getiriyorsunuz. Pijamalarınızın içine saklanarak Beyaz Atlı Prensiniz ya da Pamuk Prensesiniz ile tanışamazsınız. Gerçekten o kişiyi bulmak istiyorsanız, ona göre davranın.

Yapamayacağım…

Yarışmadan yenilgiyi kabul etmeyin. Eğer yardımı olacaksa, hayatınızdaki en büyük üç başarınızı düşünün. Bu üniversite mezuniyetiniz, terfi almanız, blog yazmaya başlamanız veya geçirdiğiniz güzel bir randevu olabilir.  Üç tane buldunuz mu? Şimdi kendinize her biri için sorun, “bunu başarmak için hangi özelliklerimi kullandım?” Cevaplarınızı bir kenara not alın. Baskın bir cevap fark ettiniz mi? Eğer ettiyseniz, başarıya giden yol önünüzde uzanıyor.

 _____’nin beni sevmediğini düşünüyorum, çünkü mesajıma/aramama/e-mailime cevap vermedi…

Bu şekilde sonuçlara ulaşmak ben-merkezli bir bakış açınız olduğunu gösteriyor. Ayrıca, arkadaşınızın ya da partnerinizin okul/iş vb. bir yerde çok meşgul olması ihtimali daha yüksek. İnsanların birçok işi var, her şey sizinle ilgili değil.

Hayat hiç adil değil. Eğer bir şeyler farklı olsaydı…

Hayır, hayat adil değil. Bunu size söylemek istemezdim, ama asla da olmayacak. Hayatınızın herhangi bir anında, ama her zaman iyi ve kötü şeyler olacak. Bu durum sizin kontrolünüz dışında gerçekleşiyor, o nedenle boşverin. Ancak iyi şeylere mi kötü şeylere mi odaklanacaksınız? İşte orası tamamen size bağlı. Kontrolünüz dışındaki olumsuz şeylerle ilgili strese girmek istiyorsanız, buyurun; ama şunu bilin ki kendinizi iyi hissetmeniz açısından bunun hiçbir faydası olmayacak (hatta tam tersini yapacak). O nedenle olumlu şeylere odaklanın, çünkü şu an size durumunuz nasıl görünürse görünsün, emin olun ki düşündüğünüzden daha iyi bir durumdasınız.

Vücudumdan nefret ediyorum…

Lütfen, bunu söylemeyi bırakın. Kıvrımlı hatlı, aşırı zayıf ya da kaslı bir vücudunuz olmasının hiçbir şeyle ilgisi yok. Vücudunuz, sizi dünyanın herhangi bir yerine taşıyan olağanüstü bir gemi. Vücudunuza iyi bakın ki o da sizin iyi görünmenizi sağlasın. Kusur olarak gördüğünüz özelliklerinize kafa patlatarak, hem değerli vaktinizi hem de enerjinizi tüketiyorsunuz. Vücudunuzda kusur aramayın, kendinizde güzel/yakışıklı ve çekici bulduğunuz özelliklerinize odaklanın.

O kadar utangacım ki keşke görünmez olsam…

Eminim ki bu yazıyı okuyan herkes, hayatında en az bir kere üzerine yemek dökmüş, bir tabağı düşürüp kırmış, herhangi bir şeye takılıp düşmüş ya da duvara toslamıştır (bir tek ben olamam). Toplum içinde pot kırıp yanaklarınız kıpkırmızı kesildiğinde, derin bir nefes alın ve kendinize şunu söyleyin, “abartılacak bir şey yok.” Bonus puan kazanmak isteyenler, bu tarzdaki olayları ciddiye almadıklarını göstermek için kendilerine gülebilir 🙂

O bana bakmaz…

Bakacağı ya da bakmayacağı bir şey yok, o nedenle kendi kendinize olumsuz mesajlar vermeyi bırakın. Eğer o kişiden hoşlanıyorsanız, bunu doğrudan söyleyin.

 _____’nin benim yerime seçildiğine inanamıyorum…

Kıskançlık hiçbir faydası olmayan ama bir hayli zararı olan yıkıcı bir duygudur. Sizin almayı umduğunuz terfiyi iş arkadaşınız aldıysa destekleyici olun. İş arkadaşınızda muhtemelen sizin kadar bunu hak etmiştir (etmese bile, düşmanca tavır sergilemenizi gerektiren bir durum yok – sizin seçilmemeniz kesinlikle arkadaşınızın suçu değil). Reddedildiğinizde yapabileceğiniz en iyi şey, olumsuz hislerinizi olumlu tavırla değiştirmektir. İşi sizin almanız gerektiğini mi düşünüyorsunuz? Dedikodu yapmayı bırakın ve o kişinin siz olmanız gerektiğini ispatlayın.

Çok zor…

Gerçekten ama gerçekten neyin zor olduğunu biliyor musunuz?

– 72 yaşınızda maraton koşmak, hem de tekerlekli sandalyedeki oğlunuzla birlikte.

-Okyanusta 110 mil (53 saat) yüzmek.

-2 ay boyunca -30 derecede donmuş bir arabada hayatta kalma mücadelesi vermek.

Evet, işte bu yüzden bir şeylerin zor olduğunu söylemeye hakkınız yok. Eğer inanıyorsanız, başarırsınız.

Artık kimseye güvenemiyorum, o kadar çok incindim ki…

Güven hakkında ilginç bir bilgi vereyim: İnsanlara ne kadar az güvenirseniz, onlar da size o kadar az güveniyor. Herkes güveninizi hak ediyor mu? Kesinlikle hayır, ama bu sizin paranoyaklaşmanız için geçerli bir neden değil. Eski partneriniz ya da partnerleriniz güvenilmez olması sonrakilerin de öyle olacağı anlamına gelmiyor. Bu durum, henüz doğru kişiyle tanışmadığınızı gösteriyor.

Elimi eteğimi çekeceğim bu işlerden…

Hayat bilgisayar oyunu gibi. Ne kadar kaybederseniz kaybedin, istediğiniz kadar “devam” tuşuna basabilirsiniz. “Çıkış”a basana kadar kaybetmiş olmazsınız, o yüzden oyundan çıkmayın.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale