X

Kendinizi zayıf ve yetersiz hissettiğinizde hayatınızın kontrolünü yeniden elinize almanın 26 yolu

“Yaşadığımız hayat tecrübeleri kim olduğumuzu belirler. Mutlu anların tadını çıkarabilmek için mutsuzluğu tatmak gerekir. Bu yüzden risk almak önemlidir.” -Nev Schlman

Bir ilişkiyi sonlandırdınız, işinizden ayrıldınız, uğruna aylar harcadığınız bir iş başarısız oldu, aile ilişkilerinizde ters giden bir şeyler var, sağlıklı değilsiniz ya da maddi anlamda zorluklarla savaşıyorsunuz… Bunların her biri, herkesin başına gelebilecek aslında oldukça sıradan olan ancak yaşamı zor ve yorucu bir hale getiren problemler. Hatta bazen bu problemler psikolojik ve fiziksel anlamda hayatımızda oldukça derin izler bırakabiliyor. Ne var ki insan, bu problemlerin kendisinde bırakacağı izlerin büyüklüğünü kontrol edebilecek kapasiteye sahip. Yani aslında hepimiz, sandığımızdan çok daha güçlüyüz!

Zaman zaman bizi ve gücümüzü test eden bu sorunlarla başa çıkmanın yollarıysa oldukça basit. Sadece her zaman olduğumuzdan biraz daha motive olmak ve yaşadıklarımıza değil de çözümlere odaklanmak yeterli. Nasıl mı?

İşte hayatın getirdiği zorluklarla mücadele etmenin 26 farklı yolu.

Fit yaşayın.

Sizi temsil edeceğine inandığınız ve bağlanacağınızı düşündüğünüz bir egzersiz yöntemi keşfedin ve onu hayatınızın bir parçası haline getirin.

Sağlam zihin sağlam vücutta bulunur. Bedeniniz ne kadar zayıflarsa ve güçsüzleşirse zihniniz de o kadar güçsüzleşir. Sinir sisteminiz zayıflar ve olaylara karşı dayanıklılığınızı kaybedersiniz. Sizi temsil edeceğine inandığınız ve bağlanacağınızı düşündüğünüz bir egzersiz yöntemi keşfedin ve onu hayatınızın bir parçası haline getirin.

Kendinize daha fazla zaman ayırın.

Kendinizi iyi hissetmediğiniz zamanlarda, oturun ve sizi şimdiye kadar en çok güldüren, mutlu eden ve iyi hissettiren şeylerin listesini yapın. Ve aralarından beş tanesini seçip, hepsini bir güne sığdırın. O bir günü kendinizi düşünerek geçirmiş olmak, size aslında ne kadar değerli olduğunuzu hatırlatacak ve güç verecek.

Doğru beslenin.

“Yediklerimin başıma gelen zorluklarla ne ilgisi var?” demeyin. Sağlıklı beslenmek ruh halinizi, modunuzu, düşünce şeklinizi, hatta duruşunuzu dahi olumlu etkiler. Vücudunuzun neye ihtiyacı olduğunu tespit edin ve öğünlerinizi ihtiyaçlarınıza göre düzenleyin.

Dağınıklıktan uzak durun.

Temizlik yapmak, birçok insan için güçlü bir meditasyon yöntemi. Her gün zaman geçirdiğiniz alanları, çalıştığınız masayı ya da uyuduğunuz yatak odasını dağınık görmek zihninizde de aynı etkiyi bırakır. İşleriniz ve hayatınızda işler yolunda ilerlesin istiyorsanız, siz de bir hafta sonunuzu yaşam alanınızı temizlemeye ve düzenlemeye ayırın.

Hikayenizi anlatın.

Başarılarıyla ön plana çıkan insanlara baktığınızda her birinin geçmişine ve hikayesine ne kadar sağdık olduklarını görürsünüz. Hayatın adil olmadığının hepimiz farkındayız ancak bunun için söylenmek ya da geçmişten kaçmak koşulları daha iyi bir hale getirmeyecek. Sizi bu günlere getiren iyi kötü her şeye sahip çıkın ve insanlara ilham olması için anlatın.

Yolculuğa çıkın.

Sizin için zor olan bir şey yaşadığınızda, rutinden ve alıştığınız çevreden uzaklaşmak ve yeni yerler görmek daha kapsamlı düşünmenizi ve sakinleşmenizi sağlar. Yeni insanlarla, yeni kültürlerle ve yeni hikayelerle tanıştığınızda kendi probleminizi başka yönlerden görme şansı elde edersiniz ve yeni bakış açıları kazanırsınız. Ayrıca yolda olmak, kendinizle kalmanın en huzurlu yöntemlerinden biri.

Görüntünüzü değiştirin.

Görünüşünüzde küçük değişiklikler yaparak hayatınızda yeni değişimlere yer açarsınız. Bu yeni bir saç kesimi de olabilir, her zaman yaptığınız makyajı değiştirmek de, tamamen size kalmış. Radikal davranmak, kendinizi cesur ve yenilenmiş hissetmenize yardımcı olacak.

Size iyi gelmeyen şeyleri yapmayı bırakın.

Hayat, zamanınızı sizi mutsuz eden şeylere ayırmak için fazla kısa.

Sizi zehirleyen bir ilişkiniz ya da sizi yansıtmayan bir işiniz mi var? Bazen size iyi gelmeyen şeyleri tamamen geride bırakmak en iyi çözüm yollarından biri. Hayat, zamanınızı sizi mutsuz eden şeylere ayırmak için fazla kısa. Sizi tatmin etmeyen şeylere yarım yamalak devam etmektense sıfırdan başlamak, hayatınızı çok daha güzel bir noktaya getirecek.

Akışına bırakın.

Başınıza gelen her şeyin öğretici ya da yol gösterici sonuçları olmayabilir. Bazen bir olay, kalbinizi kırmaktan başka hiçbir anlam ifade etmez. Böyle zamanlarda kabul edip önünüze bakmayı öğrenin. Ne o durumu düzeltmeye çalışın ne de anlam yüklemeye…

Sizinle benzer hikayeleri olan insanlarla bağ kurun.

İnsanın en güçlü ihtiyaçlarından biri olan aidiyet duygusu en çok hayatın zor anlarında devreye giriyor. Bu zamanlarda bizi gerçekten anlayacak, hissedecek ve dinleyecek insanlara ihtiyaç duyarız. Ancak ne yazık ki bazen bizi en çok sevdiğini düşündüğümüz kişiler bile yeterince yanımızda olamayabilir. Ne var ki sizinle benzer şeyler yaşamış insanlarla bağ kurmak ve tecrübelerinizi paylaşmak somut çözümlere ulaşmanıza yardımcı olacak.

Kendinize dinlenmek için izin verin.

Evet yapmanız gereken işler var, evet ara vermek söz konusu bile olamaz, evet hayat devam ediyor. Ancak siz kendinizi yenilemediğiniz ve problemlerinizin üstesinden gelmediğiniz sürece hayat sizin için devam etmeyecek. Dolayısıyla en rahat sırt çantanızı alın, ihtiyacınız olan birkaç eşya ile doldurun ve dinlenmek, düşünmek ve kendinizle baş başa kalmak için 1 haftalık dinlendirici bir tatile çıkın.

Yeni insanlarla tanışın.

Yeni insanlar, yeni bakış açıları demek. Yeni bakış açıları da problemleri daha kolay çözmek, bir şeylerle daha kolay başa çıkmak demek. Yeni insanlarla tanışmaktan ve onları hayatınıza dahil etmekten korkmayın. Bir akşam işten çıktığınızda en yakın restorana gidin ve sohbet edebileceğiniz ilk insanla keyifli bir sohbetin içine dalın. Bunu yapmanın sizi ne kadar iyi hissettireceğine inanamayacaksınız.

Çevrenizdeki insanlarla ilişkinizi güçlendirin.

Arkadaşlarınızı bir akşam yemeğine çağırın ve tüm teknolojik cihazlardan uzak durun. Onları ne kadar özlemiş olduğunuzu fark edince siz de çok şaşıracaksınız!

İş hayatı, teknoloji çağı derken kurduğumuz iletişimlerde belli bir noktadan öteye gidemez hale geldik. Hatta eskiden sahip olduğumuz sağlam ilişkiler dahi, bu durumdan etkilendi. “Nasıl oldu da eski dostlarımla sohbet edemez hale geldim?” diyenlerdenseniz bir an önce bu duruma el atın. Arkadaşlarınızı bir akşam yemeğine çağırın ve tüm teknolojik cihazlardan uzak durun. Onları ne kadar özlemiş olduğunuzu fark edince siz de çok şaşıracaksınız!

Döngüleri kırın.

Bazen yaptığımız hatalardan ders almak, bizim için en zor şeylerden biri olur ve aynı hatayı yapmaya tekrar tekrar devam ederiz. Hatta öyle ki zamanla o hata bizim için görünmez hale gelir ve attığımız adımın bize ne kadar kötü geldiğinin farkına bile varmayız. Bu olumsuz döngüleri kırmak için hayatınızı ve yaşadıklarınızı gözden geçirin. Şimdiye kadar size zarar veren her adımınızı hatırlayın ve onları tekrar yapmamak için efor sarf edin.

Yeni bir şey öğrenin.

Ne kadar çok şey bilirseniz, bir şeyleri o kadar kolay çözüme kavuşturursunuz. Çünkü farklı açılardan bakabilmek için daha çok şey bilmeniz gerekir. Büyük ya da küçük fark etmez; bugün bilmediğiniz yeni bir şey öğrenin!

Harcamalarınızı kontrol altına alın.

Finansal zorluklar yaşarken hayatımızın kontrolünü elimize almak daha da zorlaşır. Sahip olduğunuz bütçeye göre yaşamayı öğrenin. Duygusal aksaklıklarla mücadele ederken, finansal durumunuzun yarattığı problemlerle uğraşmak istemezsiniz!

İlişkide devamlılıktan korkmayın.

Her birimiz daha güçlü bireyler olmak için çabalarız. Kendi ayaklarımızın üstünde durmak, kimseye muhtaç olmamak isteriz. Ne var ki biz etrafı denizlerle çevrili bir ada parçası değiliz. Yaşamak için güçlü olmaya ne kadar ihtiyacımız varsa, insanlarla bağ kurmaya da o kadar ihtiyacımız var. Sizi anlayan bir arkadaş ya da eş, unuttuğunuz anlarda size ne kadar muhteşem olduğunuzu yeniden hatırlatır.

Sonuca değil, gelişime odaklanın.

Gerçekleştirmeyi istediğiniz hedeflerle değil, o hedeflere ulaşmak için attığınız adımlarla övünün ve kendinize mutlu olmak için şartlar koymayın. “Şöyle olduğu zaman mutlu olacağım” gibi şartlanmalar büyük hayal kırıklıkları getirebilir. İçinde bulunduğunuz anın ve aldığınız nefesin farkına varın.

Yeni bir dil öğrenin.

Yeni bir dil öğrenmek, kendinize dışarıda size ait olan kocaman bir dünya olduğunu hatırlatmanın en güzel yolu. Özellikle yaygın olarak kullanılmayan bir dil öğrenmek, istediğiniz zaman her şeye kolayca adapte olabileceğinizi fark etmenizi sağlar.

Seçenekleriniz olduğunu hatırlayın.

Hayatta her zaman daha iyi bir seçeneğiniz vardır. Ancak bazen içinde bulunduğunuz durum, kafanızı kaldırıp, fırsatları görmenize engel olur. Böyle zamanlarda seçenekleriniz olduğunuzu kendinize hatırlattığınızda, göremediğiniz her şey bir anda belirmeye başlar, siz de her birini görmeye başlarsınız.

Kendinize mutlu olmak için izin verin.

Zihninizin sizi endişelenmeye ittiği düşünceleri susturun ve kendinize mutlu olduğunuzu söyleyin

İşlerin ters gitmesi, her zaman böyle devam edecek anlamına gelmiyor ve her şeye rağmen mutlu olmaya hakkınız var. Sizi endişelenmeye iten düşünceleri susturun ve kendinize mutlu olduğunuzu söyleyin; “Hatalarıma ve başıma gelen her şeye rağmen mutluyum”!

Sınırlar koyun.

Dışarıda her zaman sahip olduğunuz neşeyi, kötü enerjisiyle yok etmeye çalışan insanlar olacak. Böyle zamanlarda önemli olan, o insanları kendilerinden kurtaramayacağımızı hatırlamak. Bu gibi “zehirli ilişkiler”e izin vermemek için kendinizce belirlediğiniz sınırlar koyun ve insanların o sınırları geçmesine izin vermeyin. Ancak bu sınırları kime koyduğunuz çok önemli. Bazen sınırlar koymak, kişinin ailesinden arkadaşlarına kadar herkesle arasına mesafe koymasına neden olabilir. Bu da duygusal boşluklara ve zedelenmelere yol açabilir.

100 gün boyunca kötü bir alışkanlığınıza veda edin.

Alkol, sigara, az uyumak, sağlıksız beslenmek, çok kahve içmek… Size en çok zarar veren alışkanlığınızı tespit edin ve 100 gün boyunca ondan uzak durun. 100 gün, o alışkanlığın size ne kadar zarar verdiğini ve bıraktığınızda hayatınızın nasıl değişeceğini görmek için ideal bir süre.

Korkularınızın üstüne gidin.

Özgüveninizi geri kazanmanın en etkili yollarından biri korkularla yüzleşmek. Uzun yıllar boyunca sizi takip eden korkularınızı aşabildiğinizi görmek, hayatta her şeyin altından kalkabileceğinizi görmenizi sağlar. Ayrıca duygusal olarak yenik hissettiğiniz anlar, korkularınızın üstüne en cesur gittiğiniz anlardır.

Ne kadar yol katettiğinizin farkına varın.

Yenilgilerinizi bir kenara bırakın, bulunduğunuz noktaya gelmenizi sağlayan tüm kararlarınızı hatırlayın ve verdiğiniz her bir emek için kendinizi tebrik edin. İstediğiniz noktaya gelmemiş olabilirsiniz ama başlangıç noktasından kilometrelerce uzaktasınız!

Evreni, insanları ve kendinizi affedin.

Öfkenizin geleceğinizi şekillendirmesine izin vermeyin. Kendinize şimdiye kadar yaptığınız tüm hataları ve kalbinizi kıran tüm insanları affetmek için izin verin. Bunu yapmak, hayatınıza devam edebilmek için alan açmanıza ve hayatınızın kontrolünü yeniden elinize almanıza yardım edecek!

İlginizi çekebilir: Zor zamanlarda kendinizi motive etmenizi sağlayacak ünlü sözler

Kaynaklar:
unisoultheory.com
lifehack.org

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale