X

Kendinizi her yönünüzle tanıyın: Bir obje olsaydınız ne olurdunuz?

Yaşadığım tüm duygu durumlarını yazarak daha kolay ifade ettiğim için klavyenin başına çok yeni yaşadığım ve sonucunda çokça soru ile karşılaştığım bir durumu anlatmak için geçtim bu kez de. Aslında bu durumu ilk kez yaşamadım, daha önceleri de yaşamıştım ancak bunu iyi bir özellik gibi yorumladığımdan rahatsız olmamıştım. Oysa şimdiki bakış açımla bakınca durumun hiç de öyle olmadığını anlıyorum.

Etrafımdaki insanlara benim nasıl biri olduğumu sorsanız size, ilk olarak çok anlayışlı, çok insancıl, kimseyi kırmaz derler. Ve evet gerçekten de, etrafımdaki insanların kırılmasına, üzülmesine sebep olmak benim korkularımın başında gelir. Ayrıca, birilerinden bir şey isteyeceksem de seçtiğim dile çok dikkat ederim. İletişim her şey benim için! Bu kadar özenli olmamın, grup aktivitelerinde hep grubun toplu mutluluğuna odaklı, orta yol bulanı olmamın bir gün benim kendimi sorgulamama sebep olacağı kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.

Bu kadar uzun uzun anlattığım olay ise şöyle oldu; geçenlerde topluca gideceğimiz bir etkinlikte masa düzeni yapılacaktı, ben de yakın arkadaşlarımla oturacağımı biliyordum. Sonrasında bir değişiklik yapılması gerekmiş ve ilk benim yerime müdahale edilerek sorun çözülmüş.

Nedenini sorduğumda, “Pınar, sen anlayışlı bir insansın, sorun çıkarmayacağını bildiğimizden böyle değiştirdik” dediler. Çok olumlu bir cümle aslında değil mi? Ve elbette, anlarım. Bir arkadaşımın sorununu çözmek, dolaylı ya da dolaysız destek olabilmek çok önemli ancak ya benim isteklerim? Ya da mutluluğum?

Sonra, “Yine bir yüzleşme zamanı geldi” dedim ve tüm ilişkilerimi tek tek inceledim. Genelde, anlayışlı, ılımlı yapım benim bir tehdit unsurum mu olmuştu yoksa? Çünkü, bu geliştirdiğim tavırla insanlar kafalarında nedense, ilk iş beni önceliklendirmiyorlardı. Tam tersi olmasını beklerken ben, bu güzel olduğunu düşündüğüm özelliğim bir anda benim hiçe sayılmama mı sebep olmuştu? Güçlü olduğunu düşündüğüm bu özelliğim, bir anda zayıf yönüm mü olmuştu? Yıllarca bu özelliğimle gurur duydum, ancak bir anda insanların hayatındaki konumumu sorgularken buldum kendimi.

Koçluk eğitimlerimde en sevdiğim kısım kendini bir obje ile tanımlama kısmıdır. Ben kendimi mum olarak tanımlarım her zaman. Neden mi? Çünkü, mum bir anda karanlıkta kaldığında ilk aradığın şey olur. Hemen elin ona gider, yakarsın. Seni bulunduğun karanlıktan ilk o mum çıkarır. Aynı zamanda, mum insanı rahatlatır da. Bulunduğu ortama sakinlik, huzur ve romantizm katar. Ancak şu da var ki, çok aydınlıkta görünmez olur o mumlar. Hatta öyle ki yeniden ışık geldiğinde söndürmek aklına gelmez, unutursun. Orada öylece yanar durur.

Ben de kendimi muma benzetirim o nedenle, karanlıktakilere ışık olma değeriyle yaşayan, ancak ışıklara çıkıldığında da yine de hatırlanmak isteyen. Üstelik, ışık vermek için, çakmağa da ihtiyaç duymayan, ışığı kendi içinde bir mum!
Bülent Ortaçgil’in beni en ama en iyi tanımlayan şarkı sözleri ile bitirmek isterim bu yazımı.

MUM

Sen içimdeki küçük mum
Hala sönmedin, yanıyor musun?
Gündüz aydınlıkta kaybolup
Gece yatınca karşımdasın
En soğuk rüzgarlarda
En ıslak yağmurlarda bırakmadın beni
Yalnız anlarımda korktuğum zamanlarda
Vazgeçmedin benden
Bana kızmadın unuttum diye
Başarısız bir akşam üstü
Tepem atmış bağırıyorken
Dinledin çıt çıkartmadan
En gizli duygularda
En saçma sözlerde utanmadın benden
Yalnız anlarımda üşüdüğüm zamanlarda
Sen ısıttın beni
Ne zamandır birlikteyiz
Kim öğretti kaçmamayı
Yoksa ben mi yarattım
Yaşlanmaya başladıktan sonra
En suskun günlerde
En güçsüz saatlerde sıkılmadın benden
Yalnız anlarımda ümitsiz zamanlarda
Şarkı oldun bana

Hayır merak etmeyin, yine de vazgeçmedim kendim olmaktan ve bir gün mutlaka istediğim değeri göreceğime eminim. Ve bitirirken, söylemeden geçemeyeceğim şu ki; ne olursak olalım, kendimizi nasıl ifade etmeyi tercih edersek edelim; kendimiz olmaktan asla vazgeçmeyelim. Çünkü, biz böyle çok güzeliz!

Şimdi sıra sizde; siz bir obje olsadınız ne olurdunuz?

İlginizi çekebilir: Dostluk üzerine: Tüm kapıları açmak her zaman iyi midir?

Pınar Tümkaya: Selamlar, ben Pınar Tümkaya. 1984 senesinde sevimli bir Akdeniz kenti olan İskenderun’da doğdum. Çukurova Üniversitesi İktisat Bölümünden 2007 senesinde mezun olmadan hemen önce hep hayalini kurduğum İK alanında İşe Alım Uzmanı olarak çalışmaya başladım. Ama maalesef, kısa bir süre sonra rüzgar beni Mersin’e getirdi. Şuanda Mersin’de, uluslararası bir şirkette Finansal Kontrolör olarak görev almaktayım. Kendimi bildim bileli sıkıntımı, derdimi en çok yazarak anlatmayı sevdim. Ancak, yazar olmak hiç hayalim olmadı. Hayalim her zaman, insanlarla etkileşimde olarak, onların sorunlarına destek ve çözüm ortağı olmak oldu. Her ne kadar çalışmakta olduğum alan insanlardan çok rakamlarla ilgili olsa da kişisel gelişim aşkım hiç bitmedi. Geçtiğimiz Mart ayında bunu artık daha profesyonel bir hale getirmem gerektiğine karar vererek House of Human’dan Profesyonel Yaşam Koçluğu programını tamamlayarak Yaşam Koçu oldum. Bu platform sayesinde yaşayıp aştığım, her tökezlediğimde kendimce ürettiğim çarelerin başka insanların da çözümü olmasına vesile olmak, yazılarımla sesimi duyurabilmek en büyük mutluluğum olacaktır.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale