X

Kendinizi dürüstçe ifade etme özgürlüğünüz ilişkinize zarar veriyor olabilir

Dürüstlük, yani tüm düşüncelerimizi, duygularımızı ve bakış açımızı karşımızdaki kişiye olduğu gibi aktarmak çocukluğumuzdan beri bize öğretilen en önemli etik değerlerden biri. Tüm ikili ilişkilerde olduğu gibi dürüstlüğün olmadığı romantik ilişkilerde yakınlık kurulması ve ilişkinin sağlam temellere oturması oldukça zor.

Romantik bir ilişkide daima dürüst olup hiç yalan söylememek paylaşılan güvenli duygusal bağı zedeliyor olabilir mi?

Yalan söylemenin ilişkide güven duygusunu zedelediğinden ve güven duygusu olmayan bir ilişkinin devamlılığının mümkün olamayacağından daha önceki yazılarımızda bahsetmiştik. Ancak psikoloji literatüründe geniş bir yer kaplayan bağlanma teorisine göre tamamen dürüst olmak ilişkinin devamlılığı için aslında son derece tehlikeli olabilir. Bağlanma teorisine göre karşımızdaki kişiyle aramızdaki sevgiyi ve bağlılığı korumanın ve geliştirmenin ön koşulu kendimizi güvence altına almak ve güvende hissetmek. Ancak bağlanma teorisinin öne sürdüğü bu yaklaşım, ilişki dinamikleriyle ilgili çok önemli bir konuyla çelişiyor: İlişkide özgürlük duygusu mu yoksa sağlıklı bağlanma mı daha önemli? Romantik bir ilişkide daima dürüst olup hiç yalan söylememek paylaşılan güvenli duygusal bağı zedeliyor olabilir mi?

Özgürlüğün ve bağımsızlığın görünmeyen yüzü: Narsisizm

Narsisizm, yani ben merkezcilik ve kendini beğenme duygusu her insanın içinde az ya da çok var. Patolojik seviyede olmadığı sürece narsistik davranışlar göstermek ve ben merkezci olmak her insan için oldukça normal ve beklenen bir durum.

Kişinin kendisini özgürce ifade edebilmeye başladığı dönem, kişisel gelişiminde önemli bir dönüm noktasıdır.

Hayata ilk gözlerimizi açtığımız andan ölene kadar tüm düşüncelerimiz, davranışlarımız ve duygularımız bireysel ihtiyaçlarımızı karşılamaya ve kendimizi tatmin etmeye yönelik. Başka insanlara yardım ederken bile aslında başkalarına değil kendi duygularımıza ve ihtiyaçlarımıza hizmet ediyoruz. Çevremizdeki insanlara karşı dürüst olup her şeyi olduğu gibi söylemekle, doğru ve net olmakla övünerek kendimizi doğru bir şey yaptığımıza ikna ederken, aslında karşımızdaki kişiyle hiç empati kurmadan, sadece kendi vicdanımızı rahatlatmak ve kendimizi iyi hissetmek için karşı tarafın söylediklerimizi nasıl algılayacağını düşünmeden dürüst davranmayı seçiyoruz.

Kişinin kendisini özgürce ifade edebilmeye başladığı dönem, kişisel gelişiminde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu evrede çocukluktan getirilen travmalar ve kötü yaşantılar, hak edilen saygıyı görmemiş olma hissi ve bastırılmış duygular kişinin kendisini istediği gibi ifade edebilmesi ve ideal benliğini gerçekleştirebilmesi ile onarılmaya çalışılır. Kendi düşüncelerimizi özgürce ifade edebildiğimiz zamana kadarki dönemde başkalarının fikirleri ve yorumlarıyla şekillendirdiğimiz benliğimizde daima bir şeylerin eksik olduğunu hisseder ve başkalarının bizimle ilgili duygu ve düşüncelerini kendimizinkilerin önüne koyma eğiliminde oluruz. Başkalarının istek ve arzularını kendi isteklerimizi önüne koyma alışkanlığı bir anda ortadan kalktığında ise “Benim de kendi deneyimlerimle gurur duymaya, hislerimi ve düşüncelerimi kimsenin etkisi altında kalmadan söylemeye hakkım var” diyerek bir anda aydınlanma yaşayıp özgürlüğümüzü ilan ederiz.

Bütün dürüstlüğümüzle yalnızca gerçeği söyleme özgürlüğü en büyük gücümüzdür. Her şeyi olduğu gibi söylemek rahatlatıcıdır. Söylediklerinizde tutarsızlık olmayacağını bilmek gergin ve stresli olmanızı, zihninizin sürekli söylediklerinizin tutarlılığıyla meşgul olmasını engeller. Ancak kişi bu dürüstlük halini abartır ve her şeyi olduğu gibi söylemek konusunda takıntılı hale gelirse ve karşısındaki kişinin duygularını, düşüncelerini ve değerlerini dikkate almaksızın, empati kurmadan dürüst olma çabasına girerse, işler tehlikeli bir hal almaya başlayabilir.

Kendi hislerimizi ve düşüncelerimizi daha iyi anlamaya ve ifade etmeye başladıkça ikili ilişkilerimizde bizi bir hayli zorlayacak bir problemle karşı karşıya kalırız: Yaşadığımız tecrübeleri karşımızdakinin güvenini kırmadan paylaşmak. Yaşadığımız tecrübeleri paylaşırken ilişkideki güven duygusunu zedelemeden paylaşabilmek kendimizi derinden tanımayı, gerçek duygularımızı anlamlandırabilmeyi, söyleyeceğimiz şeyin doğru olup olmadığını fark edebilmeyi ve en önemlisi söylemek istediklerimizi nasıl söyleyeceğimizi kurgulayabilme becerilerini gerektirir.

İlişkide güven duygusunu korumak

Romantik ilişkilerin başarılı ya da başarısız sonuçlanmasının en önemli belirleyicilerinden biri iki tarafın da birbirini nasıl ve ne kadar etkilediğinin farkında olması. Söylediklerimizin ve davranışlarımızın karşımızdaki insanlarla olan iletişimimizde ne kadar etkili olduğunu gerçekten anlama becerisi uzun bir kişisel gelişim yolculuğunun ürünü. Kişi kendine olan güvenini artırdıkça ve kendini daha değerli görmeye başladıkça karşısındaki kişiyle olan iletişiminde de değişimler meydana gelir.

Kelimelerimizin başkaları üzerindeki etkisinin farkında olmak bize durmamız gereken yeri anlama becerisi verir.

Kendisini değersiz hissederek büyümüş bireyler söylemlerinin ya da davranışlarının başkalarının üzerinde ne kadar etkili olduğunu düşünmeden kırıcı sözler söyleyebilirler ya da bencilce davranışlar sergileyebilirler, çünkü kendilerinin başkalarını etkileyebilecek güce sahip olmadığını düşünürler. Kelimelerimizin başkaları üzerindeki etkisinin farkında olmak bize durmamız gereken yeri anlama becerisi verir. Özellikle romantik ilişkilerimizde, karşımızdaki kişiyi çok iyi tanıdığımız için konuştuğumuz konular üzerinde derinleşebilir, partnerimizin duygusal tepkilerini ön görerek aramızdaki ilişkiyi zedelememek adına aktarımlarımızda daha az dürüst olma eğilimi gösterebiliriz.

Birinin bize istemli ya da istemsiz olarak zarar verdiğini ya da aşağıladığını hissettiğimizde savunma mekanizması olarak saldırıya geçme eğiliminde olabiliriz. Bunu yaparken de dürüstlük adı altında karşımızdaki kişinin zayıf noktalarını kullanarak onu suçlama, yargılama, eleştirme ve aşağılama eğilimi gösterebiliriz. Ancak takıntılı şekilde dürüstlüğümüzün arkasına sığınarak “doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” düşüncesiyle hareket ettiğimizde, söylediklerimizin karşı tarafı ne kadar incitebileceğinin farkında olmadan, empati kurmadan hareket ettiğimizde ikili ilişkilerimizde güven duygusunu zedeleriz. Karşımızdaki kişi değer ve saygı görmediğini hissettiğinde bizden uzaklaşabilir.

Karşımızdaki kişi değer ve saygı görmediğini hissettiğinde bizden uzaklaşabilir.

Görüldüğü gibi ikili ilişkilerde dürüstlük ve güvenli ilişkiler kurma arasında çok ince bir çizgi var. Bu nedenle ne tam anlamıyla dürüst olmak ne de karşımızdaki kişiyi kaybetmemek için ilişkimizi yalanlar üstüne kurmak tek başına yeterli olmayacaktır. Bu ikisinin dengesini sağlamak, ağzımızdan çıkan her kelimeyi karşı tarafın nasıl algılayabileceğini, sınırlarını aşıp aşmayacağımızı ölçüp tartmak güvenli ve sağlıklı ilişkilerimizin oluşması için son derece önemli. Hissettiğimiz her şeyi olduğu gibi karşı tarafa aktarmak ilişkimizi zedeleyebileceği gibi, hissettiklerimizin ne kadarını karşımıza nasıl aktaracağımızı öğrenmek sağlıklı ve dengeli duygusal ilişkiler kurabilmemizin en önemli koşullarından biri.

Kaynaklar:
Psychology Today
Psych Central

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale