X

Kendinize zaman ayırmak için her bütçeye uygun yaz aktiviteleri

Aylardır insanlardan, sevdiklerimizden, iş arkadaşlarımızdan, yani “diğerlerinden” uzak kalmış durumdaydık. Aslında sosyal olarak bağlı kalabilmiş olsak da fiziksel olarak bu kadar izole olduğumuz bir dönem olmadığı için, bu izolasyonun üzerimizdeki etkilerinin neler olabileceği henüz bilinmiyor; yansıyan benliğimizi, yani “diğerlerinin” bizi nasıl gördüğünü ne şekilde etkilemiş olabileceği üzerine araştırmalar yapılıyor.

Davranış şeklimiz, karakterimiz, yansıyan benlik yüzünden oluşmaz ancak başkalarından gelen sinyallerle davranış biçimimiz de desteklenir. Bu sinyaller, yaptıklarımızın anlam kazanmasına yardımcı olur. Örneğin siz yardımsever birisiyseniz, insanların bunu görüyor olması sizin bir sonraki yardımsever hareketiniz için içten gelen isteğinize destek olur ve bu davranışı iyice benimsersiniz. Yani diğer insanlarla gün içerisinde etkileşimde olmak, nasıl biri olduğunuz ve diğerlerinin sizi nasıl gördüğü ile ilgili ipuçları toplamanıza da yardımcı olur.

Örneğin iyi bildiğiniz bir konudan bahsederken insanların sizi dinliyor olmasının ve sizin bu konuyla ilgili yetkin biri olduğunuzu düşünmesinin, sizin bu konuda daha fazla araştırma yaparak daha da yetkinleşmenizi sağlayacak motivasyona faydası olur.

İşte toplumdan izole olduğumuzda bazen kimlik kaybı hissi ya da yaşam amacını kaybetmişlik hissi ile karşılaşabilir ve bu durumun değişmeyeceğini düşünebiliriz. Bu izolasyon süreci uzadığı için amaç kaybına ek sosyal anksiyete ile karşılaşmak da mümkündür. Uzaklaştıkça empati yapabilme yeteneğimiz de azalır ve bu durum sosyalleşme isteğimize ket vurur.

Tüm bu olumsuzluklara karşın uzun bir izolasyon süreci sonrasında, tüm kaygınıza ve bunların olası nedenlerine rağmen dışarı çıkma ve sosyal mesafe tedbirlerini göz önünde bulundurarak sosyalleşme zamanı geldi. Geçtiğimiz yıl öğrendiklerimizi ve aşılamada bizimle benzer seviyede olan ülkelerin tecrübelerini göz önünde bulundurarak, önümüzdeki güz döneminde yine kısıtlamalarla karşılaşabilme ihtimalini de düşünerek bu birkaç ayı en iyi şekilde nasıl değerlendirebilirsiniz?

Bu süreci en keyifli şekilde geçirebilmek için öncelikle elinizdeki zamanın boyutunu fark edin. Evet, bugün yaz bitimine çok süre varmış gibi görünse de, şu an bu yazıyı okurken takviminizi açıp bir sonraki olası kapanmaya kadar gerçekten ne kadar zamanınız olduğunu belirleyin. Ağustos sonu çok uzak görünse de zamanın akıp gitme hızını biliyorsunuz. Elinizdeki gerçekliğin farkına varmak harekete geçmenize yardımcı olacaktır.

Kısıtlı zamanları yönetmekte işinize en çok yarayacak araçlardan biri bir rutin oluşturmaktır. Her sabah aynı saatte kalkıp güne sevdiğiniz bir aktiviteyle başlayabilirsiniz örneğin. Yaz dönemi planınızın yanında esnek bir haftalık hatta günlük plan yapabilirsiniz. Bu planları yaparken esnek olmanız, tamamlanamaması durumunda kendinize anlayış göstermenize ve öz saygınızı korumanıza yardımcı olacaktır.

Seyahat edebilmek, tatile gidebilmek bütçe ile doğrudan bağlantılı görünse de herkesin bütçesine ve isteklerine göre planlar bulunabilir. Şu an içinde bulunduğunuz durumda aylardır görmediğiniz arkadaşlarınızla bir kahve için buluşmak bile yenilik hissi vereceği için bu tarz etkinlikleri de mutlaka 2 aylık programınıza ekleyin.

Her çevreden insanın ekonomik olarak zorluk çektiği bir dönemden geçiyoruz. Bu zorluk döneminde bile her bütçeye uygun tatil seçenekleri olduğunu hatırlayın. Tatil planları yaparken ya hep ya hiç düşüncelerini bir kenara bırakın ve 1 gün, 2 gün demeden her fırsatı “tatil kavramı” dâhilinde değerlendirin. Kendinize rutin hayatınızdan ara verdiğiniz her anın tatil tanımına girebileceğini hatırlatın.

Eğer tatil bütçesi ayırabilenlerdenseniz mutlaka sizi mutlu eden yerlere gidin, kısa bile olsa sık tatillerle keyif yapın. Eğer bütçe kısıtlamanız varsa daha önce denemediğiniz farklı çözümler aramaya başlayın. Örneğin şehre yakın ama doğa ile bütünleşebileceğiniz bir yerde kamp yapın, ulaşım sorununuz varsa birkaç arkadaş birleşerek maddi yükü hafifletebilecek yolculuk çözümleri bulun. Çok popüler olmayan ama size yine de farklı hissettirebilecek yerlere gidin. Örneğin Ordu’nun Perşembe ilçesinde şu an bir grup tutkulu insan her gün sörf, yoga, meditasyon gibi birçok aktivitenin olduğu bir yaşam sürüyor. Bu tarz alternatifleri keşfedin.

Önerdiğim bu çözümler çok basit görünse de, birçok kişi “Ben hayatta yapamam”, “Ben öyle birisi değilim” gibi söylemelerle kendilerini, kendi yarattıkları kalıplara sıkıştırıp aslında kendilerine çok iyi gelebilecek fırsatları kaçırabiliyor. Benzer cümleler kullandığınızda bunları fark edip bir kenara koyun ve aklınıza gelen o radikal çözümü gerçekleştirin.

Son olarak kendi yarattığınız bu tatil kaçamaklarını yaşarken anda olun. Tatilde tam keyiflendiğiniz an her neredeyseniz bunu fark edin ve zihninizde bulunduğunuz yerden birkaç adım geriye çekilip kendinizi dışarıdan gözlemleyin, deneyimlerinizi fark edin, tüm duyu organlarınızın o anda ne hissettiğini kaydedin. Bu görüntüleri ve o an yaşadığınız minnet, huzur, güven, mutluluk vb. duyguları ileriki günlerde kullanmak üzere zihin arşivinizde özel dosyalar arasına kaydedin.

“Eğer şartları kontrol etme ya da etkileme şansın yoksa kendine uygun çözümler ara” mottosuyla bu yaz kendinize bol bol zaman ayırmanız dileğiyle…

İlginizi çekebilir: Bugün hangi moddasınız: Ruh halinizi dikkatle gözlemliyor musunuz?

Ayşe Nazar Çoban: ODTÜ Kimya Mühendisliği bölümünden 2008 yılında mezun olduğumdan beri petrol sektöründe çalışıyorum. 3 yaşında başladığım spor ise hayatımın merkezinde. Bugün hala aktif olarak antrenman yapıyor ve rüzgarı yakaladığım her an büyük bir tutkuyla uçurtma sörfü (kitesurf) yapıyorum. Öğrenmek, kendimi geliştirmek ve öğrendiklerimi çevremdekilerle paylaşmaktan oldukça keyif alıyorum. Peki, Upwind hikayem nasıl başladı? Çalışmakta olduğum şirketin yetenekli kadınlar programına seçildim ve bu programda bir koç ile çalışma fırsatı bulduğum zaman, bu işi profesyonel olarak yapmaya karar verdim. ICF onaylı koçluk, NLP eğitimlerinin yanı sıra Toronto Üniversitesi ve Yale Üniversitesi Psikoloji bölümünden eğitimler aldım. Şu an kurucusu da olduğum Upwind çatısı altında yaşam, kariyer ve nefes koçluğu desteği veriyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale