X

Kendinize koyduğunuz engellerden kurtulma zamanı!

Uzun zamandır aletli pilates dersleri alıyorum. Yapanlar bilirler, cadillac reformer diye bir alet var, üzerinde türlü türlü, kas gücüne göre yapacağınız hareketler var. Ben de derslerin birinde, hocamın da bana inancı ile alette ters takla atmayı denemek istedim. Öncelikle hocam gösterdi, ben nasıl yapılacağını izledim. İlk denemem fena değildi, taklayı atmayı başardım. İkinci de ise kendimi izlemem için videoya çekelim dedik. Ben yeniden denedim ve tam taklayı tamamlayacakken “yapamam” diyip bıraktım.

Tabii o sırada, titreyen bacaklarıma ve kollarıma odaklıydım; bu nedenle taklayı atamamakta gayet haklıydım! Sonra eve gelip videoyu tekrar tekrar izledim. Hareketi tamamlayacakken bırakmama sebep olan neydi düşündüm.

İlkinde hiçbir şey düşünmeden, sadece hocanın verdiği yönergeleri dinleyerek yapabildiğim hareketi ne oldu da ikincide yarıda kestim?

Sebebi çok netti : “Yapamam” etiketi. Hareketin öyle bir yerinde “yapamam” diyip bırakmışım ki, o sinyal beyne gitmese hareketi son derece estetik bir şekilde tamamlıyormuşum. Oysa ben, yapamam sinyalini beyne hızla gönderip hareketi yarıda kesmeyi tercih etmişim.

Bu minik spor aktivitesi, beynimizdeki etiketlerin günlük hayatımızda ne kadar da etken olduğunu hatırlamamı sağladı.

Zaman zaman hepimizin kendine sadece “etiketleri” yüzünden koymakta olduğu engeller var.

Sizin etiketleriniz neler?

“İsim hafızam çok kötü, tanıştığım insanın ismini aklımda tutamam”, “Ne kadar dikkat edersem edeyim zayıflayamam”, “İyi araba kullanamam, kullansam da park edemem”, “Hayatta İngilizce öğrenemem, yabancı dil yatkınlığım yok”, “İyi yemek yapamam”, “Benden iyi sevgili/anne/eş olmaz”…

Yukarıdaki örnekleri sonsuza uzatabiliriz. Hepimizin mutlaka zihninden geçen bir engelleyicisi, bir etiketi vardır. Bu etiketler olumsuz oldukları takdirde, maalesef o konuda başarılı olmamız çok güçtür.

Bu etiketler bizim muhteşem potansiyelimizi ortaya çıkarmaya engel birer parazittir. Parazitlerimiz içsel olduğu gibi dışsal da olabilmektedir. Dışsal parazitler, bizim etrafımızdaki insanlardan oluşurken, içsel parazitlerimiz kendi kendimize koyduğumuz engellerdir. Benim, “Bu taklayı atamam” dememde olduğu gibi.

Hedefime ulaşmaya ramak kala, beynime paraziti yerleştirerek performansımın tamamlanmasına engeli ben koymuş oldum.

Bizlerin en büyük çelme takanı, yoluna taş koyanı yine bizleriz. Her birimiz, akla, zekaya ve beceriye sahip eşsiz yaratıklarız.

Ancak buna rağmen neden kendimizin muhteşem potansiyellerini ortaya çıkarmak için engeller koyarız?

Çocukken ne kadar cesur olduğunuzu hatırlıyor musunuz?

Zaman zaman çocukları izlerim, onların şimdiye kadar bir şeyi yapamam dediklerine şahit olmadım. Hatta tam tersi, korkusuzca pek çok eyleme atıldıklarına da şahit oldum. Onlar da büyüdükçe, gerek çevresel dışsal parazitlere maruz kalıyor, gerekse yaşayarak edindikleri deneyimlerle kendi içsel parazitlerini oluşturuyorlar.

Louise Hay’ın Düşünce Gücüyle Tedavi kitabında dediği gibi, “Bazı düşünceler ilk başta yararlı oluyor. Ama büyüdüğümüzde artık bir hükmü kalmıyor. ‘Yabancılara karşı dikkatli ol’, küçük bir çocuk için gerekli ama bir yetişkin için aynı inancı sürdürmek insanlardan korkmaya ve yalnızlığa neden oluyor.

…. ‘Ben böyleyim işte’, ‘Hayat böyle ne yapayım’ sözleri ne kadar da sık söylenen sözler. Bu sözlerden çıkan anlam, inandığımız şeylerin bizim için doğru olduğudur. Genellikle inandığımız şey, bir başkasının düşüncesini, kendi inanç sistemimizle birleştirmek oluyor. Tüm inandığımız şeylere uyum sağlaması da doğal oluyor”.

Şimdi düşünelim beraber, bizler de çocuktuk…

Çocukken korkusuzca atladığımız sulara ne oldu da büyüyünce düşünerek atladık ya da atlamaktan korkar olduk?

Galiba cevabım, parazitlerimizi de bizle büyüttüğümüz yönünde. Güzel potansiyellerimizin ortaya çıkmasına engeli biz koyduk, bir nevi kendi kendimizi bıçakladık.

Dönüp çevremizdeki başarılı olmuş insanlara bakalım, lügatlarında olumsuz değil, hep olumlu etiketlerin olduğunu göreceğiz.

İçinizdeki potansiyeli ortaya çıkarmaya var mısınız?

“Bize düşüncelerimiz şekil verir; düşündüğümüz şey oluruz” demiş Buddha.

Zihnimizde ne kadar engelleyici etiketimiz varsa, yapmayı planladığımız eylemleri gerçekleştirmemiz de o kadar zor olur.

Bunun yerine, bizim kanımızı emen o zararlı parazitleri bir bir tespit edip, olumluya dönüştürmek bizleri gerçek performansımıza kavuşturacaktır.

Şimdi düşünelim, senin parazitin ne? Neyi çok istedin de kendine parazit oldun?

Peki, o parazitlerle mücadele edip gerçek performansını ortaya çıkarmaya var mısın?

Düşünmeye başladıysan, başarmaya başladın demektir!

 

 

Pınar Tümkaya: Selamlar, ben Pınar Tümkaya. 1984 senesinde sevimli bir Akdeniz kenti olan İskenderun’da doğdum. Çukurova Üniversitesi İktisat Bölümünden 2007 senesinde mezun olmadan hemen önce hep hayalini kurduğum İK alanında İşe Alım Uzmanı olarak çalışmaya başladım. Ama maalesef, kısa bir süre sonra rüzgar beni Mersin’e getirdi. Şuanda Mersin’de, uluslararası bir şirkette Finansal Kontrolör olarak görev almaktayım. Kendimi bildim bileli sıkıntımı, derdimi en çok yazarak anlatmayı sevdim. Ancak, yazar olmak hiç hayalim olmadı. Hayalim her zaman, insanlarla etkileşimde olarak, onların sorunlarına destek ve çözüm ortağı olmak oldu. Her ne kadar çalışmakta olduğum alan insanlardan çok rakamlarla ilgili olsa da kişisel gelişim aşkım hiç bitmedi. Geçtiğimiz Mart ayında bunu artık daha profesyonel bir hale getirmem gerektiğine karar vererek House of Human’dan Profesyonel Yaşam Koçluğu programını tamamlayarak Yaşam Koçu oldum. Bu platform sayesinde yaşayıp aştığım, her tökezlediğimde kendimce ürettiğim çarelerin başka insanların da çözümü olmasına vesile olmak, yazılarımla sesimi duyurabilmek en büyük mutluluğum olacaktır.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale