X

Kendini seven kötü cadı: Kendini sevmek bencilliğe karşı

Ayna ayna söyle bana, var mı benden daha güzeli bu dünyada?” diyen kötü kalpli kraliçenin masalıyla büyüyen bir çocuktum ben. Kendini sevmenin, güçlü ve zengin olmanın kibir, bencillik ve kötülükle ilişkilendirildiği, fakir, ezik, güçsüz olmanın erdem olduğunu anlatan, örnekleyen masallarla, Türk filmleriyle büyüdü benim neslim.

Öyle derine işledi ki bu şablonlar, kendimize ve dünyaya dair tüm düşüncelerimizi, inançlarımızı ve dolayısıyla da kişiliğimizi ve hayatımızı şekillendirdi.

Toplumda şöyle etrafınıza bir bakın, evlenip aile kuran eşlerin, kendi aileleriyle olan bağımlı ilişkilerinden kurtulamaması evlilikleri ne hale getiriyor? “Ailesi ve elalem ne der” korkusuyla kendi arzu ve ihtiyaçlarını yok sayarak yaşayan insanlar hayatını nasıl heba ediyor. Mutlu olmadığı ilişkileri, işleri sağlığını yok etmek pahasını nasıl sürdürüyor. Hepsinin altında yatan, insanın kendi öz varlığını değerli görmemesi ve hatta kendini sevmenin ve istediklerini yapmanın suçluluk ve utanç kaynağı olduğuna dair derin inançlarıdır aslında. Bu inançlar çok küçük yaşlarda özellikle 0-7 yaş arasında önce ebeveynlerden sonra eğitim sisteminden ve hatta anlatılan masallardan ilmek ilmek işleniyor çocuğun zihnine. Önceleri sevilmek ve değerli hissetmek için kendini anne babasını mutlu etmeye mecbur hisseden çocuk büyüdükçe bu davranış şablonunu patronuna, sevgilisine, eşine hatta arkadaşlarına kadar genişleterek, bir yaşam biçimi haline getiriyor. Hayatını, başkalarının kurbanı olarak yaşadığına kendini ikna edip, tüm bunların kaynağının kendisini sevmemek, kendini başkaları kadar değerli görmemek olduğunu da idrak edemiyor.

Kendini sevmek bencillik değildir

Bencillik ile kendini sevmenin arasındaki farkı iyi anlamak lazım.

Bencil insan SADECE BEN der. Kendini seven ÖNCE BEN der ve bu başkalarını önemsemediği anlamına gelmez.

Bencil insan HEPSİ BENİM der. Kendini seven HEPİMİZİN olsun der. Çünkü bilir ne eksiktir ne de fazladır başkasından. Kendine duyduğu öz şefkat, öz saygı çevresine de yayılır.

Öz şefkat eksikliğinin diğer bir kişilik yansıması da kurban rolünün tam tersi, kendini herkesin ve her şeyin sahibi sanan, herkesten üstün gören kibirdir. Bu kişiler gücünün yettiğine fiziksel ve/veya psikolojik şiddet uygulayarak, gücünün yettiğini ezerek kendini üstün ve değerli görme şablonu geliştirir beyninde.

Çevrenizde öz güvenli, güçlü olduğunu düşündüğünüz kişilere dikkatlice bakın. Tevazu sahibi mi yoksa kibirli mi? Tevazu öz şefkatten, kibir ise değersizlik ve yetersizlik inancından gelir.

Sonra tabii benzer benzeri çeker, bencil ve kibirli kendine bir kurban, kurban da kendine bir bencil ve kibirli bulur. Birbirlerinden beslenirler.

Mutluluğun yolu öz şefkatten geçer

Diyeceğim odur ki; çocuklarımızı kendini seven, kendine değer veren öz şefkat sahibi bireyler olarak yetiştirmek, başkalarına bağımlı değil sevgiyle bağlı; gücü ezmekte, yok etmekte değil, paylaşmakta ve işbirliği yapmakta bulan yetişkinler olmalarında en önemli etkendir. Olmasını hayal ettiğimiz dünya tam da böyle bir yer değil midir?

Bunu çocuklarınıza öğretirken önce kendinizi sevmeye başlamayı da unutmayın ama.

Nörobilim alanında yapılan araştırmalar kendimize ve başkalarına karşı hissedilen şefkatin ve öz saygının geliştirilebilir, zihinsel bir beceri olduğunu gösteriyor. Beynimizin plastisite özelliğinden dolayı her an kendini öğrenmeyle ve yeni deneyimlerle  biyolojik olarak değiştirdiğini düşünürseniz, bu ne imkansız ne de çok zor. Sadece emek vermek gerekiyor.

Gelecek yazımda sizlerle, hem bireysel hem toplumsal düzlemde yaralarımızın kökenini oluşturduğuna inandığım öz şefkat/öz saygı meselesinin detaylarını ve bir de kendi kendinize uygulayabileceğiniz öz şefkat geliştirme meditasyonumu paylaşacağım.

YouTube’da Mutlu İnsan kanalıma abone olarak hazırladığım meditasyonlardan yararlanabilirsiniz.

 

İlginizi çekebilir: Yan etkisiz, doğal ve bedava ilaç: Bedenim iyileşiyor meditasyonu

Gülferi Yıldırım: Psikoloji ve Nörobilim Uzmanı. Mindfulness Eğitmeni İTÜ Elektronik Mühendisliği’nden mezun ve Yeditepe Üniversitesi’nden (MBA) İşletme Yüksek Lisansına sahip olan Gülferi Yıldırım, Üsküdar Üniversitesi’nde Uygulamalı Psikoloji ve Nörobilim Yüksek Lisansını tamamlamıştır. Aynı zamanda Kültür Üniversitesi'nde Öğretim Görevlisi olarak “İletişim ve Marka Yönetimi” dersi vermektedir. Kurumsal dünyada, 25 yılı aşkın süredir strateji, organizasyonel yapılanma, iletişim ve pazarlama konularında danışmanlık ve liderlik yapmaktadır. Her yıl İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Mutlu İnsan ZihinRuhBeden Festivali”nin kurucusudur. Kendini keşfetmek üzere çıktığı yolda Türkiye’den Güney Afrika’ya, ABD’den Peru’ya, Hindistan’dan İngiltere’ye ve Bali’ye pek çok eğitime katılmıştır. Bu eğitimlerden bazıları; Oxford, MIT (Massachusetts Institute of Technology), University of Massachusetts gibi dünyanın saygın üniversitelerinde aldığı mindfulness, meditasyon ve nörobilim temelli eğitimlerdir. Doğunun binlerce yıllık kadim bilgilerini, batı bilimi ışığında, kurumsal deneyimleriyle sentezleyerek oluşturduğu mindfulness temelli mutluluk, liderlik, yaratıcılık ve stres yönetimi eğitimleriyle kurumların ve bireylerin hedeflerine ulaşmalarına vesile olmaktadır.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale