X

Kendine liderliğe giden yol 2: Öz yeterlilik

Öz yeterlik liderliğin temel taşıdır. Bir kişinin, daha kararlı ve etkili bir problem çözücü olmasını sağlar. Kendimize liderlik etmek için önce kendimize inanmamız gerekir. Hatta iş hayatında liderlik pozisyonları için teknik olarak nitelikli ancak öz yeterliliğin yarattığı güvenden yoksun bir lider, başkalarına liderlik etmeyi zor bulacaktır.

Çoğu zaman, özgüven, kim olduğunuza dair içsel bir otorite duygusu geliştirmenin yaşam boyu süren bir sürecinden gelir. Dirençli ve cesur bir şekilde hayata doğrudan dahil edilerek geliştirilir. Kim olduğunuzu ve nasıl davrandığınızı etkilemeye çalışan yaşam, iş ve ailenin dışsal taleplerinin dengelenmesini gerektirir. İşte bu, öz-yeterliliktir.

İç otorite, kim olduğunuzu ve insanlarla, yerlerle ve yaşam deneyimleriyle nasıl ilişki kurduğunuzu kendiniz tanımlama cesaretini geliştirmekten gelir. Albert Bandura, bu içsel otoriteyi derinlemesine bilme duygusunu öz yeterlilik olarak literatüre kazandırmıştır.

Öz yeterlilik nedir?

Bandura’ya göre, öz-yeterlik, “Olası durumları yönetmek için gerekli eylem planlarını organize etme ve yürütme konusunda kişinin yeteneklerine olan inancıdır.” Başka bir deyişle, öz yeterlik, bir kişinin belirli bir durumda başarılı olma yeteneğine olan inancıdır. Bandura, bu inançları insanların nasıl düşündüğünün, davrandığının ve hissettiğinin belirleyicileri olarak tanımlamıştır.

Öz yeterliliğin rolü

Neredeyse tüm insanlar başarmak istedikleri hedefleri, değiştirmek istedikleri şeyleri ve başarmak istedikleri şeyleri belirleyebilir. Ancak çoğu insan, bu planları uygulamaya koymanın o kadar da kolay olmadığının da farkındadır. Bandura ise, bir bireyin öz yeterliliğinin, krizler, başarısız projeler ve zorluklar dahil olmak üzere bunlara nasıl yaklaşıldığı konusunda önemli bir rol oynadığını bulmuştur.

Yüksek öz yeterliliğe sahip kişiler, zor görevlere kaçınılması gereken tehditler olarak değil, üstesinden gelinmesi gereken zorluklar olarak yaklaşırlar. Böylesine etkili bir bakış açısı, ilgiyi ve faaliyetlere derin bir şekilde dalmayı teşvik eder. Kendilerine zorlu hedefler koyarlar ve onlara güçlü bir bağlılık gösterirler. Etkili performansa rehberlik eden görev tanılama odağını korurlar. Başarısızlık karşısında çabalarını artırır ve sürdürürler. Başarısızlığı yetersiz çabaya veya edinilebilir eksik bilgi ve becerilere bağlarlar. Başarısızlıklar veya aksiliklerden sonra yeterlik duygularını hızla geri kazanırlar. Tehdit edici durumlara, onlar üzerinde kontrol sağlayabileceklerinden emin olarak yaklaşırlar. Böylesine etkili bir bakış açısı kişisel başarılar sağlar, stres ve kaygıyı azaltır.

Belirli bir alanda öz yeterlik duygusu düşük olan kişiler ise, kişisel tehdit olarak algıladıkları zor görevlerden çekinirler. Hedeflere bağlılıkları zayıftır. Başarılı bir şekilde nasıl performans göstereceklerine odaklanmak yerine kendi kendilerine teşhis koymaya odaklanırlar. Zor işlerle karşı karşıya kaldıklarında kişisel eksiklikleri, önlerine çıkacak engeller ve her türlü olumsuzluk üzerinde dururlar. Çabalarını gevşetirler ve zorluklar karşısında çabuk pes ederler. Başarısızlık veya aksiliklerin ardından yeterlik duygularını geri kazanmakta yavaştırlar. Yetersiz performansı yetersiz yetenek olarak teşhis ettikleri için, yeteneklerine olan inançlarını kaybetmeleri çok fazla başarısızlık gerektirmez.

Öz yeterlik nasıl gelişir?

Bu inançlar, çocuklar çok çeşitli deneyimler, görevler ve durumlarla uğraşırken erken çocukluk döneminde oluşmaya başlar. Bununla birlikte, öz yeterliliğin gelişimi gençlik döneminde sona ermez, insanlar yeni beceriler, deneyimler ve anlayış kazandıkça yaşamları boyunca gelişmeye devam eder.

Bandura’ya göre, öz yeterliliğin üç ana kaynağı vardır: 

  1. Ustalık deneyimleri: Bandura, güçlü bir yeterlik duygusu geliştirmenin en etkili yolunun ustalık deneyimlerinden geçiyor. Ustalığın kritik bir bileşeni, kişinin neyin gerçek neyin hayal olduğunu doğru bir şekilde değerlendirmesini gerektirmesidir. Yoğun stres altındayken, gerçeklerin ne olduğu her zaman net değildir.
  2. Sosyal modelleme: Diğer insanların bir görevi başarıyla tamamladıklarına tanık olmak, öz yeterliliğin bir diğer önemli kaynağıdır. Bandura’ya göre, kendine benzeyen insanların sürekli çabayla başarılı olduğunu görmek, gözlemcilerin onların da başarılı olmak için karşılaştırılabilir faaliyetlerde ustalaşma yeteneklerine sahip olduklarına dair inançlarını artırıyor.
  3. Psikolojik tepkiler: Kendi tepkilerimiz ve durumlara verdiğimiz duygusal tepkiler de öz yeterlilikte önemli bir rol oynar. Ruh halleri, duygusal durumlar, fiziksel tepkiler ve stres seviyeleri, bir kişinin belirli bir durumda kişisel yetenekleri hakkında nasıl hissettiğini etkileyebilir. Topluluk önünde konuşmadan önce aşırı derecede gergin olan bir kişi, bu durumlarda zayıf bir öz yeterlik duygusu geliştirebilir.

Dolayısıyla, önemli olan duygusal ve fiziksel tepkilerin yoğunluğu değil, birey tarafından nasıl algılandığı ve yorumlandığıdır. İnsanlar, zorluklarla karşı karşıya kaldıklarında stresi nasıl en aza indireceklerini ve ruh hallerini nasıl yükselteceklerini öğrenerek, öz-yeterlik duygularını geliştirebilirler.

Kaynak: https://www.clevelandconsultinggroup.com/articles/self-efficacy.php

İlginizi çekebilir: Kendine liderliğe giden yol 1: Bilinçli farkındalık

Işıl Çetinkaya: Anka Koçluk Okulundan temel koçluk eğitimlerini tamamladıktan sonra Amerika University of Northwest "Yönetici Koçluğu ve Mentörlük" yüksek lisans programı "Transaksiyonel Analiz", "Gestalt Psikoloji", "Bilişsel ve Pozitif Psikoloji", "Sistemik Takım Koçluğu", "Fasilitasyon" alanlarında eğitim görmektedir. Ayrıca Analitik psikolojinin kurucusu Carl Gustav Jung koçluk ekolüne bağlı Jungian Coaching School’dan eğitimler almıştır. Yalnızca Hedeflerinize ulaşmak değil, gerçek öz benliğiniz ile temas kurup yaşamınızda kalıcı ve sürdürülebilir değişiklikler yapmalarına yardımcı olan Jung Teorisi, Doğu Maneviyatı ve Sosyal Sinirbilime dayalı bir koçluk modelini uyguluyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale