X

Kendi zıt yönünle kalabilme sanatı: Meditatif gözlemleme

İnsanın arızalı olduğu nokta, sürekli mutlu olma arayışında olmasıdır derler. Sürekli gelecek kaygısıyla bir mutluluk inşasına başlarız. Mutluluk arayışının bir hedef haline gelmesi ise dilin kullanılma biçimi ile oldukça alakalı aslında.

İçinde bulunduğumuz topluma göre şekillenmeye başladığımızda da dile yerleşen söylemler şekillenmeye başlar. Büyüdüğümüz ailenin dili kullanma şekli bir anda bizimmiş gibi olur. Ve üzerimize giydirilmiş bir kimliği öz kabul etmeye başlar ve inşa işine bu noktadan gireriz. İnşa devam ederken dilin ve toplumsal inanışlarımızın şekillendirdiği verilerle, bu sefer sosyal çevremiz şekillenmeye başlar. Arkadaş, eş seçimlerimiz, iş seçimimiz hatta sosyal medyada takip ettiğimiz hesapların içeriği ve kişiler dahil, bu giydirilmiş kimliği tatmin edecek şekilde güncellenmeye devam eder. Kendi fikrimizi olumlayan insanlarla görüşüyor, bizi onaylamayanları kapı dışında bırakıyor oluruz. Üstelik tüm bunların yanında, iş hayatında yaptığımız tercihlerde huzur ve mutluluk arayışından önce mevkinin toplumsal statüsü, yükselme telaşı ve maddi yeterlikler olmaya başlar. Sosyal medyada bile inanılmaz sarsıcı filtrelerle bizden uzak olanı reddederiz.

Peki ya tam zıddıyla bir arada kalabilme tahammülsüzü yaratan bir düzende, zıddını gözlemlemek ve olan bitene şefkatle yaklaşabilmeyi denemeyi hiç düşündük mü? İnsanın doğası gereği diye tanımladığımız durumlardan biri de bu noktada devreye giriyor diyebilirim. Doğamız gereği kronik olarak kaygılıyız ve kaygıyı nesnesi olmayan bir durum olarak tarif edebiliriz. Bize giydirilmiş bir kimlik ve kaygıyla ise yanlış diye tanımladığınız kararlar almaktan hep uzak dururuz. Kimliğimizi tehlikeye atacak her türlü girişimi ise şiddetle reddederiz. Beynin çalışma şekline baktığımızda ise hızlı ve pratik karar almaya elverişli hali bunu destekler. Ani kararlar her zaman daha ilkeldir ve dolayısıyla çabasız ilerler. Halbuki bir olayın zıddıyla kalabilme ve çabasız gözlemleme hali, beynin dalgalarını yavaşlatmak, beyin için düşünmeyi yavaşlatmaktır. Bu hal ise yüksek enerji gerektirir, şekillenmiş beynin ise bunu sevmediği söyleyebiliriz. O halde tüm bu yaratımın bir illüzyon olarak tanımlarsak özümüzde biz kimiz? Sartre, insanın doğuştan gelen bir özü olmadığını, insanın onu yavaş yavaş yarattığını söyler. O halde tüm bu yarattıklarımızn kendi irademizle gerçekleşmediğini fark ettiğimizde ne olur?

Modern yaşamda tüm bu soruların tam karşısında duran, bir kapıyı aralayan pratik meditatif gözlem aslında. Her ne kadar dinsel ya da ritüel bir pratik olarak algılanması yaygın olsa da meditatif gözlem tam da zıddınla şefkatle kalabilme hali olarak özetlenebilir.

Karşılaştığın kimliğine giydirilmiş o ekleri sevmek ya da sevmemekten öte, varlığı her nasılsa, yargısızca onunla kalabilmeye tahammül edebilmek, bu farkındalığı şefkatle karşılayabilmek için de meditasyona oturuyoruz. Sessiz ve farkındalıkla kalabildiğimiz anların azlığına bakacak olursak, günlük 5-10 dakikalık bir farkındalığa kendinizi davet etmeniz kendinize doğru çıkacağınız yolculuğun ilk adımı olabilir. Yol engebeli, rahatsız edici olabilir ama tamamen size aittir. Kimsenin üstünde hüküm süremediği, tek başınıza tüm farkındalık ve sorumlulukla yürüdüğünüz bir yoldur meditasyon pratiği. O noktada ise kendini hırpalamadan tamamen gözlemci kalmayı başarabilmektir. Yaygın olarak bilinen, zihni susturma eyleminden öte, zihnin o tüm dalgalanmalarına yargısızca bir adım öteden bakabilmek ve gözlemlemektir. Olan biteni yargılamak, üzerine düşünmek değildir asıl farkındalığı getiren, ona yargısızca bakabilmektir. Wittgenstein’ın söylemini hatırlarsak, “Dünyanın nasıl olduğu değildir gizemli olan, olmasıdır.”

 

İlginizi çekebilir: Kendine alan aç: Evde meditasyon köşesi kurma rehberi

Fulya Ates: 2012 yılında İTÜ Mimarlık Bölümünü bitirdi. 2014 yılında İTÜ Mimari Tasarım Master derecesini aldı. 2012 yılından bu yana çeşitli ulusal ve uluslararası mimari yarışmalarda ödüller aldı. Mimarlık mesleğini pratik ederken hayatına bir hobi olarak kattığı yoga ve meditasyon çalışmalarını yoga eğitmenlik eğitimi alarak ileri bir boyuta taşıdı. Şimdi mimarlık mesleğinin yanı sıra, kişiye özel ve grup yoga dersleri vererek, beden üzerinden yeni bir mimarlık inşa etmeye ve araştırmaya devam ediyor. Bilginin paylaştıkça çoğaldığına inanarak, www.cevikmaymun.com adresi üzerinden yoga ile ilgili edindiği tüm deneyimleri paylaşıyor. Daimi öğrenci kalabilmek, sürekli öğrenmek en büyük tutkusu.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale