X

Kendi sesinizi duyuyor musunuz: Arzularınızın size anlattığı çok şey var

İsteksizim, kendimi bulamadım, hayat felsefem, kişiliğim, sanki bir kimliğim yok. Evet, ben de yaşıtlarım gibi iş, üniversite istiyorum ama… İşte istemesi iyi olacağı için, yani istemek gerek, herkes istiyor diye… Yoksa kendime dair bir isteğim yok.

18 yaşındaki bu genç, hayata karşı iştahsızlığını, arzusuzluğunu bu şekilde değerlendiriyor. Ruhsal anlamda konuştuğumuz iştahsızlığının somut anlamda da hayatının bir parçası olduğunu ekliyor ve “Çok iştahsızdım, hala da biraz öyle, yemem için çok baskı yaparlardı, ben de yemezdim” diyor.

Bu genç, aslında arzularının o denli uçlarda ve tehlikeli olduğunu düşünüyordu ki, kendini izole edip, dürtülerini bastırmaya çalışarak arzusuz, tutkusuzmuş gibi kendini kapatıyordu. Winnicott’ın bahsettiği yaratıcılığın temeli olan “canlı olmak, hayatın anlamlı ve gerçek olduğu duygusunu deneyimlemek”, sanki bu genç için pek tanıdık değildi. (Güleç, N. 2013, Psikanaliz Sempozyumu.)

Bu vaka sunumunda olduğu gibi hayata karşı kendimizi isteksiz bulma, sanki bir şey yapmak için bütün enerjimizin çekilmiş olduğunu düşünme, sadece görev ve sorumluluklarımızı yerine getirip akşam köşemize çekilmeyi isteme gibi biraz kabuğumuza dönme hissi, içimizde bir cansızlık ve sıkışmışlık hissi, yaşadığımız hayatın aslında çok kuru olduğunu hissetme, “Aman herkesinki böyle” diye düşünüp ardından boşvermişlik duygusu, hayal kurmaktan vazgeçme ya da kuramama gibi bizi zorlayan duygular yaşayabiliriz.

Hayatımızı böyle sürdürmeye çalıştığımızda giderek artan mutsuzluk duygusu bazen tahammül edemeyeceğimiz bir noktaya gelir ve tüm yaşadıklarımızı sorgulamaya başlarız. Aslında hayatımızın üzerinde düşünmeye başlamak belki de kendimiz için yapabileceğimiz en iyi ilk adım olacaktır. Mesela kendinimize şu soruyu sorabiliriz: “Ben nasıl bir hayat yarattım ki kendime, içinde kendimi cansız hissediyorum?” ya da “Hayatımda özlemini çektiğim, bu hayatı bana daha yaşanabilir kılan nedir?” Bu sorulara vereceğimiz dürüst cevaplar aradığımız kapıları açmaya yarayacak anahtarı bize getirecektir. Elbette bu sorulara ilk verdiğimiz cevaplar örtük bir şekilde olacak, istediğimize tam olarak işaret etmeyecek. Biliyorum ki kolay değil…

Yapmamız gereken hep örtünün altını kaldırıp bakmak. Aslında bu cevapla hangi duygumuza temas etmeye çalışıyoruz onu görebilmek. Örneğin, para eksik diyorsunuz hayatınızda, çok maddesel bir yerden cevap verdiniz diyelim; o halde hemen şu soru ile devam edelim: “Para benim hayatımdaki hangi boşluğun yerini kapatacak?” Güç arzusu, prestijli olma arzusu, hayata daha elit bir noktadan karışmak ya da üst sosyo-ekonomik sınıfa ait olma arzusu… Bunlar gibi yanıtlara göre ilave sorular sorarak gerçek arzunuza ulaşmanız, eksik olanı görmeniz, gerçek “ben”in istekleri ile karşılaşmanız çok daha olasıdır.

Bazen etraftakilerin (aşırı otoriter ya da baskıcı anne, baba gibi) şiddetli arzu sesleri arasında, kendi arzunu, kendi sesini bulmak, diğerlerinden ayırt etmek pek kolay olmaz. Yani ayrışmayı engelleyen bir iç içe geçmişliğin, bireyin kendi arzularının oluşmasını engellemesi ve kişinin ötekilerin gereksinimlerini yansıttığı bir özdeşim nesnesi olmaktan öteye gidemediği durumlarda olduğu gibi…

Böyle durumlarda devamlı başkalarını memnun etme üzerinden devam eder hayatımız ve onları hayal kırıklığına uğratmak ve yanlış yapmak korkusu, karar vermeyi oldukça zor hale getirir bizim için. Onların kararına göre şekillendiririz atacağımız adımları. Sonucunda da kendimiz olmadığımız, sesimizi duyup duyuramadığımız bir hayat süreriz ve bahar gelse de, doğada canlansa da tüm renkler, biz camın ardından yorgun ruhumuzla öylece bakarız, izleriz… Biraz yorgun, biraz isteksiz… Hayata karışacak enerjiyi bulamadan kendimizde… Belki de kendimize ait olmayan bir hayatı yaşamanın bizde bıraktığı yası tutuyordur ruhumuz.

İlginizi çekebilir: Bağımlılıklarımız ne anlatıyor: Bağımlılığın altında yatan nedeni keşfedin

Aslı Songün: Haliç Üniversitesi Psikoloji Bölümü 2003 yılı mezunuyum. Aynı üniversitede yaptığım Psikoloji yüksek lisansını “Çocukların Sahip Oldukları Denetim Odağının, Algıladıkları Ebeveyn Çatışması İle İlişkisi” konulu tezimi tamamlayarak uzmanlık derecemi almış bulunmaktayım. 2005 yılı itibari ile çeşitli sağlık ve eğitim kuruluşlarında görev aldım. Sağlık alanındaki stajımı Balıklı Rum Hastanesi Anatolya Kliniklerinde gerçekleştirdim. Projektif Testler Derneğinden Rorschah, T.A.T testleri eğitimini aldım. Çocuk gelişim testleri eğitimini tamamladım. 2019 yılında Mindfulness Institute’de Mindfulness tabanlı stres azaltma eğitimi (MBSR) programına katıldım. Konuyla ilgili çalışmalarım devam etmektedir. İstanbul Psikanaliz Derneği’ne bağlı olarak Psikanaliz eğitimim sürmektedir. 2013 yılından beri Nişantaşı’ında eğitim veren United Kids Academy'nin kurucu ortağı olarak çocuklarla birlikte çalışmaya devam etmekteyim. Ayrıca özel bir klinikte danışan görmekteyim.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale