X

Kaygıyı azaltmanın 5 doğal yolu

Bazı kaygılar hayatın tipik bir parçasıdır. Yine de kaygı o kadar da kötü bir duygu değildir. Tehlikenin farkına varmanızı sağlar, düzenli ve hazırlıklı kalmanız için sizi motive eder ve riskleri hesaplamanıza yardımcı olur. Yine de kaygı günlük bir tekrar haline geldiğinde, çığ gibi üstünüze düşmeden önce harekete geçme zamanı gelmiştir. Kontrol edilmeyen kaygı, yaşam kalitenizi büyük ölçüde olumsuz etkileyebilir.

Kaygı nedir?

Anksiyete, vücudunuzun strese verdiği doğal tepkidir. Araştırmacıların genetikten çevreye ve beyin kimyasına kadar çeşitlilik gösterdiğine inandıkları faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklanabilecek bir korku veya endişe duygusudur.

Anksiyetenin yaygın bazı belirtileri şunlardır:

  • artan kalp atış hızı
  • hızlı nefes alma
  • huzursuzluk
  • odaklanmada zorluk

Bununla birlikte, kaygının farklı insanlar için farklı şekillerde ortaya çıkabileceğini dikkate almak gerekir. Bir kişi midesinde kelebek hissi yaşarken, bir başkası panik atak, kabus veya acı verici düşünceler yaşayabilir. Bununla birlikte, günlük kaygı ve kaygı bozuklukları arasında bir fark vardır. Yeni veya stresli bir şey hakkında endişeli hissetmek normal bir şeydir, ancak kontrol edilemez veya aşırı bir noktaya geldiğinde ve yaşam kalitenizi etkilemeye başladığında, bu bir bozukluk olabilir.

Bazı kaygı bozuklukları şunlardır:

  • panik atak
  • travma sonrası stres bozukluğu (TSSB)
  • obsesif kompulsif bozukluk (OKB)
  • ayrılık kaygısı
  • hastalık kaygısı
  • fobi
  • yaygın anksiyete bozukluğu (YAB)
  • sosyal kaygı bozukluğu

Kaygıyı nasıl tedavi edebilirim?

Anksiyete çeşitli şekillerde tedavi edilebilir. Yaygın bir tedavi seçeneği, insanlara ortaya çıktıklarında kaygıyla başa çıkmaları için araçlar sağlamaya yardımcı olan bilişsel davranışçı terapidir (BDT). Ayrıca antidepresanlar ve yatıştırıcılar gibi beyin kimyasını dengelemek ve kaygı nöbetlerini önlemek için çalışan bazı ilaçlar da vardır. En şiddetli semptomları bile ortadan kaldırabilirler.

Daha doğal bir yol izlemek istiyorsanız, kaygıyla mücadeleye yardımcı olabileceğiniz küçük ve büyük yollar var. Egzersiz, uyku ve diyet gibi alışkanlıklarda ayarlamalar yapabilirsiniz. Aromaterapi veya meditasyon gibi tamamen yeni bir şey de deneyebilirsiniz. Yaşam tarzınız ne gerektiriyorsa gerektirsin, herkes için kaygıyı azaltmanın doğal bir yolu var.

Anksiyete için 5 doğal çözüm

1. Hareket edin

Düzenli egzersiz sadece fiziksel sağlıkla ilgili değildir, aynı zamanda zihinsel sağlığınıza da çok yardımcı olabilir.

2013 yılında yapılan bir araştırma, yüksek düzeyde fiziksel aktivite bildiren anksiyete bozukluğu olan kişilerin, gelişen anksiyete semptomlarına karşı daha iyi korunduğunu bulmuştur.

Bu çeşitli nedenlerle olabilir. Egzersiz, dikkatinizi sizi endişelendiren bir şeyden uzaklaştırabilir.

Kalp atış hızınızı artırmak aynı zamanda beyin kimyasını değiştirerek kaygı önleyici nörokimyasallar için daha fazla alan yaratır, örneğin:

  • serotonin
  • gama-aminobütirik asit (GABA)
  • beyin kaynaklı nörotrofik faktör (BDNF)
  • endokannabinoidler

Amerikan Psikoloji Derneği’ne (APA) göre, düzenli egzersiz, belirli kaygı semptomlarına yardımcı olabilecek konsantrasyon ve iradenin artmasına yol açar.

2. Kafein tüketimini sınırlayın

Kronik kaygınız varsa, kafein iyi bir dost değildir. Kafein; sinirlilik ve gerginliğe neden olabilir, eğer endişeliyseniz bu duyguların seviyesini arttırabilir.

Araştırmalar, kafeinin kaygı bozukluklarına neden olabileceğini veya bunları kötüleştirebileceğini göstermiştir. Panik bozukluğu olan kişilerde panik ataklara da neden olabilir. Bazı insanlarda, kafeini ortadan kaldırmak kaygı belirtilerini önemli ölçüde iyileştirebilir.

Örneğin, 2008 yılında yapılan bir araştırma, kafeinin sizi yorgun hissettiren beyin kimyasalı adenozini bloke ederek uyanıklığı artırdığını ve aynı zamanda adrenalin salınımını tetiklediğini gösterdi.

Bununla birlikte, çoğu insan için orta düzeyde kafein alımı güvenlidir. Kafeini azaltmak veya tamamen kesmek istiyorsanız, günlük içtiğiniz kafein miktarını yavaş yavaş azaltarak başlayabilirsiniz. Tükettiğiniz kafeinli içecekleri su ile yer değiştirerek vücudun su alımını arttırabilir ve kafein tüketiminizi azaltabilirsiniz.

3. İyi bir gece uykusuna önem verin

Uykunun iyi bir ruh sağlığının önemli bir parçası olduğu defalarca kanıtlanmıştır.

2012 yılında yapılan bir araştırma, yetişkinlerin yaklaşık üçte birinin gecede 6 saatten az uyuduğunu bulsa da CDC, yetişkinlerin her gün 7 ila 9 saat uyumasını tavsiye ediyor.

Aşağıdakileri uygulayarak iyi bir gece uykusunu hayatınızda düzen haline getirebilirsiniz:

  • Uykunuz geldiğinde yatağa gitmek
  • Yatakta televizyon izlememek
  • Telefonunuzu, tabletinizi veya bilgisayarınızı yatakta kullanmamak
  • Uyuyamıyorsanız yatağınızda sağa sola dönüp dönmemek ve yataktan kalkıp başka bir odaya gitmek
  • Yatmadan önce kafein, büyük öğünler ve nikotin tüketmekten kaçınmak
  • Odanızı karanlık ve serin tutmak
  • Yatmadan önce endişelerinizi bir kağıda yazmak
  • Her gece aynı saatte uyumak

4. Meditasyon ve farkındalık pratiği yapın

Meditasyonun ana amacı, tüm düşünceleri yargılamadan fark etmeyi içeren, şimdiki anın tam farkındalığıdır. Bu, tüm düşünce ve duyguları dikkatli bir şekilde tolere etme yeteneğinizi artırarak bir sakinlik ve memnuniyet duygusuna yol açabilir.

Meditasyonun stresi ve kaygıyı azalttığı bilinir,

John Hopkins’in araştırması, günlük 30 dakikalık meditasyonun bazı kaygı semptomlarını hafifletebileceğini ve bir antidepresan görevi görebileceğini öne sürüyor.

5. Dengeli beslenin

Düşük kan şekeri seviyeleri, dehidrasyon veya işlenmiş gıdalardaki yapay tatlandırıcılar, yapay renklendiriciler ve koruyucular gibi kimyasallar bazı insanlarda ruh hali değişikliklerine neden olabilir. Yüksek şekerli bir diyet de mizacı etkileyebilir.

Kaygınız; yemek yedikten sonra kötüleşiyorsa, yeme alışkanlıklarınızı kontrol edin. Bu duygu sizde suçluluk hissettiriyorsa yolunda gitmeyen bir bir şeyler var demektir. Hazır, işlenmiş gıdaları mutfağınızdan çıkarın ve faydalı karbonhidratlar, meyveler ve sebzeler ve yağsız proteinler açısından zengin, dengeli bir diyet yapın.

Tüm doğal çözümleri denemenize rağmen kaygı düzeyinizde azalma olmuyorsa, artma oluyorsa veya olumlu anlamda hayatınıza etki etmiyorsa muhakkak bir uzman psikolog veya psikiyatr ile görüşün. Unutmayın; sizin bünyenizi sizden daha iyi kimse bilemez. Neye ihtiyacınız olduğunu ve nasıl hissettiğinizi öncelikle kendiniz tespit edin. Edemiyorsanız, bir uzman ile yola devam etmek sizin için en sağlıklı seçenek olabilir.

Kaynak: healthline.com – Annette McDermott

İlginizi çekebilir: Günlük yaşamda daha fazla hareket etmenin 8 yolu

Görkem Bakkaloğlu: Yüksek lisans eğitimi İnsan Kaynakları Yönetimi olup, 10 yıllık kurumsal iş hayatında uluslararası şirketlerde eğitim ve gelişim, strateji ve performans yönetimi, yetenek ve kariyer yönetimi konularında uzmanlaşarak, takımlara liderlik etti. Uluslararası Koçluk Federasyonu’nun Yetkilendirilmiş Koç Eğitim Programı mezunu profesyonel koçtur. 1000 saati aşkın koçluk seansı tecrübesi vardır. Türkiye’nin sürdürülebilirlik alanındaki ilk eğitimlerini tasarlayan eğitmenlerindendir. Türkiye’de sağlık ve futbol sektöründe motivasyon ve performans koçluğunu başlatan ve sistemler kuran ilk profesyonel koçtur. Motivasyon, performans ve sürdürülebilir sağlıklı yaşam temelli eğitim ve koçluk programları ile insanların hayatlarını dönüştürmelerine yardımcı olmaktadır.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale