X

Karmakarışık görünse bile her şeyin birbirine bağlandığı yaşamın çizgileri

Yaşam karmakarışıkmış gibi görünse de aslında her şeyin birbirine bağlandığı mükemmel çizgilerden oluşur. Bu çizgileri görebilmek için ise yaşama ya çok çok yakından ya da çok çok uzaktan bakmamız gerekir. Çok çok yakından bakmak derken; bir insan ve bir bardak suya baktığımda aynı şeyi görecek kadar yakından bakmaktan bahsediyorum.

Yaşam mükemmel çizgilerle bizi birbirimize bağlar.

İstanbul’da bir sokakta kahve almaya giderken yokuş aşağı yürüyen bir adamın dünyanın öbür ucunda anahtarını unuttuğu için eve yokuş yukarı geri dönen bir kadınla aynı çizgiyi oluşturduğunu görebilecek kadar yakından bakmaktan bahsediyorum.

Ya da sokakta birbirini tanımayan ama birbirine karşı yürüyen iki insanın onları bir araya getirmemek için direnen onlarca değişkene rağmen yan yana gelip birbirlerinin yanlarından geçerken çarpışan yıldızlarının patlamalarını görecek kadar yakından bakmaktan bahsediyorum.

Bir erkeğin aşık olduğu kadının saçlarını okşarken kadından erkeğe transfer olan saman yolunu görecek kadar yakından bahsediyorum. Çok çok yakından bahsediyorum… Yaşamın çizgilerini görebilecek kadar yakın.

Çok çok uzaktan bakmak derken, otobüsle veya uçakla gidebileceğim kadar uzak değil. Bir saniyede gidebileceğim kadar çok çok uzaktan bahsediyorum. Tüm karmaşanın yerini derin bir sessizliğe bırakacağı kadar uzak bir yer burası. Yaşamın çizgilerini görebilecek kadar uzak.

Şimdi bu çok çok uzak ve çok çok yakının ortak noktasını görmeye davet ediyorum sizi. Orada bulduğunuz şey, yaşamın dansı olacak. Dans edemediğini söyleyen biri yerlere dökülen yıldızlarını göremeyecek kadar uzak mıdır kendine? Uzak dediysem, Nebula’nın bir insan gözüne benzediğini görecek kadar faydalı bir uzak değil, kendini unutacak kadar arada kalmış bir uzak olmalı bu.

Şimdi bu çok çok uzak ve çok çok yakının ortak noktasını görmeye davet ediyorum sizi. Orada bulduğunuz şey, yaşamın dansı olacak.

O zaman, yeterince yakından bakarsam, hayatın içinde bedenimin doğal şekilde tüm varoluşunun ve hatta bedenimin diğer bedenlerle çizdiği tüm çizgilerin de bir koreografinin parçaları olduğunu görebilir miyim? Yani biz aslında her gün birlikte dans etmek için uyanıyor olabilir miyiz? Dans edebilmek olabilir mi asıl yaşam amacımız?

Çünkü dans müziğe uygun yazılmış bir hareket dizisi değil, her gün olan bir şeydir desem ne düşünürsünüz? Dans, yaşamın kendisidir ve zihne sıkışıp kalmış insan dışında her şey dans eder desem? Ve yaşamın müziğinin her an, her dakika bu dansa eşlik ettiğini de duyabiliyor musunuz?

İşte 19 Eylül- 19 Kasım tarihleri arasında Atelier Muse’un düzenlediği Find Your Calling İstanbul sanatçı rezidans programının bir parçası olan Life’s Line (Yaşamın Çizgileri) projesinden bu keşiflerle ayrıldım.

Kelly Flansburg (çağdaş dans sanatçısı) ve Carey Clanton (müzisyen), Life’s Lines projeleri kapsamında New York’tan yola çıkıp dünyanın birçok farklı noktasındaki ülkeye giderek oradaki dansçılar ile o ülkenin Yaşam Çizgilerini araştırıp bu araştırmayı orada tanıştıkları dansçılarla birlikte özgün bir müzik ve koreografiye dönüştürüyorlar.

Kelly ve Carey, Atelier Muse’un kurucusu sevgili Müge Olacak’ın ev sahipliğinde Find Your Calling İstanbul projesi için geçtiğimiz ay İstanbul’a geldiler ve benim de içlerinde yer aldığım 5 dansçı ile birlikte İstanbul’un yaşam çizgilerini birlikte araştırdık.

İstanbul sokaklarından topladığımız her hareket; bir dönercinin eti kesişi, insanların yürüyen merdivenlerde iniş çıkışı, birbirine yaklaşan ve birbirinden uzaklaşan bedenlerin tepkisi, İstanbul’da yaşayan insanlara özgü mimik ve jestler… Sekiz gün içinde martıların sesi ve denizin müziği eşliğinde bir koreografiye dönüştü.

İnsanların yürüyen merdivenlerde iniş çıkışı, birbirine yaklaşan ve birbirinden uzaklaşan bedenlerin tepkisi, İstanbul’da yaşayan insanlara özgü mimik ve jestler…

İstanbul’u biz yapan tüm bu detayları toparlayabilmek için koşanların içinde durmamız, dururken nefes almamız ve durduğumuz yerde yaşama önce çok çok yakından ve sonra çok çok uzaktan bakmamız gerekti. Orada dansımızı bulduk ve yaşamın her gün bedenlerimizle çizilen çizgilerini…

Türkiye’den doğan sanatın sesini dünyaya duyurmak için gece gündüz çalışan canım Atelier Muse ekibine ve bu oluşumu büyütmek için baş koymuş sevgili arkadaşım Müge Olacak’a sonsuz teşekkürler.   

Atelier Muse, yaratıcı ve yenilikçi yöntem ve projeleri ile Türkiye’de sanat alanında ilklere imza atma misyonuyla Müge Olacak tarafından hayata geçirilmiş; özellikle çağdaş dans, performans, yeni medya sanatları ve yazarlık odağıyla pazarlama ve sanat yönetimi danışmanlığı veren bir oluşumdur.

Atelier Muse ekibi bu günlerde coşkuyla yeni dönem projeleri üzerine çalışıyor. Ben de yeni çalışmalarını heyecanla bekliyorum. Takip etmek isterseniz buradan oluşabilirsiniz. www.ateliermuse.org

Life’s Lines (Yaşamın Çizgileri)

Konsept: Kelly Flansburg & eSKay Arts Collective

Müzik: Carey Clanton

Dansçılar: Aslı Melissa Uzun, Ezgi Çanaklı, Gamze Buğdacı, Sevgi Umut, Diğdem Girici

Organizasyon: Atelier Muse / Find Your Calling İstanbul

Dans performansını izlemek isterseniz aşağıdaki videoya göz atabilirsiniz:

 

Diğdem Girici: İnanıyorum ki doğru bilgiye ulaşabilen ve bu bilgiyi hayatında doğru şekilde kullanmayı öğrenen her insan hayal ettiği yaşamı yaratabilir. İşte bu yüzden yazıyorum, yaşamımı hafifleten bu muhteşem bilgiler daha çok insana ulaşabilsin ve daha çok insan yaşamdan keyif alabilsin diye. Sorularınız veya paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden veya @digdemgiriciyoga Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sevgiler.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale