X

“Kariyerime hapsoldum çıkamıyorum” diyenler için: Özgürleşmek mümkün!

Yıllarca okudunuz, çalıştınız ve bir şirkette kariyer sahibi oldunuz ama şimdi yıllardır inşa ettiğiniz bu binanın içinde hapsolmuş mu hissediyorsunuz?

En büyük düşmanınız bir elinizin avucundan daha büyük olmayan çalan saatiniz mi? 

Her gün bu sistemden ayrılmayı istiyor ama bunun imkansız olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Ben de bir süre önce tam olarak bu duygularla boğuşuyordum ve yaklaşık 1,5 sene önce 7 sene çalıştığım kurumsal hayattan ayrıldım. İmkansız değil ama emek istiyor ve bir de zorluklardan yılmadan özgür kalmayı başarabilen bir bakış açınız olmalı.

Zorluklardan yılmadan özgür kalmayı başarabilen bir bakış açınız olmalı.

Şimdi geri dönmek istemediğim huzurlu ve özgür bir hayat yaşıyorum. 

Çalan saatle uyanmıyorum. Kendi işlerimi kendim planlıyorum. Bol bol araştırma yapıyor, günün istediğim herhangi bir saatinde sahilde gezintiye çıkıyor, yağmur yağarken battaniyemi üzerime çekip elimde sıcak bir kahve huzur içinde kitabımı okuyabiliyorum. 

Tabii, her seçim gibi bu da bedeliyle birlikte geliyor. Bu özgürlük uğruna bir sürü başka şeyden de bir süreliğine vazgeçtim. Mesela, son bir senedir oldukça az alışveriş yaptım. İstediğim küçük bir şeyi almak için bile bazen bir kaç ay beklemem gerekiyor ama hissettiğim özgürlük o kadar güçlü ki en kırmızı ayakkabı bile yanında sönük kalıyor. Bir taraftan da kendime sonsuz güveniyor ve bir gün hem özgür olup hem de o kırmızı ayakkabıyı istediğim anda alabileceğimden hiç şüphe duymuyorum.

Benim için en büyük zorluk, hayatımda tekrar para akışı yaratmak oldu. Maaşlı bir sistemden çıktıktan bir süre sonra aklınız üretime odaklı şekilde çalışmaya başlıyor. Ancak, benim gibi öncesinde hiç üretim yaparak para kazanmadıysanız üretiminizi paraya çevirmek biraz zaman alabiliyor.

Uplifers’daki ilk yazımın çok kısacık bir bölümünde kurumsal hayattan ayrıldığımı yazmıştım. Geçen gün uzun süredir konuşmadığım bir arkadaşım mesaj attı. Bu yazıyı okuduğunu ve özgür bir hayat yaşamak için ne kadar istekli olduğunu anlattı. Hayatına yoga, meditasyon, nefes çalışmaları gibi özgürlüğü hissedebileceği araçlar girmiş ama ayrıldıktan sonra ne yapacağını henüz bulamadığı için istemeye istemeye de olsa işine gitmeye devam ediyormuş.

Birçok insanın aklında işten ayrılma fikrinin olduğunu biliyorum ve son dönemde bu konunun ne kadar “popüler” olduğunun da farkındayım. Bu yolun güzelliklerini de zorluklarını da yaşamış ve yaşamaya devam eden biri olarak birkaç önemli noktayı sizinle paylaşmak istedim.

Bence özgürlük her zaman doğru bir karardır ama ufak tefek bir kaç hazırlıkla bu hayalinizi daha az yıpranarak hayata geçirebilirsiniz. 

İşten ayrılmak, bir kazağın ilmeği kaçtığı için sökülmesi gibi olmalı, basit ve olaysız.

İşten ayrılmak amacınız olmamalı, yaptıklarınızın bir sonucu olmalı. Hayatla ilgili söylenmiş en faydalı bilgilerden biri bence şu; neye enerji verirseniz onu büyütürsünüz. Yıllar önce şöyle bir deney yapıldığını duymuştum. Bir hafta boyunca üç tane çiçekten birine pozitif sözler, birine negatif sözler söyleniyor. Üçüncüsüne ise hiçbir şey söylenmiyor. İlk ölen hiçbir şey söylenmeyen çiçek oluyor. Birçok kişi gibi ben de ilk etapta negatif şeyler söylenen çiçeğin öleceğini düşünmüştüm ama söyledikleriniz negatif de olsa o çiçekle ilgilendiğiniz için ona enerji vermiş oluyorsunuz. Hiç enerji almayan ise ölüyor. İşte bu mantık her şeyde var. Nefret ettiğiniz işinizi de kendinize negatif bir bağla bağlamış oluyorsunuz. Öyle olunca siz ayrılmak istedikçe ya borçlarınız artıyor ya da hiç beklenmedik olaylar oluyor ve siz ayrılamıyorsunuz. Negatif bir ihtiyaçla o iş yerine daha çok bağlanıyorsunuz.

Kendinizi keyifli ve rahat hissettiğiniz bir gün bir kalem kağıt alıp bu iş yerinde sizin için negatif ve pozitif olan şeyleri yazmanızı öneriyorum.

Bazen üst üste kötü olaylar yaşarız ve bu olaylar pastanın %10’unu geçmese bile biz sadece o %10’a odaklanır ve tüm pastayı o bozuk dilimden ibaret sanırız. Sizi bu iş yerinden böylesine kaçmaya zorlayan şey belki de hızlıca çözülebilecek bir şeydir. İş yerinde güvendiğiniz ve pozitif bakış açısı olan biriyle de bu konuyu tartışabilirsiniz. Tamam çok istiyorsanız yine ayrılın, dediğim gibi özgürlük bence her zaman en iyi seçenektir. Ancak, sizin için doğru zamanın kendiliğinden oluşması çok daha az yıpratıcı olur.

Benim için de böyle oldu. Yıllarca işten dönem dönem kopuşlar yaşadım ama genel resme baktığımda hayatıma pozitif katkılarının hep daha fazla olduğunu görüp devam ettim. Birden fazla kez şirket değiştirdim ama hiçbirinde kurumsal hayattan ayrılmak için hazır hissetmedim. Birinden ayrılmamın sebebi yeni bir şirketle anlaşmış olmamdı. 

Kendinizi keyifli ve rahat hissettiğiniz bir gün elinize kalem kağıt alıp, iş yerinde sizin için negatif ve pozitif olan şeyleri yazın.

Bir gün geldi – 30 yaşımın ortaları – daha öncekilere hiç benzemeyen çok büyük bir kopuş hissettim. Uzun süredir devam ettiğim enerji çalışmaları ve meditasyonlarım hayatımda anlamlı bir yer kaplamaya başlamış ve ben artık kazağın ilmeğinin attığını anlamıştım. Her ilmeği atan kazak gibi devamı hızlıca söküldü ve hiçbir direnç olmadan üstelik karlı bir anlaşma ile son çalıştığım şirketten ayrılma fırsatı doğdu.

Ben kopuşu hissettiğimde para biriktirip bir iş kurmayı düşünüyordum ama hayat benim için çok daha güzel bir plan yapıyormuş. Bunları düşündükten 5-6 ay sonra kendimi New York’ta buldum. Şirketten ayrıldığım o gün geri dönmek istemeyecek şekilde gittiğimi hissetmiştim. Öyle de oldu.

Yani kurumsal hayattan ayrılmak benim amacım değildi. Hayatımı sevdiğim aktivitelerle doldurmak beni bu sonuca ulaştırdı. Katıldığım enerji çalışmaları, meditasyonlar, çok severek gittiğim dans derslerim ve bana faydası olmayan olaylara “hayır” demek… Bunların hepsi ve bu yolda yaptığım her seçim gün be gün hayatımda sevgiyi büyüttü.  Sevgi büyüdükçe de artık gelişimime hizmet etmeyen her şey hayatımdan çıkmaya başladı.

Böylesine akıcı bir şekilde ayrılmadan da özgür olmak tabi ki mümkün ama sanıyorum zamansız olacağı için epey dirençle karşılaşırsınız. Bu da iradenizi kırıp sizi tekrar bu hayata geri döndürebilir. Ne kaybedersiniz? Bence hiçbir şey kaybetmezsiniz çünkü hayat her şeyiyle bir deneyimler bütünüdür.

Ancak bu dönemden ne kadar keyif alacağınız ne kadar risk alabildiğinize, vazgeçebileceklerinize, zorluklara bakış açınıza ve özgürlüğü ne kadar istediğinize bağlıdır. Kalıplarını zorlayan her deneyim çok kutsaldır ve sizi geliştirecek olması kaçınılmazdır. Yaptığınız seçimin sorumluluklarını aldıktan sonra yapabileceklerinizin hiçbir sınırı yok.

Beklemek sadece daha çok beklemeyi getirir.

İnsanın özgürlüğünün önündeki en büyük tehditlerden biri bekleme hastalığı olabilir. Şunu anlamak hayatımı epey kolaylaştırmıştı: “Bugün ne ekersem yarın onu biçeceğim”.

Her gün aynı şeyleri yapmaya devam edip farklı bir gelecek yaratmayı beklemek, bugün limon ağacı ekip yarın ondan karpuz toplamayı beklemeye benzer. Limon asla karpuz olmayacak.

Yarın özgür olmak istiyorsanız bugün hemen şimdi ve bundan sonra mümkün olduğunca sık hayatınızda özgürlük hissini yaşamalısınız.

Sizin için özgürlük ne demek?
Kendinizi özgür hissettiğiniz alanları keşfedin.

Size kendinizi özgür hissettiren nedir? Çok basit düşünün. İllaki uçağa binip çok uzak bir ülkeye gitmenize gerek yok. Mesela, her gün çalar saatsiz uyanmak fikri bile günümüzde çılgın denilebilecek kadar özgür bir hareket olarak algılanıyor. Bunun gibi çok basit şeylerden bir özgürlük listesi yapın ve onları mümkün olduğunca sık tekrarlamaya çalışın. İstediğimiz şey, bu hissi mümkün olduğunca sık yaşamak. Bu hissi her yaşadığınızda limon ağacınızı sulamış olursunuz. Ne kadar düzenli sularsanız o da size meyvelerini o kadar sevgiyle sunar. 

Yeni yeteneklerinizi keşfetmek için kendinize zaman tanıyın.

Hayatınızda özgürlük ve sevgi hislerini büyütmeye başladınız ama kafanızın içinde bir ses sizi bir konuda uzmanlaşmaya mı zorluyor?

Ben bir süreliğine daha onu dinlememeyi seçmenizi öneririm. Hemen bir konuda uzmanlaşmaya çalışmak sizi kısıtlayabilir. Siz yaşadığınız hisse odaklanmaya devam edin ve hayatınızda sevdiğiniz ve size kendinizi özgür hissettiren şeylere daha çok zaman ayırmayı hedefleyin.

Kendinize biraz vakit tanırsanız bir süre sonra şimdiye kadar hiç fark etmediğiniz yetenekleriniz ortaya çıkabilir veya daha önce ilgi duyduğunuz bir konu sizin için yepyeni bir anlam kazanabilir. Zamanla ilerlemeniz gereken yol organik şekilde önünüzde apaçık şekilde belirmiş olacak.  Belki o gün kazağın ilmeği atar ve yeni özgür hayatınıza yelken açarsınız.

İlgili yazı: Kariyer yolculuğunuzda kaybettiğiniz tutkunuzu kazanmanıza yardımcı olacak önerileri Kariyer yolculuğunuzda kaybettiğiniz tutkunuzu kazanmanıza yardımcı olacak önerileri 

Diğdem Girici: İnanıyorum ki doğru bilgiye ulaşabilen ve bu bilgiyi hayatında doğru şekilde kullanmayı öğrenen her insan hayal ettiği yaşamı yaratabilir. İşte bu yüzden yazıyorum, yaşamımı hafifleten bu muhteşem bilgiler daha çok insana ulaşabilsin ve daha çok insan yaşamdan keyif alabilsin diye. Sorularınız veya paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden veya @digdemgiriciyoga Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sevgiler.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale