X

Karanlıkta yükselen bir çığlık olun: Tacizi anlata anlata yok etmenin gerekliliği

Dün akşam saat 10 civarlarında evime 1 dakika kala orta yaşlı bir adamla yanlışlıkla göz teması kurdum. O son dakikaya kadar çok iyi gidiyordum, kendi dünyamda, sert ve hızlı adımlar, çatılmış kaşlarım ve dış dünyaya kapatılmış bilincimle kendimi sokaklardan dokunulmaz bir şekilde uçuyor gibi hissediyordum.

Göz teması kurmak büyük hata, sanki hedef alınmaya davet vermişim gibi bir şey. Bir kadın olarak sokaklarda yürümek demek, istemeseniz de birisi sizle konuşabilir demek. Malesef ki, bu en iyi senaryolardan biri. Genelde görmezden gelmek, sanki konuşmamışçasına devam edebilmek demek oluyor. Ama konuşursa ben sarsılıyorum, sinirleniyorum, güvenle, dik bir bedenle attığım adımlar küçük görülmüş, kendime edindiğim kalkan erimiş gibi hissediyorum.

Söylediği laf ilk bakışta masum. “Hello, darling” yani “Selam sevgilim” vari bir şey. Aslında hiç de masum değil düşününce. Ne yapabilirim bunun hakkında diye düşünüyorum. Dönüp ters bir laf etsem, sokakta ikimiz, tek başımızayız ve böyle bir risk almak istemiyorum. Yapabileceğim tek şey yürümeye devam etmek, onun yaptığı bu düşüncesiz, haksız, yakından uzaktan alakamın olmasını istemediğim şeyin, evime vardığımda uzağımda kalmış olmasını istemek.

İlgili yazı: Modern kadının tacizle başa çıkma yöntemleri

Buna getirmek istediğim başka çözümler var; ama bu, adamla baş başa yapmak isteyeceğim bir şey değil. Herkesi bilinçlendirmemiz gerekiyor ve bunun normal bir şey olmadığını anlatmamız gerekiyor. New York’ta sokakta bana “Gülümse!” denmesinin, İtalya’da “Seni oğluma, anneni kendime alayım” denmesinin, Türkiye’de arabayla yanımdan geçerken yavaşlayıp, kornaya basıp “Vay be!” diye bağırılmasının ne çekici, ne şirin, ne de normal karşılanacak bir şey olmadığını herkesin beynine işlememiz gerekiyor.

Sorun aslında kızlarda değil

Sorun aslında onlarda olmamasına karşın onları öyle büyütüyoruz ki, kendini taciz edenden korkmak doğalmış gibi davranıyor. 

Kızlarımızı öyle büyütüyoruz ki, korkmak, çekinmek doğal olan. Çok cesur olmak iyi fikir değil. Neden kızlarımız çekinmek zorunda, neden orta yaşlı adam çekinip de söylemek istediği saçmalığı içinde tutmuyor? Neden kaşlarını çatıp önüne bakıp göz teması yapmamaya zorunlu hissetmiyor kendini?

Ben öz güvenimde geldiğim yere gelmek için çok uğraştım. Bana; ‘Kendi kendine sokaklarda yürüme dendi’, ‘Hep sağına soluna bak’ dendi, ‘Gece belli bir saatten sonra metroya binme’ dendi, ‘İçkine bir şey atmasınlar, dikkat et!’ dendi; ki bunlar bana kendi güvenliğimden sorumlu olmak için söylenen tonlarca sözün sadece birkaçı. Ben artık sıkıldım ve bu sorumluluğu toplumdaki herkesin yüklenmesini istiyorum. Ben artık kimsenin kimseyi yıkmakta bu kadar kolaylık hissetmesini istemiyorum.

“Ne olacak ya, devam et laf laf değil mi sonuçta” demeyin. Bundan bahsetmemiz lazım; çünkü dediğim gibi bu bir insanı taciz etmenin en basit hali. Bunu yapan insan; hem empatiden yoksun hem de karşısındaki insanı canlı gibi görmüyor. Sizden korkmuyor, çekinmiyor, sizi korkutmaktan hiç çekinmiyor. Bu kişiler, iş ortamında da sizi küçük görür, sizin arkanızdan doğru olmayan şeyler de söyler, kötülüğünüzü de ister, içinden sıyrılmaya çalıştığınız kalıplara geri de koyar sizi.

Hepimizin kendimize şunu tekrarlamasını istiyorum. ‘Ben bütün, ben akıllı, ben düşünceli, ben hayata saygı duyan bir insanım. Etrafımda beni böyle gören insanlar olmasını hak ediyorum. Ben kendimi geliştiren ve anlayan bir insanım. Ben bir bireyim ve bireyselliğime saygı duyulmasını istiyorum.’

Bunları hatırladıkça, hatırlattıkça, sesli veya sessiz tekrarladıkça bir yerlere varma yolunda ilerleyeceğiz.

Birkaç ay önce ruhuma çok iyi gelen bir yoga ve meditasyon dersine gittim. Öğretmenimizle uzunca konuştuktan sonra bize dedi ki; “Öğrendiklerinizi öğretmeye çalışmayın. Siz uygulayın, onlar da göre göre, hissede hissede öğrensin.”

Tacizi kanıksamayın, anlatın

Biz diğer insanlardan saygıyla bahsettikçe, davetsizce konuşmayı, saldırganca yaklaşmayı normal görmedikçe yok olacak. Buna inanmak istiyorum. Ama kadınların bu kadar ileri noktalara gelmiş olduğu bir zamanda bile öyle şeyler duyuyor ve görüyorum ki; bu inancımın masumiyetine bazen sinirleniyorum. Anlatmamız lazım. Anlatmazsak her şey güzel hoş. Anlatmazsak saat başı, her sokakta, kendine güveniyle yürürken sarsılan bir insan olduğunu bilmeyecekler. Anlatmazsak bütün dert ve sorumluluk taciz edilende oluyor. Taciz edenin ne haberi var, ne de ruh halinde bir değişiklik. Konuşmaktan, bakmaktan, sinirlenmekten çekinmemiz lazım. Burada konuşuyorum, başka yerlerde de konuşacağım.

Zeynep Lokmanoğlu: Zeynep 26 sene önce Mersin'de doğdu ve simdi Brooklyn'de yasiyor. Boş zamanlarını düşünerek geçirmeyi çok seviyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale