X

Kapanan kapıları sorgulamak: Bitti dediğimiz anda başlar her şey!

“Bir kapı kapandığında, bir diğeri açılır. Fakat biz sıklıkla kapanan kapıya o kadar uzun süre bakarız ki; yeni açılan kapının farkına varmayız…”
Helen Keller

Son nokta dediğimiz anlar vardır. Vazgeçeriz, “Artık olmuyor, dayanamayacağım” deriz. Bir de farklı bir yön vardır, üzülürüz, yani kapanan kapıların ardında neden kapandığını, neden istediğimizin olmadığını, neden o çok hayal ettiğimizin bize verilmediğini düşünerek, yani kapanan kapının ardından yas tutarak geçiririz zamanımızı…

Ben bugün sizlerle birlikte bakalım istiyorum, doğada bu yaptığımızı yapan bir canlı daha var mıdır? Örneğin bir ağaç düşen yaprağının ardından senelerce yas tutar mı? “O yaprak kurudu gitti, bu kapılar bana kapandı, artık bir daha yeşil bir yaprak çıkartamayacağım, neden bana böyle bir zulüm yapılıyor” diye dövünür mü? Yağmura bakalım… Soğuk vurduğunda katılaşan su, “Ben artık toprağın derinliklerine akamayacağım, katı hale dönüştüm, o kolaylıkla sığdığım ve akıverdiğim diyarlardan bir kez daha geçemeyeceğim” diye endişe eder mi? Haksızlığa uğradığını hisseder mi?

Bir menekşeyi ele alalım. Bir dönem rengarenk olan çiçekleri döküldüğünde, belki birkaç yaprağını da kaybettiğinde, “menekşe” olmak özelliğini ve güzelliğini yitirdi diye ağlamakta mıdır? Kaybettiğinin gerçek sahibi, özü ve devamlılığının kaynağının kendisinde olduğunu unutur mu?

İşte bunu bizler yapmaktayız. Unutmak… Kapanan kapılara dayanıp, neden kaybettiğimizi, neden yitirdiğimizi, neden o kapının bizlere açılmadığını sorgularız. Bir kez olsun düşünmeyiz, o kapı kapandığında doğa gereği, yaşam gereği açılacak yepyeni bir kapı vardır… Ve bu kapı kapanması gereken kapıdan çok daha fazla beklemiştir bize gelmek için. Öyle düşünürüz ki sanki dışarıdan bir güç “yollarımızı kesmektedir”, “kısmetimize karşı çıkmaktadır” değil mi? Oysa o bize gelmek isteyenler öyle büyüktür ki işte onların gelişi de (ve en iyi şekilde gelişi!) bazı kapıların kapanmasını ve bizim o gelenlere tam olarak hazır olabilmemizi gerektirir!

Bizler sonuçlarını görmeden, kapanan kapıların ardında dolaşmaya, hayıflanmaya, kaybettiklerimizi yad etmeye devam ederiz. Ne zaman ki kafamızı kaldırıp bakabilir hale geliriz, işte orada bize açılmış yepyeni yollar beklemektedir. İşte orada bize akan yepyeni kaynaklar beklemektedir. İşte orada sakin denizlerin duruluğunda bir “hoş geldin” beklemektedir…

Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız, kendinizi inandırdığınız kapalı kapılarınıza bakmanızı isterim. İş hayatında mı şanssız olduğunuzu hissediyorsunuz? Aşk hayatında mı kaybettiğinize inanıyorsunuz? Ya çok daha fazlası sizin olacaksa? Ya hayat bugün alındı dediklerinizi, kaybettim dediklerinizi çok daha farklı bir şekilde size sunacaksa? Ya şu anda idrak edebileceğinizden çok daha büyük bir plan varsa? Ya sizden alınanlar olarak gördüklerinizin de yolları, yaşamaları gerekenler ve gerçekten size ayrılmış olan kadarında bir akışları varsa?

Mesela siz bir plan yapsaydınız ve çok daha büyük planlarınız varken, biri gelip de size “Bu nasıl olur? Beni neden bu kadar sevgisiz bırakıyorsun? Neden zengin değilim? Neden kaybediyorum?” diye kızsaydı, nasıl hissedersiniz?

Hayatımızda yaşadığımız her anın, her zamanın, her oluşun bir sebebi vardır. Bizim anlayabileceğimizden çok daha büyük, bizim yorumlayabileceğimizden çok daha fazlası. Bugün gelin bir değişiklik yapalım; “hayırlısıyla” kapanan tüm kapılara sadece teşekkür edelim. Ve yeni kapıları hak ettiklerince görebilmek ve yaşayabilmek için dua edelim…

Kim bilir birgün yollarımız kesişir!

İlginizi çekebilir: Her gün şükretmek için bir neden var: Görmek için bakın

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale