X

Kafanızı rahatlatmanın ve verimliliğin anahtarı: Rutin edinme

Haftalardır çalışkan ve üretken versiyonum ile vazgeçmiş ve bıkmış versiyonum arasında gidip gidip geliyorum. Bazı günler uyanıp; ‘Tamam bugün çok iyi geçecek. Bir sürü editöre, bir sürü yazı fikri yollayacağım ve bir hepsi bana ‘Evet’ diyecek!’ gibi aşırı pozitif motivasyonlarla kendime doğru enerji veriyorum; ama üzerinden birkaç gün geçiyor, çok az cevap alıyorum ve yine enerjim bitiyor. Enerjiyi iyice tüketen cevapsız sorular, ardı ardına kafamda dolaşmaya başlıyor. Yanlış bir şey mi yapıyorum? Başka işlere mi bakmalıyım? Nasıl ve ne zaman kendi iki ayağımın üzerinde birilerine tutunmadan durabileceğim?

Bu sorular belirir belirmez de kendimi bildim bileli yapmamaya çalıştığım alışkanlıklar geri geliyor. Mesela saat 9’da alarmla uyansam bile 9:30’a kadar boş boş telefonuma bakıyorum. Kısacık bir duş alabilecekken; uzun uzun, sallana sallana yıkanıyorum. Bir bakmışım öğlen olmuş. Hani bitireceğim şeylerin listesini yapmıştım, hani hepsini teker teker yapacaktım. Elimde olan kendi kendimi hapsettiğim bir kısır döngü: İşlerimi bitirmeme, bitirmeyince kötü hissetme, kötü hissedince daha da bitirmeme.

Buradan size nasıl bir pozitif mesaj çıkarabileceğim konusunda kafanız karışmış olabilir. Ama o mesajdan çok uzakta değilim. Şunu söylemek istiyorum hem size hem de kendime: Rutin çok çok önemli bir şey. Hızlı ortamlarda, hızlı hayatlar yaşıyoruz. Biz yavaş yavaş bir şeyleri bitirirken dünya değişiyor, konuşulan konu bitip gidiyor.

Mesela; Amerikan başkanlık seçimleri hakkında bir yazı yazmaya başladım, ben onu toparlayıp düzenleyene kadar herkes diyeceğini dedi, elimde kalan; üzerinde fazlasıyla durulmuş konulardan çok da farklı şeylere değinmeyen ve kullanılamayacak bir yazı oldu. Eğer seçimlerden sonra kendime o kadar zaman tanımasaydım, yazmam ve üzerinden geçmem gereken şeylerin 2 günlük planını yapsaydım, bunun çok farklı sonuçları olabilirdi.

Okuldayken birçok ünlü yazardan ders alma fırsatım oldu, hepsinin en çok tekrarladığı şey buydu: ‘Her gün belirli bir zaman dilimi seçin ve her gün o kadar zaman sadece yazı yazın.’ Hepsinin bir rutini vardi. Bir öğretmenim sabah 5’te uyanıp 10’a kadar yazmayı seviyordu, diğeri akşam yemeğinden uyku zamanına kadar. Ne kadar çok zaman aslında bir düşünsenize. Her gün 8’de akşam yemeğim bitse ve 11’de yatsam bile, yazmak için 3 saatim olurdu, meslek olarak yapmaya çalıştığım şey için her gün harcadığım koskoca 3 saat. Genellikle ben yapmam gereken şeyi hemen yapmıyorum. Zamanın nasıl da hızlı geçtiğini anladığımda, hemen haldır huldur bir şeyler yazıyorum. Sonra yazdığımı beğenmeyerek daha çok vakit kaybediyorum.

Az yaptığınız ya da hiç yapmadığınız şeyleri düşünüp kendinizi kötü hissediyor musunuz?
Hergün boş zamanınızda, az yaptığınız ya da hiç yapmadığınız ancak yapmak istediğiniz bir aktiviteye zaman ayırın.

Aslında bu durumu düzeltmek sizin elinizde. Mesela; az kitap okuyorsanız, kendinize ‘Her gün öğle yemeği aramda 15 sayfa okuyacağım’ diyin. Önemli olan yapabileceğiniz bir şey seçmeniz. Her gün sahip olduğunuz bir boşluğu seçmeniz lazım. Yapmak istediğiniz şey, her gün tek başınıza oturup derin derin nefes almak da olabilir. O halde her gün yarım saat bunu yapın. Annenizle çok konuşmuyor musunuz? O halde annenize, her pazar uyanır uyanmaz onu arayacağınıza dair söz verin ve bunu gerçekleştirin. Babaannem beni her pazar arardı ve gerçekten çok sağlıklı bir rutindi bu; çünkü konuşacağımız şeyler az olsa bile birbirimizin sesini duyunca ilişkimizin varlığını hatırlıyorduk.

İlgili yazı: Başarılı insanların sahip olduğu 7 sabah rutini

Gelin, siz de ben de bir rutin edinelim. Hayat kolay değil. Hep bir stres unsuru, hep dışarıdan gelen ve bize, elimizi kolumuzu bağlı hissettiren etkenler var ve bunlar, sanki her şeyden daha güçlüymüş gibi gelebiliyor. Eğer biz kendi günümüzü, benliğimizi, yaptıklarımızı anlarsak ve seversek en azından öncelikle kendimizi iyileştirmiş oluruz. Unutmayın ki; kendimizi iyileştirmek, dünyayı iyileştirmenin ilk adımıdır. Sonrasında daha büyük mücadelelere hazır oluruz.

Zeynep Lokmanoğlu: Zeynep 26 sene önce Mersin'de doğdu ve simdi Brooklyn'de yasiyor. Boş zamanlarını düşünerek geçirmeyi çok seviyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale