X

Kadın cinselliği, histeri ve vibratörün bulunuşunun tuhaf hikayesi

Vibratörün bulunuşu ve histeri

Vibratör, kadınların cinsellikten haz almalarını sağlayan, titreşimli ve farklı şekillerde bulunabilen bir cinsellik objesi. Bildiğiniz gibi kadınlar için orgazma ulaşmak erkekler kadar kolay değil. Bu nedenle vibratörün bulunuşu, cinsellikten haz alma konusunda zorluk yaşayan bir çok kadın için devrim niteliğinde. “Devrim” derken abarttığımı düşünenlerin, yazının devamında, yani vibratörün bulunuş hikayesini okuduklarında, bana hak vereceklerine eminim.

Geçtiğimiz günlerde izlediğim “Hysteria” filminde vibratörün ortaya çıkışının tuhaf hikayesiyle tanıştıktan sonra, bu kadar ilginç bir şeyi bugüne kadar nasıl hiç duymadığıma şaşırarak bu hikayeyi sizlerle de paylaşmak istedim.

Kadınlarda histeri trendinin yaygın olarak görüldüğü 19.yy’da geçen film, vibratörün mucidi olan Dr. Mortimer Granville’in gerçek yaşam hikayesinden yola çıkılarak hazırlanmış. Tıbbın ilkel düzeyde olduğu, bilimsel verilerle desteklenmeyen bir çok uygulamanın yapıldığı zamanlarda; yenilikçi ve idealist kimliğiyle diğer doktorların gözüne batan Dr. Mortimer Granville’in hüsranla sonuçlanan iş deneyimleri, histeri tedavisiyle ilgilenen bir doktorun yanında asistanlığa başlamasıyla sona erer. Burada daha önce hiç deneyiminin olmadığı bir alanda çalışmaya başlayan Granville, ilginç deneyimler edinir ve yenilikçi bakış açısını burada da sürdürerek tahmin edemeyeceği bir buluşun öncüsü olur.

Vibratörün tuhaf hikayesi daha başlangıç aşamasında ironilerle dolu. Kadının cinsel haz almasını sağlayan bir aletin erkekler tarafından icat edilmiş olması, tuhaflıklar zincirinin başlangıcında yer alıyor.

Vibratörün ilk ortaya çıkışı 19.yy kadar eski tarihlere dayanıyor. Bu zamanlarda doktorlar,  kadınlarda yaygın olarak görülen fakat 1950’lerde tıp literatüründen silinecek olan;  günümüzde “cinsel bunalım” olarak tabir edilen “histeri”nin tedavisinin, yalnızca cinsel uyarılma yoluyla mümkün olabileceğini öne sürüyorlardı. Tedavi yöntemi olarak da tazyikli sulardan çeşitli objelere, bir çok farklı uyarıcıyla kadının orgazma ulaşmasına yardım ediliyordu.

Bu dönemde bir çok farklı yöntemle pozitif sonuçlar elde etmeye çalışan doktorlar, en iyi sonucun kadının cinsel bölgesinin elle uyarılması sonucunda alındığını fark ediyorlar ancak bu da bir süre sonra doktorların ellerinde çeşitli rahatsızlıkların oluşmasına neden oluyor.

20.yy’a kadar Amerika’da ve Avrupa’da hiçbir erkek, tıp uzmanları da dahil olmak üzere, kadınların cinsel isteklerinin olmasının ya da cinsellikten zevk alabilmelerinin mümkün olmadığını düşünüyordu. Cinsellik sadece erkek egemenliğinde sürdürülen bir olguydu ve erkeğin orgazma ulaşmasının kadının erotik ihtiyaçlarını karşıladığı sanılıyordu. Sosyal yaşamda kadının rolü, cinsel isteği olmayan bir “hanımefendi” olmaktı. Bu görüş kadınların partnerlerini cinsel olarak tatmin etmek ve çocuk doğurmaktan başka, cinsellikle bir ilişkilerinin olamayacağını ileri sürüyordu.

Kadın cinselliğinin bastırıldığı bir ortamda, en doğal isteklerini özgürce yaşayamayan kadınlarda bir süre sonra cinsel bunalımlar görülmeye başlandı. Kadınlar gerginlik, öfke, uykusuzluk, aşırı hassas olma, erotik fantaziler kurma, kasıklarda ağırlık hissetme, genital bölgede ıslanmalar gibi çeşitli şikayetlerle doktorlara gitmeye ve tedavi olmaya çalıştılar. Bu sendrom bir süre sonra Yunanca’da rahim kelmesinin karşılığı olan “histeri” olarak anılmaya başlandı.

19.yy’da kullanılan bir vibratör

Histeri’nin tedavisinde kullanılan en etkili yöntem daha önce de bahsettiğim gibi el masajıydı. Bitkisel bir takım yağlarla uterusa baskı yaparak uygulanan bu masaj, kadınlarda ani ve hızlı bir rahatlamaya sebep oluyor, histerinin belirtilerini ortadan kaldırıyordu. Bu dönemde bu rahatlama orgazm olarak adlandırılmıyordu; çünkü daha önce de belirttiğimiz gibi bu dönemde kadınların cinsel bir zevk yaşamaları söz konusu değildi.

19. yy’ın başlarında tıp dünyası çok gelişmiş değildi ve doktorlar bilimsel bir eğitimden geçmiyorlardı. Hastalıkların tedavisinde hijyen koşullarına dikkat edilmemesi, bir çok hastanın ölümüyle sonuçlanıyordu. Histeri konusunda genital masaj ile kazanılan bu büyük başarı, tıp dünyasında büyük bir yankı uyandırdı. Tıbbın hiçbir alanında bu kadar kesin ve başarılı sonuçlar elde edilemiyordu.

Histeri tedavisinin başarılı çıkışı ne yazık ki uzun sürmedi. Doktorların yoğun çalışma saatleri, bir süre sonra ellerinde bazı ağrı, kramp gibi rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden oldu.

Histeri tanısı konmuş bu kadar hasta varken ve hastalığın tedavisi  bulunmuşken, yeterince doktorun olmaması; tedavide doktor yerine kullanılabilecek alternatiflerin ortaya çıkmasına neden oldu. Buluşlar ihtiyaçtan doğar; kadınların tedavi ihtiyacını gidermek amacıyla yüzlerce yöntem denendi ancak bu yöntemler çok masraflı ya da tehlikeli olduğu için uzun soluklu bir sonuç elde edilemedi.

19.yy’ın sonlarında elektriğin evlere girmesiyle birlikte, ilk elektrikli aletler evlerdeki yerlerini almaya başladı. Elektrikli fanın yarattığı titreşimleri kadınları cinsel olarak uyarmada kullanabileceğini düşünen Dr. Joseph Mortimer Granville, elektrikli süpürgenin ve ütünün bulunuşundan önce ilk elektrikli vibratörün patentini almış oldu.

Bugün, piyasada yüzlerce farklı çeşit vibratör bulabilmek mümkün. İlk olarak tedavi yöntemi olarak kullanılan ve sonrasında bir çok kadın için cinsel devrimi getiren vibratörün bulunuş hikayesinin bu kadar eskiye dayanması ilginç olsa da, bugün dünyanın farklı yerlerinde binlerce kadın cinsel hazzı yaşayabilmek için vibratör kullanıyor.

httpv://www.youtube.com/4FWReqkTWfA

 Filmle ilgili daha ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. 

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale