X

Kabullenmenin gücü: Teslim olmak vazgeçmek değildir

Hayatlarımızdaki birçok şey kontrolümüzün dışındadır; trafik, hava durumu, doğal afetler, kayıplar; kısacası olmasını istemediğimiz ama önleyemediğimiz her şey… Her ne kadar kontrolün bizde olmadığını aslında biliyor olsak da yaşam telaşında ve karmaşasında unutabiliyor ve olaylar üzerinde kontrol sahibi olamadığımızda kendimizi üzgün, kızgın, endişeli, hayal kırıklığına uğramış hissedebiliyoruz. Ancak gerçek şu ki kontrolümüzde olmayan, değiştiremeyeceğimiz, düzeltemeyeceğimiz olaylara, durumlara takılıp kalmak, yalnızca daha fazla acı çekmemize neden oluyor.

“Değişime doğru atılan ilk adım farkındalıktır. İkinci adım kabullenmektir.”
-Nathaniel Branden

Hayat, ‘böyle olmamalıydı’ dediğimiz durumlarla, olaylarla dolu. Bazen onları düzeltebiliriz, bazense düzeltemeyiz. Şüphesiz ki hepimizin zihninde ‘daha iyi senaryolar’ var; özellikle zorlu, stresli, sıkıntılı süreçlerden geçerken biliyoruz ki ‘daha iyisi’ olabilirdi. Evet, olabilirdi, her zaman daha iyisi olabilir ama olmadı, olmuyor ya da olmayacak. Peki, ne yapacağız? Olmamış ama olabilecek daha iyi senaryolara tutunup kalacak mıyız? Yoksa önümüze mi bakacağız?

Bu sorunun cevabı elbette ki kişiden kişiye değişebilir; ancak olmaması gerekenlerle dolu dünyada istemediğimiz, düzeltemediğimiz, değiştiremediğimiz durumlarla baş etmenin güçlü bir yolu, ‘kabul’den geçer. Evet, kabullenmenin gücünden bahsediyoruz ve hayır, olanları kabul ettiğimizde vazgeçmiş olmuyoruz, kendimizi teslimiyetin güvenli kollarına bırakıyoruz. Neden mi?

Teslim olmak vs. vazgeçmek

Çocukluğunuzdaki çizgi filmleri bir hatırlayın; sopanın ucundan sallanan küçük beyaz bayraktan sonra her şey daha iyi bir hal almıyor muydu? Daha eğlenceli, barışçıl bir ortam oluşmuyor muydu birden, can düşman karakterler bir arada oturup gülüp eğlenmiyor muydu? Beyaz bayrak sallamak size belki ilk bakışta herhangi bir savaşın mağlubu olmayı; dolayısıyla vazgeçmeyi çağrıştırabilir, peki ya aslında öyle olmadığını söylesek? Teslim olmanın ve vazgeçmenin satır aralarına daldığınızda bakış açınız değişebilir…

Teslimiyete huzur ve rahatlama duyguları eşlik ederken vazgeçmek beraberinde umutsuzluk ve yenilgi hissini getirebiliyor. Diğer yandan, teslim olma daha ılımlı veya dengeli hissetme ile ilişkiliyken; vazgeçmek yoğun ve yorucu hissettirebiliyor. Pes etmek, siyah-beyaz bir çözüm gibi; teslim olmak ise yapıcı, ayakları yere basan, etkili bir karar… Yani, teslimiyet, dikkatli bir şekilde değerlendirdikten yani iyice düşünüp taşındıktan sonra atılan bir adım, vazgeçmek ise güçlü, duygusal bir tepki…

Teslim olma, tüm cevaplara sahip olmayabileceğinizi ama başka bir yol olabileceğini bilmektir; vazgeçmek ise yeni olasılıkların önünü kapatır. Teslim olmak ‘buna başka bir açıdan bakalım’ demek iken vazgeçmek, bırakıp gitmektir. Teslimiyet, evreni hayatınıza iyilik, mutluluk, zarafet, yeni insanlar ve yeni fırsatlar getirmeye davet eder; vazgeçmek ise hayatınıza yeni şeylerin akmasını engelleyebilir. Teslim olmak, uygun olduğunda yeni ve daha etkili eylem adımlarını atmaya devam etmeyi içerirken, vazgeçmek tüm enerjinizi oradan almak anlamına gelebilir. Özetle, teslim olmak olayların, durumların, ‘zamanlama’ meselesi ile ilgili olduğunu gösterirken, vazgeçmek ‘ya şimdi ya asla der’.

Bir şeyler yolunda gitmiyorken; stresli, zorlayıcı dönemlerin içerisindeyken, ‘pes etmeye’ çok yakınken teslimiyetin gücünden faydalanmak için yalnızca kabul etmeyi deneyebilirsiniz. Olup biteni yok saymadan ama umudunuzu da yitirmeden, gerçeği reddetmeden, vurdumduymaz olmadan, kontrol edemediğiniz şeyleri ‘kontrol etmeye’ çalışmadan, sadece ‘kabul ederek’ zorlukların üstesinden gelebilecek gücü keşfedebilirsiniz.

Direnmeden kabul etmek neden önemli?

Beklemediğiniz, istemediğiniz, farklı olmasını umduğunuz bir şeyler gerçekleştiğinde direnç göstermek, olanı reddetmek, inkar etmek isteyebilir; kaçınma eğilimi gösterebilirsiniz. Ancak bu, zorluklarla mücadele etmenizi zorlaştıracağı gibi, iyileşme sürecinizi de olumsuz etkileyebilir. Oysa ki kabullenmek:

  • Her zorluğun ardındaki dersi, amacı, çıkarımı bulmanıza yardımcı olur.
  • Zorluklarla, sorunlarla savaşarak yorulmak yerine onları kucaklamanızı sağlar.
  • Başınıza gelenleri yargılamakla zaman kaybetmenizi engeller.
  • Daha iyi, daha güzel günlerin gelecekte olduğunu fark etmenizi sağlar; içinizi umutla doldurur.

Her şeyi olduğu gibi kabul etmek, nasıl olması gerektiğine dair beklentilerinizi bırakmak demektir. Bunun yerine, her şeyin olduğu gibi olmasına izin vermektir. Kabul, ‘Bu neden benim başıma geldi?’ sorusunun zıttıdır. Gerçeği değiştirmeye çalışmak, kaybetmeniz garanti olan bir savaştır ve beraberinde acıyı, öfkeyi, kaygıyı getirebilir; bu nedenle kabul etmek teslimiyetle birlikte rahatlama ve sonrası için görü berraklığı sağlar. Ayrıca, kabul gerçek sorunu tanımanıza, yüzleşmenize yardımcı olur ve problem çözmeyi destekler. Örneğin, kariyerinizde mutsuzsanız, mevcut durumunuzun gerçeğiyle yüzleşmeden herhangi bir değişiklik yapmanız imkansızdır. Gerçeği inkar etmek, problem çözmenizi engeller ve daha ciddi, uzun vadeli sonuçlara yol açabilir.

Durumları, olayları ne kadar üzücü ve zorlayıcı olsalar da kabul edebildiğinizde kendinizi, bir şeyleri geliştirmek için daha iyi bir temel oluşturabilirsiniz. Kabulün gücünü bir kez keşfettiğinizde daha anlayışlı, bağışlayıcı olabilir; diğer insanların hatalarını, eksiklerini tolere edebilirsiniz. Olumsuz gelişmeler karşısında daha rahat davranabilir, kabul etmenin gücüyle stresinizi düşük seviyelerde tutabilir, boş yere mücadele etmek, değişime, olana direnmek yerine ‘Bundan sonrasında ne yapabilirim?’ diye düşünmeye başlayabilirsiniz. Öyleyse, kendinizi gerçeklerin ışığına teslim etmeye ve olup biteni yargılamadan, direnç göstermeden kabullenmeye hazır mısınız?

Kabulün gücünü keşfetmenize yardımcı olabilecek diğer yazılarımız için:

Kabul etmek, vazgeçmek değildir: İstemediklerimizi nasıl kabul ederiz?
Kabul etmek, özgürleşmektir: Hem kendini hem başkalarını kabul et
Akışta olmanın gücü: Seçimimiz dışında olan şeyleri kabul edebilmek
Kaybetmenin acısını cesaretle kabul edebilmenin gücü

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale