X

İyilikte “su” gibi olun: Karşılığını umursamadan iyilik yapabilmek

“En büyük iyilik su gibidir: Sudaki iyi herkese yarar, su bu iyiliği umursamadan yapar. İnsanların hor gördüğü yerlerde akar; böylece Yol’a daha yakın olur.

Su, yatağındaki toprağı verimli kılar; gönlündeki iyilik engindir, dostlukta cömerttir, sözüne güvenilir, yönetimi düzenlidir; çalışmakta beceriklidir, işini vaktinde yapar.

Direnmediği için, yolunu şaşırmaz.” Lao Tzu, Tao Te Ching, Yol ve Erdemin Kitabı

Su gibi olabilmek… Kendimizce, kendi özümüzde… Su gibi saf diyerek anlatmaya çalışırız. Su gibi şeffaf… Su gibi bereketli deriz. Su gibi kendi içinde varlığını açıkça paylaşabilen. Asla kıskanmayan… Su gibi geçtiği noktaları birim birim bereketle donatmaya devam eden… Su gibi duru, su gibi özüne dönük…

Ben bugün sizlerle birlikte suyun tüm bu bahsettiklerimizi yaparken sahip olduğu çok ama çok önemli bir özelliğine dikkat çekmek istiyorum… Suyun aslında veriyorken, paylaşıyorken, geçtiği noktaları bir bir güzelleştirip büyütüyorken geriye dönüp de “bir tek” karşılık istemiyor olması… Tüm bu bereketi getirmesine, geçtiği her noktayı bereketle donatmasına karşın sonucunu veya ne verdiğini umursamadan sadece ve sadece su olmaya yani vermeye devam etmesi…

Hepimiz sorulduğunda evet deriz “Ben iyilik yaparım” peki ya karşılığında beklediklerimizi hiç düşündük mü? Örneğin “başkaları” takdir etsin diye iyilik yapmak vardır (bu “mış gibi” nitelendirilen grup)… Evet, ben iyilik yaptım diye bağıra bağıra paylaşırız değil mi, diğerlerinden takdir görmektir beklentimiz “iyi insan” olarak anılabilmektir…

Elimizden gelebilecek çok farklı yol varken, yardımcı olabileceğimiz onlarca çocuk varken örneğin, “benim çocuğum olmuyor” veya “çocuğum yok” diye üzülmeyi tercih ederiz. Evet, bu bizi üzen bir şey olabilir ama iyilik yapmak yolu her daim açıktır. Eğer bizler gerçekten bu hayatta çocuklar için bir şeyler yapmak istiyorsak ve gerçekten karşılık beklemiyorsak (ki burada iyilik için “kendi çocuğumuz” olması şartını getirmişizdir çoktan) bunu yapabilmenin birçok yolu vardır… Ulaşabileceğimiz kurumlar, sarılabileceğimiz anne ve baba sevgisinden yoksun çocuklar veya evlat edinebileceğimiz onlarca farklı güzel can… Her zaman biz “istediğimizde” gerçekten “iyilik” yapmanın mutlaka bir yolu vardır…

Fakat işte su gibi olmak öyle dışarıdan görüldüğü kadar kolay değildir… Su gibi sonucunu umursamadan, kim beni takdir edecek diye düşünmeden veya belirli mükemmel koşulların, sonuçların veya detayların oluşmasını beklemeden iyilik yapmak bambaşka bir bilinç düzeyidir… Orada bir sonuç yoktur, orada iyi olmak ile tanımlanacağınıza, takdir göreceğinize veya beğenilebileceğinize dair bir vaat bulunmaz… Orada sadece siz ve güzel niyetiniz vardır geriye kalan… Her ne olursa olsun, her kim olursa olsun, sizin için ne yapmış olursa olsun, su gibi olmak vardır. Yargılamadan, küçümsemeden, hor görmeden, ayırmadan sadece daha iyi olması için elinizden gelen herhangi bir şey yapmaya çalışmak.

Bu yazının oluştuğu her kelime buna gider; belki bu yazıyı şu anda okumak üzere olan belki çoktan okuyup bitirmiş olan her kalp için, sonucunda bir “karşılık” beklemeden beğeni beklemeden ve en önemlisi “kendi için” bir şey almadan, sadece vermek üzere kuruludur tüm cümleler… Su gibi benden size akmaktadır, tek bir dilek ile şu anda bir yerde bu cümleleri okuyan “tek bir” kişinin hayatında daha güzel bir yol açılması… Evet, bu yazımla belki bir tesadüf eseri karşılaşmak durumuna erişmiş olan tek bir kişinin bile hayatında olanlara bir kez daha bakarak iyilik için güzel bir adım atabilmesi… Belki “Neden istediklerim olmuyor? Ben hep iyiyi yapıyorum ben hep iyi şeyleri veriyorum” diye söylendiğinde, durması ve “su gibi” bir nefes alabilmesi… Her ne olursa olsun, umursamadan iyilik yapmaya devam ediyorum diyebilmesi… Bu hayatta hepimizden daha büyük muhteşem bir güç ile çevirili olduğumuzu ve her iyiliğinin aslında su gibi kendi içini de kendi oluşunu da güzelleştirdiğini daha derinden görebilir hale gelmesi…

Bir iyilik küçük veya büyük olarak bizlerce tanımlanır, fakat işte suya baktığımızda o güzelliklerini bizler gibi boyutlara oturtup da yargılamaz… Bir iyilik, sokaktaki bir çocuğu doyurmak kadar yüce de olabilir, bir iyilik parkta tek başına oturmakta olan yalnız bir teyzeye beş dakika eşlik edecek kadar zaman ayırabilmek de olabilir… Bir iyilik, kanser ile savaşan can-ım küçük kalplere bir yardım yapmak kadar cömert olmak da olabilir veya otobüste bir hamileye yer verebilmeyi akıl etmek kadar basit de olabilir… Bir iyilik, komşusu açken rahat uyuyamamak kadar vicdanlı olmak da olabilir veya dünyadaki tüm insanların sevgiyle gülümsemesi için elinden gelenin en iyisi ile ve her ne yapabiliyorsa yapmaya çalışmak kadar gülümseten bir “hayal” de olabilir… Önemli olan işte bu iyiliklerin bizim yargılarımızla tanımlanmış olan boyutları değildir. Para ile yapılmış olması değildir. Bir gülümseme ile yapılır iyilik, bir sevgi sözcüğü ile yapılır, bir çikolata ile yapılabilir sonra bir kucaklaşma kadar basit de olabilir…

Bugün bu yazımı okuyorsanız, hayatınızda elinizden gelen ve yapabileceğiniz tüm iyilik yollarına dikkatlice bakmanızı dilerim… Yapabileceğinizin çoğunu yapabiliyor musunuz ve en önemlisi beklemeyen, yarına bırakmadan, şartlar oluşturmadan, sonunu, ne alacağınızı, geriye ne döneceğini umursamadan, “su gibi” iyilik yapabiliyor musunuz?

İyilikte su gibi olmak işte bu derece “derin” bir yoldur, bizden başlar ve yine bizim o muhteşem kalplerimizden geçerek bize döner… Bugün sizler bu yolun neresindesiniz?

 

İlginizi çekebilir: Yalnız bir kadının cesaretle yazacağı hayatı okumaya hazır mısınız?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale