Yalnız bir kadının cesaretle yazacağı hayatı okumaya hazır mısınız?

Geçtiğimiz aylarda beni çok etkileyen bir videoyu paylaşmıştım sizlerle… Sevgili Hakan Mengüç’ün sözlerine “Yalnız kadın güçsüz kadın değildir…” cümlesiyle başladığı ve yalnız kadınları tam anlamıyla muhteşem şekilde aktardığı bir video (yazının sonunda yeniden ulaşabilirsiniz)… Bu videoya istinaden kendi hislerimi, yaşadıklarımı ve tercih ettiklerimi de yine gönülden paylaşarak sizlere ulaşmıştım. Bu konuda o kadar fazla sayıda geri dönüş aldım ki öncelikle bu güzel görüşleriniz için ve samimiyetle tüm hislerinizi benimle paylaşacak kadar yakın bulduğunuz için bana ulaşan ulaşmayan siz güzel kalplere tek tek teşekkür ediyorum…

Gelelim bugün ne anlatacağımıza… Bugün ben sizlerle birlikte, hayatımızın içinden, belki yoldan geçerken rast geldiğimiz belki bir arkadaş toplantısında tanıştığımız, belki dışarıdan bakıp da hemen yarlıgayıverdiğimiz, o bizim muhteşem kalıplarımıza sığmayan, yani hala “yalnız” olan o kadınlar hakkında biraz daha anlatayım istiyorum. Biraz daha derinlere bakalım istiyorum, o bizim kalıplarımıza sığmayan bu kadınların yalnızlıkla dertleri nedir? Onlar neden öyle tüm diğer kadınlar gibi tüm diğer adamlar gibi kolayca bir eş bulma durumu içine sığmazlar? Neden bir şey kendilerine yaklaştığında ona dışarıdan alacakları tüm aferinlere karşı sımsıkı bir kaya gibi dimdik durarak, “onlar gerçekten istemedikçe” yalnızlıklarına veda etmezler… Neden o “diğerlerinin” ne düşüneceği, ne diyecekleri, ne anlayacakları bu yalnız kadınlar için bu derece önemsizdir? Neden varsa yoksa yalnızlıklarıdır neden yalnız kalmak haklarıdır?

Yalnız bir kadının cesaretle yazacağı hayatı okumaya hazır mısınız?

Ben Yalnız Kadın; cesaretle yazacağım hayatı okumaya hazır mısınız? Evet, ben de sizler gibi o kalabalıkların içinde kaybolanlardanım… O kalabalıklar ki tanımlarla dolmuş ve taşmış… Birinin eşi olmak, birinin sevgilisi olmak, bir yerin yöneticisi olmak, başka bir yerin müdürü olmak, ince topuklu ayakkabı giyen olmak, çok güzel görünen olmak, en popüler kadın olmak, en aranılan kadın olmak, herkesin yanında durmak isteyeceği olmak veya sadece kadın olmak… Çok arkadaşım olması, sevgilim olması, nişanlım olması, hatta eşim olması “ne yazık ki” beni tanımlamıyor. Ne yazık ki o sizin muhteşem kalabalıklarınız beni içine çekip de yine o muhteşem kalıpların içine sokamıyor. O güzelim kalabalıkların yitirdiği ruh benim yalnızlığımın ta içerisinde yaşamaya devam ediyor. O kalabalıklardan kaçmam bu yüzden, beni tanımlayan gerçekten kendim olabilmek çünkü. Gerçekten kendim gibi gülebilmek, kendim gibi ağlayabilmek, kendim gibi uzun uzun koşabilmek, kendimle başlayıp kendimle biten yolları gerçekleştirebilmek… Gerçekten olduğum gibi olabilmek… Ne yazık ki itiraf edeyim benim sizin gibi “muhteşem” kalabalıklarım yok, benim sizin gibi muhteşem eşi, sevgilisi, nişanlısı sıfatlarım da yok…

Ben Yalnız Kadın; cesaretle yazacağım hayatı okumaya hazır mısınız? Çokça merak edilir oldu kaç arabası, kaç evi veya kaç zamanı olduğu iyi bir maaşı olabilmesi için… Çokça merak edilir oldu, yaz tatili için Avrupa’nın hangi ülkesinde nasıl bir tatil yapacağı, kimlerle birlikte olacağı, hangi “son” mekanlarda bulunacağı… Çokça merak edilir oldu, bugün nerede yemek istediği, kahve içmek istediği, eğlenmek istediği… Ben yalnız kadın, merak ediyorum “öz” nedir? Bir adamın gerçek özüne erişmek mümkün müdür örneğin? Ben yalnız kadın, o “olağanüstü” mekânlarda oturmam mümkün değil, soluk alamadığım anlar işte samimiyetten uzak, bir masanın iki ucunda iki yabancı kalp… Ben yalnız kadın, o masalarda oturamadım. Evet itiraf edeyim şansım vardı ama o can-ım mekanlarda bulunamadım. Yalnızım evet ama benim de var kendimce saklı “el değmemiş” gizli sığınaklarım… Benim yerimi sorarsanız, güneşin doğuşunu Yeniköy’ün eski mekanı güzelim Emek Kafe’de izlemek derim… Henüz gecenin karanlığı güneşle buluşmadan, kimsecikler gelmeden daha, o güzel manzarasında yeni demlenmiş mis gibi çayın kokusuyla karşılamak derim yeni bir günü… Yalnızlığım vardır yanımda bir tek, evet tam düşündüğünüz gibi… Uzun uzun dertleşmek de mümkündür sonra; “Ne düşünecek?” diye saklanmaya gerek olmadan, olduğum gibi olmama izin verir, ben onu gönlümle dinlerim o bana söyler de söyler…

Yalnız bir kadının cesaretle yazacağı hayatı okumaya hazır mısınız?

Ben Yalnız Kadın; cesaretle yazacağım hayatı okumaya hazır mısınız? Biraz daha can alıcı sorulara gelelim değil mi haydi sorun o zaman “Neden yalnızsın?” veya şöyle de sorulur “Neden hala yalnızsın?” veya şu da mümkün “Neden bir kişiyi bulmuyorsun?” Ben genelde gülümser geçerim bu sorulara, açıklaması zordur, derindir, değerlidir benim için… Ama bu yazıda yazacağım biraz olsun, neden yalnızdır yalnız bir kadın? Kimileri görmez kimileri görmeyi istemez fakat bu kadınlar öyle “mış gibi” yaşayamazlar. Bitince bitmiştir onlar için, gitme zamanıysa seviyormuş gibi, düzenleri bozulmasın, kimse üzülmesin, hayatları değişmesin diye düşünüp de bir dakika bile beklemez bu kadınlar.

Hayatı dobra dobra yaşamaya inanırlar sonra, eğer “dobra dobra” yaşanmadıysa gerçekten “yaşadım” denilebilir mi bu hayatta? Neden hala yalnızlardır? Onlar sevgili, eş veya nişanlıya yer açarlar kalplerinde evet ama gerçekten olmayan hiçbir duyguya hayatlarında yer yoktur. O yüzden yanları kolay kolay dolmaz, cesaret gerekir, yürek gerekir, öz gerekir, kalp gerekir o kadınların yanına yaklaşabilmek için. Neden bir kişiyi bulmuyorlardır bu kadınlar? Yalnızlık “bulmakla” örtülecek bir şey değildir, özgürlükleri en büyük sevdalarıdır bu kadınların. Onlar sırf başka biri “uygun görecek diye,” “kabul edecek diye” ya da “sevecek diye” kendilerine olan sevgilerinden ve saygılarından asla vazgeçmeyeceklerdir. İşte bu yüzden, bulmaya çalışırlar hayata geliş amaçlarını… Bulunması gereken sevgililer, eşler veya nişanlılar hepsi zaten eğer gerçekten olacaksa, gerçekten zamanıysa ve gerçekten cesareti varsa bir gün mutlaka yollarına çıkacaktır. Onların aradığı ise sadece ve sadece gerçek olandır…

Bugün bu yazımda her kelimesinde benimle olduklarını bildiğim tüm güzel, muhteşem, cesur, hayat dolu, biricik, eşsiz, benzersiz, can-ım yalnız kadınlar, hayatınızda her ne olursa olsun kendinizden, kalbinizden, özgürlüğünüzden, gücünüzden ve kendi kendinize olan o muhteşem inancınızdan asla vazgeçmeyin…

Sevgili Hakan Mengüç’ün, “Yalnız Kadın” isimli videosu hepimiz için gelsin:

Yalnız Kadınlar Güçsüz Değildir!

 

İlginizi çekebilir: Tüm negatif yorumlara rağmen, sürekli pozitif tarafından bakabilmek mümkün mü?

Pınar Özeken (Ulus)
2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini ... Devam