X

İyi günler de eski aşka dahil mi?

Son zamanlarda dünyada hele de kendi ülkemde o kadar saçma olaylar yaşanıyor ki, bazen aklımı yitireceğimi hissediyorum. Sonra tüm o acılı aileleri düşünüyorum, bak onlar bile nasıl da hayata sımsıkı tutundular, azimle yalnızca adaletin geleceği günü bekliyorlar, sana ne oluyor diyorum

Ve akabinde hemen hayat sevincim yerine geliyor, ne kadar şanslı olduğumu hatırlıyorum, ta ki bir felaket haberi ile daha karşılaşana kadar…

Bugünün konusu biten bir ilişkinin ardından yaşanılan duygulara ait olacak sevgili okurlarım. Dilerim beğenirsiniz, daha da önemlisi kulağınıza küpe ya da küpeler edinebilirsiniz.

Bir soru ile başlamak istiyorum bugün.

Sizce biten ilişkilerin, aşkların ardından neden hep kötü günleri hatırlarız, hiç güzel anılar da biriktirmemiş gibi?

Her ilişki güzel başlamaz mı, başı güzel olmasa zaten ilişki de olmaz öyle değil mi? O cicim ayları mı dersiniz, birbirinizin gözlerinde ve gülüşlerinde kaybolmalar mı dersiniz, üzgün olduğunuzda onun yanında olma isteği mi dersiniz…

Ne büyük aşk! Her seferinde bundan öncekilerin hepsi yalanmış ve doğru insanı en sonunda buldum diye avunmaya ne demeli peki?

Bazılarımız için bu süre birkaç aydan ibaret iken, bazılarımızın yıllarını alan bir serüven. Hem de ne tatlı, ne umutlu bir serüven. Peki sonu? Çoğunlukla hüsran…

Elbette bütün ilişkiler böyle değil, on yıllarca birlikte olan ve hala birbirine olan saygı ve sevgisini azaltmak bir yana dursun, aksine katbekat çoğaltan çiftler de tanıyorum. Hepsine, birlikte geçirecekleri sağlıklı, huzurlu, upuzun birliktelikler dilemek isterim tabii ki, ama ya diğerleri?

Ya aşkı hüsrana uğramış olanlar? Ya ömrünü geçirmeyi istediği kişiyi buldu sanıp yanılanlar, ya aldatılanlar? Aldatma konusundan önceki bir yazımda da bahsetmiştim. Bana göre aldatma yalnızca fiziksel olarak tanımlanmamalı. O yazımda da bahsettiğim gibi; bana göre, insanların birbirlerine söyledikleri yalanlar, kalben başkasını arzuluyor olması, hatta gerçekleşmeyeceğini bildiği sözler söylemesi en büyük aldatmalardandır.

Hal böyleyken, kötü sonla biten ayrılıkların ardından kim güzel anıları hatırlayabilir ki? Adeta 1 yanlışın 3 doğruyu götürmesi gibi değil mi? Yaşanan onca güzel hatıraları nasıl siliyor o kötü ayrılışlar, o acı dolu sonlar.

Aslında şu da gariptir; hala hayatta olan eski bir aşkımızı düşünelim, ne kadar güzel zamanlar geçirmişsek de sonu kötü bittiyse eğer o ilişkinin, hep kötü hatırlarız o zamanında yere göğe sığdıramadığımız o aşkımızı. Öyle değil mi?

Bir de şöyle düşünün şimdi. Bir ilişkiniz vardı iyi veya kötü, çok acı bir örnek bu belki ama o kişi artık ne yazık ki hayatta değil…

Şimdi siz söyleyin bana, arkasından yalnızca güzel anılarınızı yad etmez misiniz? Bir ortamda onun konusu açıldığında, bana şunu bunu yapmıştı mı dersiniz, yoksa en güzel zamanlarınızın mı konusunu geçirirsiniz? Cevabı hepimiz çok iyi biliyoruz sanırım…

Peki neden sadece sevdiklerimiz hayattan kopup gidince onlarla biriktirilen güzel anlar kalıyor bizlere de, hala hayatta olan konuşmadığımız görüşmediğimiz eşimizin dostumuzun bizi üzdüğü anlar, söylenilen yalanlar, edilen kavgalar sarıyor zihinlerimizi hiç güzel anılar da biriktirmemiş gibi?

Tam da bu soruya cevap arıyorum aslında bugün ve yazımın bundan sonrası bu soruya bir cevap bulmak ile ilgili…

Son ilişkimi düşünüyorum da mesela, ilk 8 ayında birkaç gerginliğimiz ve kavgamız dışında ne güzel anlar biriktirip ne güzel paylaşımlar yapmıştık. Hayatımda hiçbir ilişkimde olmadığım kadar mutluydum, ama aklında ne kaldı o büyük aşktan diye soracak olursanız, yalanlar, kalp ve hayal kırıklıkları…

Peki neden geçirilen onca güzel zamanı hiç yaşanmamış gibi hafızamdan silip yalnızca ilişkinin sonunu, daha da kötüsü ilişkinin bittikten sonrasını hatırlıyorum dersiniz? Neden hafızam güzel anıları bir bir yok ederken hep kötü anlar gözümde canlanıyor ya da? Bunun sebebi, tüm o sözler verilmemiş ya da hiçbir şey yaşanmamış gibi hayatına hızla devam eden o kişiyi kalplerimizden daha çabuk çıkartmak için bir yol olabilir mi acaba?

Eğer öyleyse bunu düşünmek yerine algımızı şu şekilde değiştirsek mesela; bizim için doğru olmayan biri bile o kadar güzel bir hayat sunabiliyorsa bizlere, doğru insanın hayatlarımızı nasıl da festivale dönüştürebileceğini bir düşünsenize…

Birlikte yaşadığımız tüm o zaman boyunca ‘her sabah’ bana kahvaltı hazırlamış olması ne kadar etkilemişti beni oysa ki, sanki bunu bir daha kimse yapamayacakmış gibi…

Halbuki benim kendi cici babam (çocukluğumuzun üvey baba dizisinden sonra, Ercan abim gibi biri için hiçbir zaman üvey kelimesini kullanmadım, o hep benim cici babam oldu ve öyle de olacak) anneciğim hayattayken ona her sabah kahvaltı hazırlamadı mı? Ya da dayım, yıllardır yengeme her sabah kahvaltı hazırlamıyor mu? Bunları nasıl unutabilirim ki? Bir daha kimse bana kahvaltı hazırlamayacak diye kendimi paralamaktansa, ne şanslıyım ki bana da kahvaltı hazırlayan biri oldu, o bile bunu yaptıysa kim bilir beni ömür boyu yanında isteyen kişi neler yapar diye avutsam ya kendimi.

Yine aynı kişiden örnek verecek olursam, benim gözlerime bakınca gerçek hislerimi anlayabilen bir adamdı, yüzüm gülse bile moralimin bozuk, keyfimin kaçık olduğunu anlayabilen ve beni neşelendirmek için uğraşan bir adam girdi hayatıma sonuçta. Ne şanslıyım bunları yaşadığım için, eğer o bunu yapabildiyse başkası neden yapamasın ki? Neden bana aşkla bakacak, gözlerimin içinde kaybolacak başka biri bir daha karşıma çıkacak mı acaba diye düşünüyorum bunun tekrardan yaşanacağına inanmak dururken?

Bana çok güzel yemekler hazırlayan bu adamı düşününce neden bu zamanda yemek hazırlayan erkek mi kaldı diye düşüncelerde boğuluyorum mesela? Abimin yıllardır harika sofralar, yemekler hazırlayan biri olduğunu bildiğim halde neden onun gibilerin soyunun tükendiğine inandırıyorum ki kendimi?

Daha onlarca yüzlerce örnek yazabilirim bu satırlara ama anlatmak istediğim, geçip giden günlerin ardından sonu her ne olursa olsun kötü anılarda boğulmaktansa, geçirdiğimiz güzel anılara mı yoğunlaşsak diyorum. Hayat zaten o kadar zor ki, bir de bitmiş olan bir ilişki ardından üzülmektense en azından bizlere kazandırdıklarını görmeyi denesek, o ilişkiden öğrendiklerimize, bize yaşattığı güzel hislere mi odaklansak bundan sonra?

Kapatsak bir kutuya bizlere söylenen tüm o yalanları… Ve yine söylüyorum, bizi aldatan kişi bile bir zamanlar yüzümüzü güldürebilmişse eğer, huzuru hissettirebilmişse kalbimize, düşünsenize bizim için doğru kişi nasıl şenlendirir hayatlarımızı…

Anıların güzellerine odaklanıp, kötülerinin bizleri üzmesine izin vermek yerine, onlardan dersler çıkartacağımız, gerçek sevgiyi iliklerimizde hissedeceğimiz sağlıklı günlerimiz olsun…

İlginizi çekebilir: Anılarımız da bizi görecek mi?

Gizem Okut: 1986 yılında İstanbul'da doğdum ve Kıbrıslı'yım. 2010 yılında DAÜ'de Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünü bitirdikten sonra Londra'da moda yazarlığı da dahil olmak üzere moda ile ilgili kurslara katıldım. Bir buçuk senelik bir Londra macerasının ardından tatil için gittiğim İstanbul'da ailemle kalmaya karar verdim ve İstanbul'da çeşitli firmalarda Stil Editörlüğü, Sosyal Medya Yönetimi, Müşteri İlişkileri gibi farklı pozisyonlarda çalıştım. 2016'da Kıbrıs'a geri dönmem ile birlikte üniversite yıllarımda staj yaptığım ve ülkenin en eski otellerinden olan Dome Hotel'de Misafir İlişkileri ve Sosyal Medya Yönetimi pozisyonlarında 2 yıl çalıştım. Daha sonra turizm sektörüne ait olmadığıma karar vererek ani bir kararla birbirinden tamamen farklı sektörlerde, birbirinden farklı işlerde çalıştım ve çalışmaya da devam ediyorum. Yazı yazmak, kitap okumak, müzik dinlemek, plajda vakit geçirmek gibi vazgeçemeyeceğim hobilerimin yanı sıra, seramik objeler yaratmak, bahçe ile uğraşmak, farklı tarifler denemek gibi hobilerim de mevcut. Şu hayattan istediğim üç şey; sağlık, barış, huzur.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale