X

İstanbul’da yaz bir başkadır: Tüm güzelliğiyle bir İstanbul günü

“Bir İstanbullunun gündelik hayatında bulunduğu yerden başka tarafı özlemesi çok tabiidir. Göztepe’de, hışırtılı bir ağaç altında bir yaz sabahını tadarken küçük bir ihsas, teninizde gezinen hiçten bir ürperme veya gözünüze takılan bir hayal, hatta birdenbire duyduğunuz bir çocuk şarkısı sizi daha dün ayrıldığınız bir Boğaz köyüne, çok uzak ve değişik bir dünya imiş gibi çağırı, rahatınızı bozar.”

Ahmet Hamdi Tanpınar

Yazları İstanbul’da geçirmenin de keyifli olabileceğini büyüdükten sonra anladım. Küçükken okulların kapanmasıyla birlikte yazlığa kaçar, okullar açılmadan sadece 2 gün önce dönerdik. Bu yüzden yaşarken öğrendiğin İstanbul’da yazların sıkıcı olduğu gibiydi. Büyüdükçe deneyimledim ki hiç de öyle değilmiş. İstanbul yazları aslında bir başkaymış. Tanpınar’ın başta yazdığım sözüne bayılıyorum. İstanbul’u yaşayınca öyle güzel ki… Her yakanın, her köşenin tadı ayrı ve hiçbirinin tadına doyulmuyor, birini yaşarken diğerini anıp ona özlem duymak çok mümkün. Hele yazları neler neler yapılır güzel İstanbul’da…

Ben Anadolu yakası çocuğuyum ama vapur yolculuğunu çok severim, ikisinin de tadını çıkarırım. Kendi yakamdan başlayacak olursak, herhangi bir yaz günü sabah Caddebostan sahile yürüyüş ya da Moda’ya kadar bisiklet turu, dönüşte Sour&Sweet Bakery’de kahve ve kruvasan ikilisiyle başlayan bir gün. Bu kadarı bile muhteşem bir tatil günü değil mi zaten? Yine de… Eve gidip ferahladıktan, plaj hazırlıklarını yaptıktan sonra Moda Deniz Kulübü, Dalyan Kulüp, Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri, artık canınız hangisini çekerse orada, havuz-deniz keyfine geçebilir, mavi-yeşilin tadını şehrin merkezinde çıkarabilirsin. Akşam esintisi başlayınca yanık tenimiz, gülen yüzümüzle Boğaz esintisi almaya geçilir. Önce bir Beylerbeyi klasiği olan Rumeli Börekçisi’ne uğrar, dünyanın en güzel böreğini yeriz. Benim favorim kıymalı ve peynirli ki yazarken bile canım çekiyor, öyle güzel… Oradan Çengelköy’e doğru salınır, Kandilli’ye geçilir, tam da Leman Sam’ın bu şarkıda söylediği gibi bir akşam için: 

“Kandilli’de bir çilingir sofrası
Balık roka bir de yanında rakı
İnsan hali saza söze meraklı
Martı uyur, şişe dibi görünür
İnsan hali saza söze meraklı
Martı uyur, şişe dibi görünür
Aman muhterem, yaman muhterem
Aman muhterem, yaman muhterem
Bir muhabbet bin can demek buralarda eğlenmek
Bir muhabbet bin can demek buralarda eğlenmek
Denizde kürek karada direk
Rumeli’nde atar yürek…”

Ertesi gün Ada vapuru yandan çarklı, bayraklar donanmış cafcaflı diye Ada’ya kendimizi attıktan sonra 1926’da Atatürk devrimlerinin sosyal aşaması olması amacıyla kurulmuş Anadolu Kulübü’nün bizi o günlere götüren tarihi atmosferine kendimizi teslim edebiliriz. Atatürk’ün denize girdiği iskelede güneşlenmenin, o bahçede dolanmanın, yemek yediği restoranların şimdi duvarlarında asılı olan fotoğraflarına bakmanın keyfi bir başka. Benim içimde ne zaman gitsem bir coşku uyandırır Anadolu Kulübü, imkanınız olursa orada konaklamanızı, otelin tarihi dokusunu daha iyi yaşamanızı tavsiye ederim. 

Oradan çıktıktan sonra gümüşi kubbeleri ve kırmızı panjurlarıyla sizi karşılayan bir başka büyülü atmosfer Splendid Palace Otel’de bir apero almak, güne akşamüstü yeni bir başlangıç yapmaya yarayabilir. Sanki tarihte ve farklı ülkelerde gezintiye çıkmak gibi aslında art arda Anadolu Kulubu ve Splendid Palace… Çok yüzdüyseniz aşağıdaki profiterolcüyü de değerlendirebilirsiniz… Adanın içinde biraz yürümek iyi gelir, sonra Eskibağ restoranı ararsınız, bir tekne ile adanın diğer tarafına geçer, bu sefer sanki başka bir tatil beldesine, güneye inmiş gibi hissedebilirsiniz. Muhteşem bir manzara ve muhteşem mezeler, ara sıcaklar, yemekler eşliğinde günü bitirip yine vapur keyfi yaparak evinize döner, güzel bir müzikle günü sonlandırırsınız… 

Evet, İstanbul bir başka, yaşamayı bilene hayat bir başka… Hele bir de İstanbul’daysan… Tanpınar’ın dediği gibi “Beylerbeyi’nde, Emirgan’da, Kandilli veya İstinye’de günün her saati birbirinden ayrı şeylerdir…”

Biz de bir dahaki yazıya öteki yakaya geçeriz biraz da…

Not: Bu yazı müsilaj, trafik içermedi çünkü zaten yeterince negatif enerji doluyuz bu ülkede. Biraz güzel hayallere dalalım istedim.

İlginizi çekebilir: Bedeniniz ve zihninizle uyum içinde olmanız için 5 ipucu

İpek Gülen Girgin: Caddebostanlı, orta okul ve lise eğitimini Fransız okulunda tamamladıktan sonra Marmara Üniversitesi Fransızca Kamu Yönetimi bölümünü bitirdi. O yaşlarda ileride politikanın içerisinde olacağından o kadar emindi ki Sciences Po d’Aix en Provence’dan Politik Eğitim Sertifikası aldı. Mezun olduktan sonra amaçlarına ulaşmıştı, güzel İstanbul’u, Caddebostan sahili bırakıp Ankara’ya taşındı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Dış İlişkiler ve Protokol Başkanlığı’nda çalışmaya başladı sonra Milletvekili danışmanlığı yaptı. 7 koca senenin ardından ise artık ciddi bir detoksa ihtiyaç duyuyordu. Çocukluktan beri bir diğer tutkusu olan sağlıklı beslenme ve spor alanında çalışmak, bu konuda üretmek istiyordu. Ankara’nın ilk soğuk sıkım sebze ve meyve suyu, smoothie ve vegan yiyecekler markası Juju Fresh’i kurdu. Şimdi Juju Ankara’da wellness alanında bir kültür oluşturdu. İpek de sizlere biraz sağlık, biraz beslenme, yoga ve hayat ne getirdiyse ne getiriyorsa onları anlatacak.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale