X

İşinizde amaç duygunuzu kaybettiğinizi hissediyorsanız ne yapabilirsiniz?

İşe giderken ayaklarınızın geri geri gittiğini hissettiğiniz oluyor mu? Ya da sabahları uyanmak için kendinizi çok zorladığınız? Her gün işe gidip gelmek sanki içi boş bir rutini takip etmeye mi dönüştü? Bu sorular size çok tanıdık geldiyse ve kendinizi sık sık bu tür sorulara cevap ararken buluyorsanız işinizde amaç duygunuzu kaybetmiş olabilirsiniz.

Kariyerinizdeki adımlarınızın boş veya anlamsız olduğunu hissetmeye başladıysanız, işinizi eskisi gibi tutkuyla yapmıyorsanız, sadece görev ve sorumluluklarınızı hızlıca bitirip bir an önce ‘kurtulmak’ istiyorsanız, kaybettiğiniz amaç duygusunu yeniden yeşertmeye ihtiyacınız olabilir. Bu durum aslında birçok çalışanın kariyerlerinin bir noktasında karşılaştığı bir tür motivasyon eksikliği, tükenmişlik veya genel bir memnuniyetsizlik hissi olabilir. Ancak merak etmeyin, bazı adımlar atarak yeniden ilham bulabilir, işinize, işinizi yapış şeklinizde yeniden anlam katabilirsiniz. Peki nasıl?

Hedeflerinizi gözden geçirin

Belki de hedefleriniz, eskisi kadar size hitap etmiyordur. Onlara çoktan ulaşmış veya hiçbir zaman ulaşamayacağınıza kendinizi inandırmış olabilirsiniz. Veya gerçekçi hedefler olmadığı için ulaşmanız da mümkün olmayabilir. Eğer böyle bir durumu deneyimliyorsanız bu amaç duygunuzu kaybetmenizin altındaki nedenlerden biridir demek mümkün. Bu durumda yapmanız gereken hedeflerinizi gözden geçirmek ve size hizmet etmiyorsa değiştirmek. Yenilik, her zaman heyecanlıdır ve hedeflerinizi yenilemek de işinize duyduğunuz tutkuyu yeniden alevlendirebilir.

Hedeflerinizin gerçekçi, ulaşılabilir ve ölçülebilir olmasına dikkat ederek kendinize yeni ufuklar belirleyebilirsiniz. Bu hedefler yalnızca iş yaşantınızla da ilgili olmak zorunda değil, paralel bir şekilde kişisel gelişiminize, özel hayatınıza veya ilişkilerinize dair de yeni hedefler koyabilirsiniz. Çünkü emin olun ki hayatınızın farklı alanları birbirini besleyecek ve kaybettiğiniz amaç duygusunu yeniden yeşertmenize yardımcı olacaktır.

Büyük resmi görmeye çalışın

Günlük iş rutininde boğulmak, işinize ait büyük resmi görmenizi zorlaştırabilir. Ancak, yaptığınız işin şirketinizin veya toplumun genel faydasına nasıl katkıda bulunduğunu anlamak, işinizin önemini fark etmenizi ve amaç duygunuzu yeniden kazanmanızı sağlayabilir. Bunun farkına varmak içinse yapmanız gereken birkaç adım geri atıp işlerinizin, çalışmalarınızın, elde ettiğiniz sonuçların etkilerini değerlendirebilmek.

Geri bildirimlere göz atın, sonuçları inceleyin, çalıştığınız şirketin misyon ve vizyonunu yeniden hatırlayın, kendi katkılarınızı analiz edin. Günlük işlerin karmaşıklığında kaybolduğunuzda tüm bunları gözden kaçırıyor olabilirsiniz. Biraz dışarıdan bakmak, büyük resmi görmenizi ve amaç duygunuzu tazelemenizi sağlayabilir.

İş arkadaşlarınızla iyi ilişkiler kurun

İş arkadaşlarınızla aranız nasıl? Keyifli sohbetler edebildiğinizi, iş yükünüzü paylaşabildiğinizi, stresli ve zorlayıcı anlarda birbirinize destek olabildiğinizi düşünüyor musunuz? Eğer cevabınız hayır ise iş yerinize ve işinize dair kaybettiğinizi hissettiğiniz amaç duygusunun altında belki de eksik etkileşimler yatıyor olabilir.

İyi iş ilişkileri, iş yerinde kendinizi daha motive hissetmenizi sağlayabilir, dahası sosyal ve duygusal anlamda destek bulmanıza da yardımcı olur. Takım çalışmaları, birlikte başarmanın keyfini sürmenizi sağlayarak tatmin duygunuzu perçinleyebilir. Dolayısıyla daha anlamlı işlere ve ilişkilere sahip olarak amaç duygunuza sıkı sıkıya tutunabilirsiniz. Açık ve dürüst iletişimden yana olarak ve pozitif bir dil kullanarak iş arkadaşlarınızla ortak paydada buluşmaktan ne kadar memnun olduğunuzu gösterebilir, sağlıklı ve keyifli etkileşimlerle işinize ve iş yerinize olan bakış açınızı dönüştürebilirsiniz.

İş ve özel hayat dengesini koruyun

Acaba işinize dair amaç duygunuzu kaybetmenizin nedeni, yalnızca işinizin kendisi olmayabilir mi? Özel hayat ve iş dengesini kurabildiğinizi düşünüyor musunuz? Eğer bu denge bozulduysa, uzun vadeli motivasyonunuz ve amaç duygunuz zarar görmüş olabilir. İş dışında da kendinize özel zamanlar yaratmak, sevdiğiniz aktivitelerle ilgilenmek, sevdiklerinizle zaman geçirmek hem zihinsel hem de duygusal sağlığınızı korumanıza yardımcı olurken işinize ayırdığınız süreyi de olumlu etkileyebilir. Çünkü dengeli bir yaşam hem özel hayatınızda hem de iş yaşantınızda daha enerjik, mutlu ve motive hissetmenizi sağlar.

Başarılarınızı kutlayın

Başarılarınızı kutlayarak, yaptığınız işin değerini ve önemini daha iyi anlayabilirsiniz. Başaramadıklarınıza gösterdiğiniz ilgiyi, başarılarınıza göstermiyorsanız amaç duygunuzun körelmesi çok olası. Geri bildirimlere, yaptığınız işlerin sonuçlarına, değerlendirmelerine kulak verin ve elde ettiğiniz başarıları sahiplenerek büyük-küçük tüm zaferlerinizi kutlamak için zaman ayırın. İş arkadaşlarınızla da başarılarınızı paylaşın ve mutluluğunuzun büyümesini sağlayın. Göreceksiniz hem sizin için hem de ekip arkadaşlarınız için harika bir motivasyon olacak.

Kendinize zaman tanıyın

Bazen de durumu kabul edip kendinize şefkatle yaklaşmak en iyi çözüm olabilir. Amaç duygunuzu kaybetmiş olmanız, geçici bir durum olabilir ve belki de işinizin kendinden ziyade birtakım çevresel faktörler veya özel hayatınızda yaşadığınız zorluklarla ilgilidir. Kendinize biraz zaman tanıyarak ve zaman zaman her çalışanın benzer duygular yaşayabileceğini göz önünde bulundurarak sürecin daha kolay üstesinden gelebilirsiniz.

İş hayatında duygusal inişler ve çıkışlar olması son derece doğal ve bu konuda yalnız değilsiniz. Kendinizi eleştirmek, gereksiz yere yüklenmek ya da bir suçlu aramak yerine sürecin geçici olduğuna odaklanın ve mümkün olduğunca önceki adımları takip ederek motivasyonunuzu geri kazanmak için çabalayın. Biraz sabırla bu duygunun üstesinden gelebilirsiniz.

İşler zaman zaman monotonlaşabilir ve herkes gibi siz de amaç duygunuzu kaybettiğinizi hissedebilirsiniz. Bunun tamamen doğal bir süreç olduğunu fark ettiğinizde çok daha kolay adımlar atabildiğinizi görecek, amacınızı yeniden yeşertmek için etkili ve size iyi gelecek yolları deneyebileceksiniz. Eğer benzer bir süreçten geçtiğinizi düşünüyor ama bu adımları atmaya da hazır olmadığınızı hissediyorsanız kendinizi biraz akışın güvenli kollarına bırakarak ihtiyacınız olan zamanı kendinize verebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Danimarkalılardan iş yerindeki mutluluğun sırrını öğrenelim: Arbejdsglæde

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale