X

İşin geleceği, anneliğin geleceği: Evden çalışma düzeninde anneler

Üniversiteden mezun olduğumdan bu yana farklı işler deneyimledim, farklı kültürlerde, farklı profesyonellerle çalışma fırsatı yakaladım. Benzeşen ve birbirinden ayrışan pek çok noktayı deneyimleme fırsatı buldum. Bazen çok zorlandım, bazen de hayatımı kolaylaştıran insanlarla tanıştım. O günden bugüne en büyük fark eskiden öngörülebilen insan davranışları ve gelecek şu an ne öngörülebiliyor ne de tek başına inşa edilebiliyor. O kadar çok değişken var ki… Birçoğu da bizim kontrolümüzün dışında. Üzerine özel hayatta edindiğimiz farklı sorumluluklar da gelince kaosun tam içinden dış dünyaya bakarken buluyorum kendimi

Bu kaos ortamında kurumsal hayatın yaşanabileceği en güzel kültürlerin birinde olduğum için gerçekten çok şanslıyım. Bilinmezlik ve belirsizlik içinde en azından iç sesinizi dışa vurabilmek, sorgulayabilmek ve fikirlerini dile getirmek içteki çatışmaları azaltıyor. Diğer yandan yaklaşık 2 yıldır evden çalışıyorken gözlemim şu ki Hibrit calışma modeline geçişler planlanırken yaklaşık iki yıl sonra işe dönecek kişiler bununla ilgili kaygı içerisinde. Apple, Hibrit çalışma düzenini açıkladığında çalışanları CEO’ya ilettikleri mesajla ofise dönmek istemediklerini dile getirdi. Yeni düzeni evde kuran çalışan bunun ne kadar verimli olduğunu deneyimledi, evden pek çok işin yapılabildiğini gördü. Üstelik eskiden iletişimi ve iş birliğini geliştirmek için bir arada olmalıyız gibi bakılırken, gündeme gelen metaverse’ler, artık paylaşımların sanal dünya üzerinden yürüyeceği gerçeği, Facebook gibi firmaların gündeminde yer almaya başladı. Nike kendini metaverse’e hazırladığını, ürünlerin logosu da dahil olmak üzere marka kullanıcılarının markanın tasarımında da yer alabileceğini paylaştı. Artık tüketici ve çalışan olarak alınan kararlara uymak yerine kararları birlikte inşa edeceğimiz, tercihlerimizi yönetebileceğimiz bir geleceğin içindeyiz.

Bir çalışan için ne kadar güzel gözükse de bu kadar gelişme bizim için pek çok zorluğu da beraberinde getiriyor. 5 yıl sonraya planlı şekilde hazırlanacağımız bir gelecek varken, bir günde 5 yıl sonrasını yaşamaya başladık, hazırlanmadığımız bir geleceğin kucağına düştük tabiri caizse. Bütçeler, stratejik planlar, kişisel planlar beklemeden kendiliğinden değişti. Sonuna kadar esneğiz ve her birimizin adaptasyon yeteneği mükemmel gerçekten. Bütün bunlarla birlikte işin geleceği ve kendi geleceğimizi düşünürken anne kimliğimle de sorguladığım bazı alanlar var.

Hep bir şeylere yetişme telaşı içinde olmak bana kalırsa annelik. Gündemden geri kalmamak, işin geleceğinde ve her konuda söz sahibi olabilmek büyük bir fırsat ama diğer yandan böyle bir dönemde yaşı her ne olursa olsun çocuğun büyüme sürecine eşlik etmek büyük özveriler gerektiriyor. Sadece evde olmak, fiziksel bir aradalık yetmiyor. Böyle online bir çağda zaman ve mekansız çalışırken, bazı ebeveynlerin kendine limit koyması zor olabiliyor.

Evde olmak demek her anı çalışarak geçirmek anlamına gelmiyor. Portekiz’de mesai sonrasında çalışanlara mesaj veya e-mail atılmasının yasaklanma kararını bu anlamda çok kıymetli buluyorum. Ülke olarak yapabileceğimiz çok şey var ama bireysel olarak öz disiplinle bizim de yapabileceklerimiz mevcut.

Kendimizi kapana kısılmış gibi hissettiğimiz bazı anlarda, bir de “Evdeyim, çocuğun her an yanında olmalıyım” düşüncesiyle boğuşurken buluyoruz kendimizi. Zamanımızı kendimize ayırdığımız anlarda sadece kendimiz için bir şey yapmak aslında çocukla geçirdiğimiz vaktin verimini de artırıyor. Çok değil, kaliteli vakit yaratarak her konuya vakit ayırabiliriz. Daha bireysel toplumlarda, örneğin Amerika’da bir annenin 1 yaşındaki çocuğundan ayrı 3-4 gün tatile gittiği örnekler var. Çocuğa annenin yokluğunda destek olan başka bir ebeveynin olması ve güvenli bir ilişkinin inşa edilmiş olması bu annenin 4 günlük seyahat yapmasına ve geri döndüğünde kaldığı yerden devam etmesine olanak tanıyor.

Kendi düzeniniz içinde bu tür zamanlar açabilmek, nefes alabilmek için kendi sınırlarınızı, kurallarınızı belirleyebilirsiniz. Tam da yeni düzene geçmişken kendiniz için bu alanları yaratmanız çok kıymetli. Kendi değerinizi bilip bunun üzerine yeni alışkanlıklar belirleyerek iş ve özel hayat dengesini kurmak mümkün.

Denge kurmak hayatın her alanında zor ama asla imkansız değil. Her annenin bu düzende kendisine daha çok zaman yaratmasını önemli buluyorum. Umarım yeni gelecek, her anneye iyi gelecek…

İlginizi çekebilir: Doğru kararlar almak için hayata nasıl bir pencereden bakmak gerek?

Didem Sümer Tiryaki: Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji lisans eğitimi ardından Galatasaray Üniversitesi'nde işletme yüksek lisansını tamamladı. Yaklaşık 10 senedir özel sektörde İnsan Kaynakları alanında çalışıyor. Kadın Girişimciler Derneği'nin Geleceğin Kadın Liderleri programından 2013 yılında mezun oldu. Kagider ve Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği'nde öğrenci veya yeni mezun kadınlara mentorluk yaptı. BÜMED'in yürüttüğü Next-Gen programında mentorluk çalışmalarına devam ediyor. Deneyimsel oyun terapisi eğitimleri ardından supervizyonlarını tamamladı ve Oyun Terapisi Uygulayıcısı oldu, son iki senedir gönüllü olarak 2-11 yaş arası çocukları destekliyor. Öğrenmeyi, gezerek/okuyarak veya deneyimlerek yeni bilgiler keşfetmeyi, bu öğrenme ve keşiflerinden insan doğasına dair çıkarımlar yapmayı ve bunları yazmayı seviyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale