X

İnsan insandır ve terapide ilişki esastır: Süre sınırlı psikanalitik psikoterapi (SSPP)

Psikoterapi deyince akla ilk olarak Freud’un psikanalizi (veya psikodinamik yaklaşım) geliyor. Ancak psikanalizin ucu açık, yani ne zaman biteceğinin belli olmaması, esnekliğe yer vermemesi ve hatta bağımlılık yapması gibi sebeplerle günümüzde süresi sınırlı terapilere bir yönelim var. İşte Süre Sınırlı Psikanalitik Psikoterapi (SSPP) bu ihtiyaçla ortaya çıkmış, oldukça etkili bir terapi yöntemi. SSPP’nin teorik temeli Freud’un psikanalizine dayanmakla birlikte nesne ilişkileri ve kendilik psikolojisi kuramlarını içine alan, güncel kişilerarası ilişkileri bilişsel davranışçı yaklaşımla harmanlayan esnek bir psikoterapi yöntemi.

Freud’un ilk tedavilerinin önemli bir kısmı da kısa sürmüş. SSPP de ortalama 15 ila 20 seans aralığında sürüyor. Günümüzün hızlı ve değişken koşullarında kısa süreli terapilere duyulan ihtiyacı anlamak zor değil. Terapiye gelen danışanların çoğu duygusal acılarının bir an önce bitmesi ihtiyacıyla geliyor. SSPP bu danışanlar için çok ideal. Ancak kişilik bozukluğu ve erken dönem nesne ilişkileri sorunlu olan, ilkel savunma mekanizmaları dediğimiz; inkar, sürekli savunma hali, şeyleri iyi veya kötü olarak keskince bölme, terapiste karşı düşmanca aktarım gibi mekanizmaları kullanan kişilerde SSPP çok işlemiyor. SSPP’den fayda görebilmek için değişmeye açık, daha az savunmaya geçen, düşmanca ve kendine odaklı olmayan bir yapıda olmak gerekiyor.

SSPP sürecinde mümkün olduğunca çabuk bir şekilde bir terapötik ittifak oluşturuluyor ve sonra danışanın belirli alanlarda baş etme stratejileri benimsemesine yardım ediliyor. Örneğin sorunlu bir ilişkiyle baş etmeye ya da kaygı yönetimine odaklanılıyor. SSPP, kronik, yaygın ve işlevsiz iletişim biçimlerine sahip kişiler için kişilerarası ve zaman duyarlı bir yaklaşım. Hedefi bir kişinin kendisiyle ve başkalarıyla kurduğu iletişim biçimini değiştirmek. Bunun için psikoterapist ve danışan arasında gelişen ilişkiden yararlanılıyor.

SSPP’yi uzun süreli dinamik psikoterapiden ayıran ana faktör, odağın ve hedeflerin sınırlandırılmış olması. Buna göre öncelikle davranışta, düşüncede ve duygularda bazı değişiklikleri geliştirme fırsatı sağlamaya, daha uyumlu bir şekilde başa çıkmaya, kişilerarası ilişkilerin gelişmesine ve kişinin kendini daha iyi anlamasına olanak vermeye özen gösteriliyor. SSPP’nin bir diğer faydalı yanı da, süreç sonlandıktan sonra devam edecek olan uzun süreli bir değişim sürecini başlatması. SSPP’de zamanın sınırlı olmasının en büyük katkısı terapi sürecini dinamik ve canlı tutması. Bu da danışanın iyileşme farkındalığını artırıyor, psikoterapistin ve danışanın belli bir odağa bağlanmasını ve ilerlemesini destekliyor.

SSPP’nin çerçevesinin temelde Freud’un psikanalizine ve psikodinamik yaklaşıma dayandığını söylemiştik. Genel çerçevesi böyle olmakla birlikte, kişilerarası ilişkileri, nesne ilişkilerini ve kendilik psikolojisi kuramını ve ayrıca bilişsel-davranışçı ve sistem yaklaşımı ile nörobilimdeki güncel kavram ve gelişmeleri de içeriyor. Bağlanma kuramını, kişilerarası kuramı, deneyimsel kuramı (duygu odaklı) bütünleştiriyor. Bağlanma kuramı; insani ilişki ve kendiliğe/ötekine karşı modeller, kişilerarası ilişkiler, karşılıklılık ve döngüler, deneyimsel süreç kuramı ise duyguların tanınması ve işlenmesi bakımından psikoterapi sürecinde önemli ve bütünsel bir bakış sağlıyor. Bu açıdan bakıldığında SSPP hem nörobilim (yani beyin temelli) hem de kanıta dayalı ve bütüncül bir yaklaşım.

SSPP’nin dokuz temel ilkesi var. Bunlar;

  • İnsanların diğer insanlarla ilişkide olmaya çalışmak ve bu ilişkili hali korumak için doğuştan motivasyonları vardır.
  • Maladaptif (uyumsuz) ilişki örüntüleri yaşamın ilk yıllarında kazanılır, şema haline gelir ve mevcut şikayetlerin çoğunun altında yatar.
  • Kendilik ve başkaları algısındaki tutarlılık mevcut ilişki örüntülerinde varlıklarını sürdürür (döngüsel nedensellik).
  • Danışanlar hasta değildir, tıkanmıştır.
  • Odak maladaptif (uyumsuz) ilişki örüntüleri ve onlara eşlik eden duyguları değiştirmektir.
  • Etkileşimli süreçle ilgilenir.
  • Asıl problemli ilişki örüntüsüyle ilgilenir.
  • Terapist hem gözlemci hem katılımcıdır.
  • Değişim psikoterapi süreci sonlandığında devam edecektir (Levenson, 2011).

Bu ilkeler doğrultusunda SSPP’nin iki amacı olduğunu söyleyebiliriz: Birincisi danışana hem kendi içinde hem başkalarıyla ilişkilerinde yeni deneyimler sağlamak, ikincisi ise danışana yeni anlayışlar kazandırmak. Bu iki amaç örtüşük bir şekilde işliyor. SSPP’nin uygulanması bir grup tekniğe dayanıyor. Müdahaleler daha çok kişilerarası ilişkilere gömülmüş terapötik stratejiler olarak görülüyor. Bu nedenle tüm müdahaleler ev ödevi vermek gibi somut ilişkisel eylemler olarak görülüyor. Teorik olarak, yeni deneyim ve yeni anlayış hedeflerine ulaşmayı kolaylaştıran her müdahale SSPP’de kullanılabiliyor. Müdahalelerin hepsi aynı hedeflere ulaşmak için tasarlandıklarından, ortak ve uyumlu bir temaları oluyor. Yani fenomenolojik olarak mantıklılar. Bu açıdan SSPP psikoterapistlerinin yönlendirici, aktif ve pragmatik (faydacı) olduğunu söyleyebiliriz. Tüm bunlar SSPP terapistinin gerçek ve otantik bir kişi, bir insan olarak terapide olmasını sağlıyor.

Özetle SSPP size hem kendi içinizde hem başkalarıyla ilişkilerinizde yeni deneyimler sağlama ve yeni anlayışlar kazandırmayı hedefliyor. Bu nedenle belirli bir problemin çözümü, duygularınıza daha iyi uyum sağlama, insan ilişkileri düzeninin gelişmesi gibi makul ve ulaşılabilir hedefler koyuluyor. Bu açıdan diğer dinamik psikoterapi biçimlerinde olduğundan daha aktif bir süreç. Psikoterapist ve danışan arasındaki ilişkiye odaklanması, psikoterapötik stratejilerini ve psikoterapi uygulamalarını danışana uygun olacak şekilde esnek belirlemesi, psikoterapi sürecinin duygular, kişisel ve kişiler arası ilişkiler bağlamında ilerlemesi SSPP sürecini hem dinamik hem de işlevsel kılıyor. SSPP ayrıca psikolojik problem yaşamasa da kişilere sosyal ve duygusal destek sağlamada, yaşamdan alınan doyum ve kendinden memnun olma hissinde devamlılığın sağlanmasında, kendilik organizasyonunun ve benlik gücünün yükseltilmesinde ve bu deneyimlerin devamlılığını sağlamakta da etkili.

Herkes biricik ve herkesin farklı ihtiyaçları var. Zar zor cesaretini toplayıp terapiye gelen danışanın da temel ihtiyacı acısını bir an önce dindirmek. Hızla değişen ve belirsizliğin hakim olduğu dünyamızda gerçek bir ilişki kurmak çok zor. Bırakın başkaları ile ilişki kurmayı, insanlar kendisiyle ilişki kurmayı unutuyor. Bu unutuşun ardında tek başına yüzleşmekten kaçınılan acılar yatıyor.

Ancak iyileşme de tam burada aslında: Kendinle, acınla yüzleşerek diğerlerini görmeye başlamak ve böylelikle kendinle ve onlarla otantik, gerçek bir ilişki kurmak. Çünkü insan olmak her şeyden önce ilişki kurmayı, bağ kurmayı gerektiriyor. Bazen sadece gerçek bir ilişki kurmak, ilacımız oluyor. Sözün kısası, iyi olmak “iyi geçinmek”le oluyor, bu da önce kendinizle sonra dışardakiyle sahici bir ilişki kurmakla başlıyor. Bir SSPP terapisti ile çalışmak ve online psikolojik danışmanlık almak için ayselkeskin2004@yahoo.com eposta adresine yazarak detaylı bilgi alabilirsiniz. Yazımı Depeche Mode’un şu şarkısıyla bitireyim…

Kaynaklar:
Levenson, H. (2011). Süresi Sınırlı Psikodinamik Psikoterapi. (Çev. Uz. Dr. T. Özakkaş) İstanbul: İklim
Sarı, İ. (2018). Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi (TLDP). tavsiyeediyorum.com
Seki, A. ve Tortop, H. S. (2018). Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi: Üstün Yetenekli Bireyler ve Ailelerinde Uygulanabilirliği. Üstün Zekalılar Eğitimi ve Yaratıcılık Dergisi, Nisan, 5(3), 45-58. http://jgedc.org, Genç Bilge Yayıncılık

Aysel Keskin: Merhaba ben Aysel Keskin. Psikolojik Danışman ve Psikoterapistim. 2006 yılında Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olduktan sonra, Türk Deniz Kuvvetlerinde yedi senelik bir kurumsal hayat deneyimim oldu. Kurumsal hayat deneyimimin ardından, çocukluk tutkum olan psikolojiye bir de seyahat tutkum eklendiği için okyanus ötesine giderek bir süre Amerika’nın Kalifornia ve Oregon eyaletlerinde yaşadım. Tüm psikoterapi yaklaşımlarını bilmekle beraber uzmanlaşmanın gerekliliğine inanarak, kanıta dayalı terapi yaklaşımlarından Süre Sınırlı Psikanalitik Psikoterapi (SSPP), Jungian Psikoterapi ve Rasyonel Psikoloji Enstitüsü Preferred Partner of The Albert Ellis Institute onaylı, APA (American Psychological Association) Kredili Rasyonel Duygucu & Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimlerini (süpervizyonlar dahil) tamamladım. Sorunların bütüncül ele alınması gerektiğine, beden ve zihnin dengesini kurduğumuzda hayatımızda olumlu değişimler olacağına inanıyorum. Beden ve zihin sağlığınız her şeyden önemli. Bana ayselkeskin2004@yahoo.com eposta adresinden ulaşabilirsiniz. Sağlık ve sevgi ile kalın. Instagram: ayselkeskin.psk.dan

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:



  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.





Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu



Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂



Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.





İlgili Makale