X

İnançlarımızla geleceği nasıl şekillendiriyoruz: Kendini gerçekleştiren kehanet

Konuşma, davranış ve düşünme tarzınızla kendinizin ve başkalarının davranışlarını şekillendirebileceğinizin farkında mısınız? Bazı işleri sırf kendinize inandığınız, yapabileceğinize güvendiğiniz için gerçekleştirmiş olabileceğinizi düşünüyor musunuz? Ya da tam tersi, bir işi aslında yapabilecek güçte olduğunuz halde o işi kendinize güvenmediğiniz, kendi kendinize “Ben bunu yapamam” dediğiniz için yapamadığınız oldu mu? Bir iş görüşmesinden önce çok heyecanlıydınız, görüşmenin kötü geçeceğinden emindiniz ve gerçekten de görüşme kötü mü geçti? Eğer bu sorulara cevabınız evetse kendini gerçekleştiren kehanetlerin dünyasıyla tanışmışsınız demektir.

Hepimizin kendimizden ve diğer insanlardan beklentilerimiz var. Beklenti etkisini, ilk kez araştırma konusu yapan toplum bilimci Robert Metron (1948) bu davranışsal uyuma “kendini doğrulayan kehanet” adını vermiştir. Merton’a göre (1948:194); “Belli bir duruma ilişkin tanımlamalar (kehanetler ya da yordamalar), bir süre sonra bu durumun ayrılmaz bir parçası haline gelirler ve bu da daha sonraki gelişmeleri etkiler. Kendini doğrulayan kehanet, başlangıçta, durumun yeni bir davranışa yol açan yanlış bir tanımlamasından ibaretken, sonunda, temelde yanlış olan bir durumu gerçeğe dönüştürür” (Akt. Demirtaş, 2004). Kendi beklentilerimiz kendi davranışlarımızı etkiliyorsa, kendini gerçekleştiren kehaneti kendimize uyguluyoruz demektir.

Kendini gerçekleştiren kehanetin bir başka türü de bir kişinin beklentilerinin başkasının davranışlarını etkilemesidir. Çevremizdeki kişilere nasıl olmaları ve nasıl davranmaları gerektiğine dair beklentiler geliştirdiğimizde, bu süreç devreye girer. Yeni tanıştığımız kişilere yönelik samimi davranma durumumuz, onların mesafeli ve soğuk olduklarını veya dost canlısı ve sıcak olduklarını düşünmemizle ilgilidir (Akt. Özan ve Gündüzalp, 2017). Genellikle de, samimi bulmadığımız kişilere, beklentilerimiz doğrultusunda mesafeli davranırız. Sonuç olarak, onlar da bizim soğukluğumuza gücenir ve bize bu doğrultuda karşılık verirler. Böylece, onlara ilişkin beklentimiz, aslında temelde bizim kendi davranışımızla biçimlenmiş olsa da, kendini doğrulamış olur (Madran, 2004).

Ben burada kendini gerçekleştiren kehaneti kendi leyhimize kullanmaktan bahsetmek istiyorum. Madem beklentilerimiz davranışlarımızı etkiliyor, öyleyse kendimizden olan beklentilerimizin olumlu olmasına gayret edip hayatımızı daha güzel hale getirebiliriz. Hemen bir örnek verelim. Diyelim bizim topluluk önünde konuşma korkumuz var. Bu korkumuzun nedeni de iyi bir konuşmacı olmadığımızı düşünmemiz. Yani bir konuşmacı olarak kendimizden beklentimiz olumsuz yönde. Bu durumda üç seçeneğimiz var:

A-) Bir daha hiç topluluk önünde konuşma vermemek, ki eğer iş insanıysak iş dünyasında bu pek mümkün değil.

B-) Topluluk önünde yaptığımız her konuşmayı korka korka, sıkıntılarla dolu bir şekilde yapmak.

C-) Çeşitli tekniklerle konuşma becerimizi daha iyi hale getirerek, kendimize güvenimizi tazelemek ve konuşma yaptığımızda kendimizi daha rahat hissetmek.

Bu şıklar arasından en mantıklı olanı tabii ki C şıkkı. Ama o şıkkı gerçekleştirebilmek için ilk önce kendimizi etiketleme huyundan vazgeçmemiz gerekiyor. Konuşma becerileriyle ilgili hangi tekniği öğrenirsek öğrenelim, eğer bizim kendimizden beklentimiz kötü konuşma vereceğimiz yönündeyse konuşmamız pek de başarılı geçmeyecek demektir.

Bizim kendimiz ve başkalarının üzerindeki gücümüz zannettiğimizden daha büyüktür. Kendinizi etiketlediğiniz, sevmediğiniz bir huyunuzu sahiplendiğiniz zaman o huyunuz daha da belirginleşir. Etiketleme beklentilere yol açar. Örneğin kendinizden söz ederken “Ben sinirli biriyim,” dediğinizde, kendinizden sinirli bir insanın sergileyeceği davranışlar bekliyorsunuz demektir. Ya da “Ben topluluk önünde konuşurken çok rahatsız olan biriyim,” dediğinizde, beyninizi bu rahatsız hissetme durumuna şartlandırıyorsunuz demektir.

Oysa “Ben topluluk önünde konuşma yaparken kendime güvenmeyi seçiyorum, hata yaparsam da bu dünyanın sonu değil,” diye düşündüğünüzde kendinizi daha az endişeli hissedeceksiniz. Bu durum da vücut dilinize ve ses tonunuza yansıyacak ve neticede büyük bir ihtimalle her zamankinden daha güzel bir konuşma yapacaksınız. Topluluk önünde konuşma örneğini hayatınızın tüm alanlarında uygulayabilirsiniz. Kendinizden ve becerilerinizden pozitif yönde beklentilerinizin olması, hayatınızın her alanını olumlu şekilde etkileme gücüne sahiptir. Bu gücü kullanmanız dileklerimle…

Bu arada size bir eğitim haberim var. WhatsApp ya da FaceTime üzerinden bire bir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık Öz Sevgi eğitimimle ilgileniyorsanız bilgi için rsolaker@gmail.com adresine yazabilirsiniz. Psikoloji ile ilgili egzersizler paylaştığım Instagram hesabım ise @ranakutvanrsolaker@gmail.com .

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

Kaynaklar:
Demirtaş, A. (2004). Sosyal Sınıflandırma, Kişiler arası Beklentiler ve Kendini Doğrulayan Kehanet. İletişim: Araştırmaları
Madran, H. A. D., (2004). Sosyal Sınıflandırma, Kişilerarası Beklentiler ve Kendini Doğrulayan Kehanet, İletişim Araştırmaları, 2(2), s. 33­53.
Merton, R. K. (1948). “The self-fulfilling prophecy”. Antioch Revieıo, (8), 193-210.
Özan M. ve Gündüzalp S (2017). Pygmalion Etkisi ve Liderlik. Munzur Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 5(9), 69-79.

İlginizi çekebilir: Pozitif olmak senin elinde: Her zaman hayatı ve sevgiyi seç

Psikolog Rana Kutvan: İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir moda eğitimi aldıktan sonra çeşitli firmalarda stilist olarak görev aldı. 1997-2008 tarihleri arasında New York’ta ikamet etti. Türkiye’de almış olduğu moda eğitimini Parsons School of Design’dan almış olduğu derslerle pekiştirdi. Kutvan moda eğitiminin yanı sıra City University of New York’a bağlı Hunter College’da Psikoloji ve Sanat Tarihi üzerine çift anadal lisans eğitimi görerek cum laude (yüksek onur) derecesiyle mezun oldu. Hunter College’a devam ettiği süre zarfında dünyanın önde gelen psikologlarından Albert Ellis’in Enstitüsünde staj yaptı. Bu staj süresince Ellis’in bulmuş ve de geliştirmiş olduğu Rational Emotive Behavior Therapy (REBT)’i yakından inceleme fırsatı buldu. Kutvan, Albert Ellis Enstitüsündeki stajının yanı sıra New York’un önemli psikoloji enstitülerinin düzenlediği workshoplara katıldı. Kutvan 2008 Mayıs ayında Türkiye’nin ilk Kişisel Gelişim ve Stil Danışmanlığı merkezi Karakter A’yı kurdu. Kurumsal ve bireysel hizmetler veren Rana Kutvan’ın referansları arasında Braun, CNN TÜRK, Aras Kargo, TURKCELL, Kuveyt Türk, Doğan Holding gibi şirketler vardır. Kutvan bireylere ve kurumlara Stres Yönetimi, Kadın Liderliği, İş Özel Yaşam Dengesi, Zaman Yönetimi, Kadın Ruhu isimli workshop çalışmaları düzenlemektedir. Kutvan Karakter A’nın yanı sıra 2008-2012 tarihleri arasında Profesör Dr. Kerem Doksat’dan süpervizyon aldı. Kutvan psikoloji ve kişisel gelişim çalışmalarında holistik bir yaklaşım uygulamaktadır. Rana Kutvan anadili olan Türkçe’nin yanı sıra anadili düzeyinde İngilizce, iyi derecede Fransızca, İtalyanca konuşmaktadır.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale