X

İlk buluşmada aşırı paylaşım (oversharing) yapmayı durdurmanın yolları

Birçoğumuz ilk kez buluştuğumuz biriyle yakaladığımız çekimin yerini garip sessizliklere bıraktığına tanıklık etmiştir. Orada sessizce oturup karşı tarafın tepkisini ölçmeye çalışırken bir yandan da “Eski sevgilimle ilgili fazla şey mi anlattım?” ya da “Aile olaylarına çok mu girdim?” diye düşünüyorsanız evet, aşırı paylaşım -diğer adıyla oversharing– yapmış olabilirsiniz.

Sonuçta özgünlüğün ödüllendirildiği bir dünyada aşırı paylaşımda bulunmak ile gerçek olmak arasında oldukça ince bir çizgi var. Bu ikisi arasında denge kurmak, flört dünyasının altın kurallarından biri. İşin iyi tarafı ise bir kez aşırı paylaşımda bulunduğunuzu anladıktan sonra, süreci tamamen tersine çevirmeniz mümkün…

Aşırı paylaşım nedir?

Aşırı paylaşım (oversharing); en basit tanımla, normalden fazla şey anlatmak demek. Zaman zaman arkadaşlarımıza, ailemize veya yabancılara hiç gerek yokken fazla şey anlatıyor gibi hissedebiliriz. Ama bunun en rahatsız edici hali, şüphesiz ilk buluşmada, özellikle de o ana kadar iyi giden bir ilk buluşmada gerçekleşenidir.

İki kişi arasındaki karşılıklı konuşmanın yerini, tek taraflı ve detaylı anlatımın aldığı her durum aşırı paylaşım olarak değerlendirilebilir. Eski sevgiliyle yaşanan olaylar, aile ilişkileri, arkadaş kavgaları ve iş yerindeki münakaşalar bunlar arasında en bariz olanlarıdır. Bahsi geçen konunun özel ayrıntılar içermesi ve bu tür şeyler konuşmak için gereken yakınlığın henüz kurulmamış olması, buradaki en büyük sorundur. Çünkü karşı tarafta kötü bir ilk izlenim bırakarak aslında iyi geçme potansiyeli olan bir buluşmayı erkenden sonlandırabilir.

Neden aşırı paylaşım yaparız?

İlk buluşmada kendimize dair fazla şey söylememizin arkasında anksiyeteden onaylanma arzusuna kadar birçok farklı etmen var. Kimileri ilişkide zaman kazanıp bir an önce istediği noktaya ulaşmak için paylaşımda bulunurken, kimileri sadece o gün başına gelen stresli bir durumdan bahsetmek istiyor. Kimileri içinse aşırı paylaşım, kendini olduğu gibi ifade etmek ve dürüst olmak kadar basit bir konu. Ne var ki, zaman ve mekan doğru değilse bunların hiçbiri istenen sonuca ulaşma konusunda etkili değil.

Oversharing alışkanlığını durdurmak için altta yatan nedene bakmak oldukça etkili bir yaklaşım. Bu nedenler ise genellikle şu şekilde:

  • Yabancı birine bir şey anlatmanın kolay ve rahatlatıcı olması
  • Yargılanmama güvencesi
  • Zor konuları aradan çıkararak ilişkide adım atlama isteği
  • İlişki sınırlarının farkında olmama
  • Sosyal anksiyete
  • Stres
  • Yakınlık kurma
  • Onay ve ilgi ihtiyacı
  • Sosyal destek arayışı

Bunların yanı sıra; yabancı biriyle konuşmanın beyindeki ödül bölgelerini uyardığına dair çalışmalar da mevcut. Bazen de karşı tarafı rahatlatmak için hiç istemeden fazla detay verme durumu söz konusu olabilir. Neden her ne olursa olsun, kendinizi yukarıdaki senaryolardan birini yaşarken fark etmeniz, sorunu çözmek adına çok önemli.

Aşırı paylaşımı azaltma yolları

Paylaşım doğru yapıldığında, ihtiyaç duyulan onayı ve yakınlığı alarak bazı şeylerin aradan çıkmasına yardımcı olabilir. Örneğin; ilişkiden beklentileri henüz ilk aşamada netleştirmek veya bazı temel hayat görüşlerini paylaşmak, ortak paydada buluşmak anlamına gelebilir. Ama ne yazık ki bu tür bir örnek çok nadirdir. Dolayısıyla gerekenden fazla şey anlattığınız zaman, karşı taraf üzerinde “otantik insan” izlenimi bırakmak yerine onu kendinizden uzaklaştırmanız çok daha büyük bir olasılıktır.

Yeterli zaman ve çabayla siz de etkili bir konuşmacı olabilirsiniz. İşte bunun için deneyebileceğiniz yöntemlerden bazıları:

1. Konuşmadan önce düşünün.

Aşırı paylaşım, genellikle iyice düşünülmeden yapılan konuşmalardan kaynaklanır. Biri size bir şey sorduğu zaman anında cevap verme gibi bir zorunluluğunuz yoktur. Ne diyeceğinizi bilmediğiniz anlarda “Biraz düşünmeme izin ver” diyerek vakit kazanabilir ve düşüncelerinizi toparlayabilirsiniz.

2. Onun da konuşmasına izin verin.

Başarılı bir ilk buluşmada konuşmanın çift taraflı gerçekleşmesi beklenir. Çünkü konuşan taraf sadece sizseniz, gün sonunda vermeniz gerekenden daha fazla bilgi paylaşmış olursunuz. Bunu önlemek için kendi konuşma sürenizi kısıtlayabilir, böylece konuşmaya denge getirebilirsiniz.

3. Karşınızdakini dinleyin.

Konuşmanın akıcı şekilde sürmesi için karşı tarafı aktif olarak dinlemek çok önemlidir. Bu yöntem, odağın tek tarafa kaymasını önleyerek daha keyifli vakit geçirmeye yardımcı olur. Ayrıca karşınızdaki kişiyi tanımak için de söylediklerini dinlemenizde fayda vardır. Ona dediklerini dinlediğinizi göstermek için ufak mimiklerden ve baş hareketlerinden faydalanabilirsiniz.

4. Alakalı sorular sorun.

Söylenenlere alakalı şekilde yanıt vermek ve sorular sormak randevuyu canlı tutar. Karşınızdakinin kendisiyle ilişkilendirebileceği şeyler söylemek ilginin dağılmamasına da yardımcıdır. Konuşmanın daha doğal şekilde akmasını sağlayarak aşırı paylaşım durumlarını önler.

5. Konuşmamanız gereken konuları belirleyin.

Aşırı paylaşımı önlemek için deneyebileceğiniz bir diğer yöntem ise randevu öncesinde kendinize bir yasaklar listesi oluşturmak olabilir. Eğer oversharing sorununuz olduğunu fark ettiyseniz, buluşmaya gitmeden önce kesinlikle anlatılmayacaklar hakkında notlar alabilirsiniz. Böyle bir ön planlama sayesinde buluşma sırasında çok daha dikkatli ve özenli davranmış olursunuz.

Aşırı paylaşım, zaman zaman hepimizin yaptığı bir şey olabilir. Sonuçta bir şeyler paylaşma isteğini dizginlemek, kendinizi veya dürüstlüğünüzü sakladığınız anlamına gelmez. Daha çok, neyi ne zaman deme özgürlüğünün elinizde olduğunu gösterir. Bu nedenle mahrem ayrıntılara girmeden özgün olmaya devam edebilir ve gayet etkili bir ilk izlenim oluşturabilirsiniz.

Bunlar da ilginizi çekebilir; İlk buluşmada yapılabilecekler ve yapılmaması gerekenler, Ölümcül çekimler nedir, neden deneyimlenir?

Kaynaklar: nytimes, psychologytoday, betterup

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale