X

İlahi nizam ve kainat 8: Ve insan, ölümü deneyimledi!

“Diyorlar ya, korkar mısın ölmekten?
İnsan hiç korkar mı yalan bir ömrün ardından tadacağı tek gerçekten…”
Mevlana Celaleddin-i Rumi

Ve insan ölümle buluştu. Bu hayata dair onu bu dünyaya nefes almaya bağlayan her şeyden vazgeçti. Yarının kaygılarından, çıkacağı yaz tatillerini planlamaktan, yeni bir araba almaktan, yeni bir eve sahip olmaktan, yeni bir iş kurmaktan ve insan işte bu hayattan vazgeçti…

Ne gariptir ki, ölüm geldiğinde öylece karşısında durdu, sadece onun için gelmişti. Başka zaman insan yalnız kalmaya can atarken, ölüm geldiğinde ne yazık ki kimseyi yanına alamayacağını, kimseden destek isteyemeyeceğini yine tek başınayken anladı… Ve ölüm ona uygun olan hikaye oldu; hasta yatağında geldi onu bulmaya veya çok hızlı araba kullandığı bir anda, sevdiği kadının kollarındayken veya sadece torunlarıyla güzel bir gün geçirmişken… Ölüm ona uygun olan anı bulacaktı, ne bir fazla, ne bir eksik…

Bugün bu yazımda sizinle birlikte ölüm kavramına bakalım istiyorum. Kendi ölümünüzü düşündünüz mü? Ölümün ne ve neden olduğunu? Neden doğum kadar özel olduğunu? Neden herkes için farklı bir hikaye ile tezahür etmekte olduğunu? Neden hayat kadar canlı olmanın, ölüm kadar soğuk olmakla son bulduğunu? Neden Tanrı’nın insan olanlar için ölümü yarattığını? Bitkiler ölebilir, hayvanlar ölebilir ama ya insan? İnsan neden aynı son ile bu dünyadan göçüp gitmektedir? Peki ya ölüm bu kadar gerçekse, sonrasında insanı ne beklemektedir?

Ölüm bugün aramızda olsaydı bu sonu nasıl anlatırdı? Son nefeste insan olanların aklından ne geçer? Neyi yanlarında götürebilecekleri, neyi burada bırakabilecekleri, onları özleyecek olanlar, o gün kaç yaşında oldukları veya sadece yapamadıkları, yani zamanın yetişemedikleri? İşte ölüme dair o kadar çok cevapsız soru var ki biz bugün insan olanlar belki de bunu idrak edebilecek noktaya henüz gelemedik. İstiyorum ki bugün, bu yazımda bana eşlik eden sizler, ölüm kavramıyla, ölmek fiiliyle, ölümün varlığıyla, ölümün neden olduğuyla ve ölüm ile ilişkili olan her şey ile bir adım daha korkmadan yakınlaşın…

Gelin tüm bu cevaplanmamış soruları İlahi Nizam ve Kainat eserinden sevgili Bedri Ruhselman’ın kaleminden biraz olsun anlamaya çalışalım:

“Ölümün ardından, varlık, tabii ki serbestleşir ama, vazife planına bütün hazırlık tatbikatını dünyada henüz tamamlayamamış ise, insanlık safhasını bitirmiş sayılmaz. Dolayısıyla, her ne kadar bedenden ayrılmış ise de, o varlık, yine bir insan mertebesinde bulunmaktadır. Çünkü, ne olursa olsun, yarım kalmış işini bitirmek üzere, o tekrar dünyaya dönmek zorundadır. Ve oradaki hazırlık tatbikatını tamamlayıncaya kadar, meskeni, dünya olacaktır, maşeri planda insanlık!

İşte oraya geçen, daha doğrusu ölünce bütün tesirlerden yalıtılan insan varlığı, spatyumda bir süre geçirme zorunda kalır. Bunun da önemli nedeni vardır: Bir varlık, dünya hayatına ait planının tatbikatını yaptıktan sonra, o tatbikat sırasında kazanmış olduğu şeylerin muhasebesini yapmak, onları tümüyle kendisine sindirmek ve ma etmek amacındadır. Bunun için de bir süre inzivaya çekilmesi, kendi öz bilgilerine dönmesi, yani son dünya hayatında elde ettiği bilgiler ile eski bilgilerini karşılaştırarak onların muhasebesini yapması gerekir.

(…) İşte, ölümün ardından varlığın etraftan irtibatlarını keserek tam bir yalıtılma haline girişi, bu bilgileri rahatça hazmedebilmesi için gerekli işlemleri yapmasına, imkan verir. Şu halde, spatyum hayat, varlık için derin ve esaslı bir murakebe ve muhasebe anıdır. Ve ‘bütün bir dünya devresi boyunca devam eden insan hayatı’nın aralarına ölüm denilen fasılaların sokuşturulmasının bir nedeni de, bu imkanı sağlamak içindir.”

Ölüm belki de gözüktüğü kadar kötü değildir. Belki de bugün inandığımız gibi her şeyin hayatın hayata gelmenin ve insan olmanın sonu değildir. Belki hikaye yeniden yazılacak belki emekler yenide verilecek belki yeniden doğulup yeniden ölünebilecektir… Belki bir ağacın yaprak dökmesi yaprağını sonsuza kadar kaybetmesi demek değildir.

Belki de inandıklarımızın tam aksine, ölüm aslında hayat gerçeği ile yüzleşmektir. Belki öldükten sonra her şey devam etmektedir. Belki bu hayatta yapmış veya yapmamış olduklarımızın bağlantılar sonuçları sorguları peşimizi bırakmayacaktır… Belki de sadece yaşayıp göreceğiz, bu kadar derin düşünmeye, bu derece sorgulamaya hiç gerek yoktur…

Ve işte kainatın ayaklarına serildiği, dünyanın emrine verildiği insan, o an ölümüyle karşılaştı! Ve ölüm, yaşamına layık olacak kadar görkemli ve gerekli olmalıydı!

Ve insan, ölümü deneyimledi!

İlginizi çekebilir: İlahi nizam ve kainat 7: Ve insan, tanrıyla karşılaştı!

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale