X

İlahi nizam ve kainat 6: Sevgi, insan tekamülü için bu dünyaya indirildi

“Evrenin gizemini anlamak istiyorsanız enerji, frekans ve titreşim cinsinden düşünün.”
Nicola Tesla

Deneyimlemek için bu dünyadayız. Örneğin öfkeyi… Volkanların taşması gibi içimizden taşan enerjiyi düşünün. Bizi kızdıran, öfkelendiren her ne ise ona yönelttiğimiz o itici gücü, o yerle bir etmek, o zarar vermek isteğini düşünün. “Bunu bana nasıl yapar?” diye sorguladığımız anda sesimizin en yüksek tonuna ulaştığımızı, bağırıp çağırdığımızı, o öfke enerjisini etrafımıza nasıl dalga dalga yaydığımızı düşünün. 

Sonra diğer bir örnek var: Kıskançlık. İçimizde adeta engin bir deniz kabarır, kabarır ve öyle bir kabarır ki taşmaktan başka yolu kalmaz. Ağzımızdan dökülüverir kelimeler, “Nasıl onun olur da, benim olmaz?“, “Nasıl onu beğenir de, beni beğenmez?“, “Nasıl ona uygun olur da, bana olmaz?“, “Nasıl o kazanır da, ben kaybederim?” 

Bir diğer örneğe geçelim, biraz daha iğneyi kendimize batıralım, örneğimiz intikam hissi ve nefret duygusu olsun… İçimizi adeta bir fırtınaya çeviriverir intikam ve nefret karışımı, o yaptıklarının cezasını çekecektir, onun tüm yaptıklarının intikamı alınacaktır, eğer ben mutsuz olduysam o da mutsuz olacaktır, ben kaybettiysem o da kaybedip aynı kötü hissi, aynı kaybetme duygusunu mutlaka tadacaktır. Nefret ediyorsam elbet “haklı” (!) bir sebebi vardır. 

Ben bu yazımda bugün sizlerle birlikte dünyada deneyimleme şansımız olan belki de en yüce enerjiye dikkatle bakalım istiyorum. Bu, yukarıda anlattığımız tüm enerjilerden, tüm frekanslardan daha farklı; bu ne kıskançlık, ne öfke, ne de nefret. Bugün konumuz insan olarak bu dünyada bulunduğumuz süreçte dünyaya yansıtma şansımız olan ve bu dünyadaki tüm molekülleri belki de baştan yaratacak güçte bir enerji: Sevgi.

Sevgili Bedri Ruhselman İlahi Nizam ve Kainat isimli eserinde bakın sevgiyi nasıl yorumluyor:

Aslında dünya hayatının birçok olay ve sınavına neden olan sevgi; hem öz bilginin oluşmasında hem de vicdan gelişmesinde direk ve endirekt yollarda rol alan, en kudretli etkenlerden biridir. Sevgi olmasaydı, öz bilgiyi kazanma yolları ve vicdan mekanizmasının müspet veya menfi yönlerde sonuçlar meydana getirme fırsatları, bir hayli azalmış ve sonuç olarak, sınavlar, deneyimler, gözleler ve kıyas bilgileri imkanları iyice sınırlanmış olurdu. Çünkü sevgi; vicdanın hem üst unsurlarını destekleyerek müspet yollarda meydana getirdiği olaylarla doğrudan doğruya, yani şuurlu bir idrakle öz bilgilerin çoğalmasına yardım eder; hem de, vicdan mekanizmasının gerektiğinde alt unsurlarını tahrik edip meydana gelmelerine neden olduğu ıstıraplı ve azaplı sonuçlardan doğan kıyas bilgisi yoluyla, endirekt ve otomatik olarak, öz bilginin artmasına hizmet eder.

(…) Sevgi denince, daima onun dar manası üzerinde durmamak gerekir. İnsanların anladıkları dar manadaki sevgi, geniş bir sevgi kavramının gelişim mekanizmasında almış olduğu büyük rolünün –önemli olmakla birlikte– küçük bir kısmıdır. Yani, bizim burada kastettiğimiz sevginin sonsuz yanlar ve şekilleri vardır.

(…) Sevgi, herhangi bir şeye karşı duyulan çekilimdir. Dünyada her şey, her realite; yerine ve kişisine göre, – her gelişim kademesinde bulunan – insanlar ve varlıkları çeşitli tarzlarda kendisine çekebilir. Dolayısıyla, her kademede, her şeye karşı sevgi duyulabilir. İşte sevgi, bu kadar genel ve kapsamlı bir konudur. Maddelerin birbirine karşı göstermiş oldukları fizikokimyasal ilgiler dahi, yüksek varlıklarda görülen sevginin belki en maddi ve ilkel bir hazırlığıdır ki, bu, o safhadaki varlıkların kendilerine özgü ihtiyaç ve zorunluluklarının birer icabıdır.

(…) Mesela, sevgiyle, bir insana yardım edilir, denize düşen birisini kurtarmak için fedakarlık yapılır, aç kalan bir kimse doyurulur, ağlayan gözyaşları dindirilir ve bütün bunların sonunda, insana bir ferahlık, bir huzur hatta mutluluk duygusu gelir.

Bu hali ile sevgi enerjisi insan için dünya üzerinde doğanın her noktasından buram buram örneklerle yansır; bitkiler sadece başkasının kullanacağı oksijeni durmadan, bıkmadan, kıskanmadan üretir, güneş o muhteşem enerjisini sevgiyle, düşünmeden, fedakarlıkla her gün bize göndermektedir, yüksek ağaçlar boyu yetmeyenlere gölge eder, meyveler ihtiyacı olan canlılar için yetişir, dünya beklentisizce döner güneş etrafında ve o muhteşem ilahi nizama göre bir tırtıl sırf doğanın akışı bozulmasın diye kelebeğe dönüşür ve bir gün daha göremeyeceği çiçekleri döller, yağmur insanlar beslensin diye toprağa can olur, ıslatır, kuraklığını alır. Ve işte tüm bunlara, bunca saf, karşılıksız, koşulsuz ve beklentisiz sevgilere rağmen, biz insanlar azıcık olsun sevgiden nasibimizi alamamışızdır.

Bugün birlikte soralım istiyorum kendimize, sevgilerimiz hangi şartlara bağlı, daha çok paraya mı, daha çok inanca mı? Beklentiler sevgi olarak mı yer alıyor hayatımızda, eğer sever gibi gözükürsem benim yanımda kalır, onu seviyormuş gibi yaparsam daha iyi bir konuma yükselebilirim diye mi düşünmekteyiz için için? Sevgiyle vermemiz için mutlaka karşılığında para mı kazanmalıyız? Bu da yetmezmiş gibi sırf herkes bizi alkışlasın diye mi yardım eli uzatmaktayız ihtiyacı olanlara?

Peki o zaman bir kez daha soralım, sevgi bu evrenin neresinde? Gerçek sevgi, saf akış, o ilahi enerji, gerçekten insan tekamülünün bir parçası olmak üzere bu dünyaya indirildiyse, bu sevgi bugün nerede?

İlginizi çekebilir: İlahi nizam ve kainat 5: Evrenin realitesi insan

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale