X

Sürdürülebilirliği pekiştiren iklim teknolojisi girişimleri

İklim değişikliğinin etkilerinin her geçen gün daha keskin bir şekilde hissedildiği bir dönemde yaşıyoruz. İçinde bulunduğumuz dönem, hem bireysel hem de toplumsal sürdürülebilirlik adımlarına ihtiyaç duyuyor. Bu noktada da cesur ve inovatif çözümlerle global çevresel sorunlara odaklanan girişimler ön plana çıkıyor. Bu girişimler, çeşitli teknolojilerle karbon ayak izini azaltarak çevresel dayanıklılığı artırmayı hedefliyor. Bu yazımızda, pratik ve ölçeklenebilir çözümler sunarak sürdürülebilirliği somutlaştıran beş iklim teknolojisi girişimini derinlemesine inceliyoruz.

ZeroAvia

Kaynak: zeroavia.com

2018’de kurulmuş olan ZeroAvia, tren ve otobüsün yaklaşık beş katı karbondioksit yayan uçak yolculuğuna yoğunlaşıyor.

ZeroAvia, ulaşım sektöründe yer alan bir iklim teknolojisi girişimi olarak karşımıza çıkıyor. Spesifik olarak havacılığa odaklanan bu girişim, uçak yolculuklarına bağlı karbon ayak izini azaltmayı hedefliyor. Girişim, hedefi doğrultusunda mevcut ticari uçaklar için tam hidrojen elektrikli motorlar geliştiriyor. Ayrıca, girişimin hidrojen elektrikli hava taşımacılığı uygulamaları için hidrojen ve elektrikli itici güç bileşenleri sunduğunu da belirtmeliyiz. ZeroAvia, çözümleriyle karbon ayak izini azaltmayı amaçladığı gibi maliyetleri düşürmeyi ve daha sessiz bir ulaşım sektörü yaratmayı da istiyor. Girişimin 2019’da dünyanın ilk sıfır emisyonlu uçuşunu gerçekleştirdiği biliniyor. Bu uçuş 6 kişilik kapasiteye sahip bir uçakla gerçekleştirilmiş olsa da sürdürülebilir bir havacılık sektörü için önemli bir adım olarak o dönemde kendisini belli etti.

Seri D finansmanda bulunan ZeroAvia, son yatırım turunda 150 milyon dolarlık bir yatırım alarak toplam fon miktarını 297 milyon dolara ulaştırdı. Girişim, teknolojisi aracılığıyla 2040’ta 200’den fazla insan kapasitesine sahip uçakların sıfır emisyonlu uçuşlar gerçekleştirmesini hedefliyor.

CarbonCapture

2019 kuruluşlu CarbonCapture, Dünya Ekonomik Forumu tarafından 2023’te Teknoloji Öncüsü Ödülü’ne layık görülen bir girişim olarak karşımıza çıkıyor.

CarbonCapture, DAC olarak bilinen doğrudan hava yakalama teknolojisine yenilikçi bir perspektifle yaklaşıyor. Bu iklim teknolojisi girişiminin DAC sistemleri, soğutulduğunda atmosferdeki karbondioksiti emen ve ısıtıldığında da serbest bırakan katı sorbentler kullanıyor. Bu sayede, yakalanan karbondioksit daha sonra kalıcı olarak yer altında depolanabiliyor ya da sürdürülebilir yakıtlar, düşük karbonlu beton veya diğer değerli endüstriyel ürünlerin yapımında kullanılabiliyor. Buna ek olarak, bahsi geçen sistemler havadan damıtılmış temiz suyu da yakalayarak ikili bir işlevsellik sunuyor.

Seri A finansmandaki CarbonCapture, son yatırım turunda 90 milyon dolarlık bir yatırım alarak toplam fon miktarını 134 milyon dolara yükseltti. Microsoft, Meta ve Shopify gibi büyük şirketlerin güvendiği girişim, tasarlayıp ürettiği DAC sistemleriyle ölçeklenebilir iklim çözümlerine imza atıyor.

Aigen

Kaynak: aigen.io

Aigen, 2020’de pestisit kullanımına bağlı hastalıklarla mücadele eden iki başarılı girişimci tarafından kuruldu. Bu girişim, gıda sektöründeki sürdürülebilirliğe yoğunlaşarak temelde günümüzdeki pestisit krizine yönelik önemli çözümler sunuyor.

Aigen, yiyeceklerde zararlı kimyasalların olmadığı bir gelecek inşa etmeyi hedefliyor. Girişim, hedefi doğrultusunda tamamen elementlerle çalışan dünyanın ilk yapay zeka destekli tarımsal robotik hizmetini sunuyor. Bu hizmet, hem çiftçilerin huzur içinde işlerini yapmalarına hem de tüketicilerin pestisitlerden korkmadan satın aldıkları meyve ve sebzeleri yemelerine yardımcı oluyor. Aigen’in otonom robotları, herbisitlere karşı dirençli yabani otları hassas toprak vuruşlarıyla ortadan kaldırıyor. Bu robotlar sayesinde tarımda kimyasal maddelerin kullanımına olan bağımlılığın önüne geçiliyor ve tarımsal verimlilik artırılıyor. Aynı zamanda, girişimin teknolojisi sayesinde gıda sektörüne daha başlangıç noktasında sürdürülebilir bir bakış açısıyla yaklaşılabiliyor.

Toplam fon miktarı 18.1 milyon dolar olan Aigen, ‘’yapay zeka destekli tarım’’ kavramını ortaya atarak iklim teknolojisi alanındaki konumunu her geçen gün sağlamlaştırıyor.

NovaSpark Energy

2022 kuruluşlu NovaSpark Energy, havacılık, savunma ve enerji sektörlerinde ön plana çıkıyor.

NovaSpark Energy, dünyanın ilk mobil hidrojen üretim mikro şebekesini ve yakıt sistemini tanıtmış iklim teknolojisi girişimi olarak biliniyor. Bu girişim, güç üretimini ve enerjiye erişimi kökten değiştiren bir anlayışı benimsiyor. Sıfır emisyonla temiz elektrik üreten girişim, geliştirdiği hidrojen jeneratörleriyle fosil yakıtlara olan bağımlılığı önemli ölçüde azaltıyor. Girişim, geleneksel enerji altyapısından farklı olarak uzak ve yetersiz hizmet alan bölgelere ölçeklenebilir ve taşınabilir enerji çözümleri sunuyor. Bu sayede, hayvanlardan bitkilere kadar tüm canlılara zarar veren dizel jeneratörlere ve kapsamlı şebeke genişletmelerine olan ihtiyaç azaltılıyor. Aynı zamanda, girişimin yalnızca su buharı yayan jeneratörleri sayesinde elektriğe erişimin hayati önem taşıdığı doğal afetler gibi acil durumlarda temiz ve sürdürülebilir bir şekilde enerjiye ulaşılıyor.

Toplam fon miktarı 200 bin dolar olan NovaSpark Energy, uluslararası iş birlikleri yaparak dünya çapında temiz enerjiye geçişi hızlandırmayı amaçlıyor.

Sandbox Carbon

Kaynak: sandboxcarbon.com

2022’de kurulmuş olan Sandbox Carbon, çözümüyle emisyonları azaltmanın çöpü dışarı çıkarmak kadar kolay olduğunu belirtiyor.

Sandbox Carbon, Carbon Dumpster isimli bir teknoloji geliştiriyor. Bu karbon yakalama teknolojisi, temelde küçük ve orta ölçekli işletmelere hitap ediyor. Girişimin çözümü, kazan, fırın, davlumbaz ve jeneratör gibi emisyon kaynaklarına bağlanarak atmosfere ulaşmadan önce karbondioksiti yakalıyor. Bir çöp ve geri dönüşüm hizmeti gibi çalışan bu teknoloji, inşaat sahalarında, ticari binalarda, jeneratörlerin bulunduğu lokasyonlarda ve fosil yakıtların kullanıldığı her yerde kullanılabiliyor.

Toplam fon miktarı 180 bin dolar olan Sandbox Carbon, elektrifikasyondan ve hidrojenden daha düşük dağıtım ve işletme maliyetine sahip ölçeklenebilir sistemiyle iklim teknolojisi alanında ön plana çıkıyor.

 

Kaynak: TechRound, Visible, Crunchbase, PitchBook, Tracxn

 

İlginizi çekebilir: Sürdürülebilirlikte öne çıkan 2025 wellness trendleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale