X

İklim değişikliğinin ormanlar üzerindeki etkisi: Ormanlar neden yanıyor?

Ormanlar; mavi ve yeşil gezegenimize yeşil rengini veren, soluyacak oksijeni, içilecek temiz suyu, yenecek besinleri bize karşılıksız sunan, karadaki en büyük oksijen üretimini sağlayan büyük ekolojik yapılardır. Orman sadece ağaç demek değildir, otsu gövdeli bitkiler, çalılar, mantarlar, mikroorganizmalar, böcekler ve çeşitli hayvanlar birlikte ormanı oluşturur.

Ne yazık ki, son zamanlarda ormanlar ve içindeki tüm bitki ve hayvanlar can çekişerek yok olma tehlikesi ile karşı karşıyalar. Orman yangınları her zamankinden daha büyük, daha uzun süreli, daha durdurulamaz bir hale geldi. Bu durumu engellemek ve tahribatı düzeltip eskisinden daha iyi duruma getirmek için yapabileceğimiz çok şey var. Fakat eyleme geçmeden önce, orman yangınlarındaki bu ani artışın sebeplerini bilmemiz ve ormanların biz ve dünyamız için ne kadar önemli olduğunu yeniden hatırlamamız gerekiyor.

Oksijen üretirler

Ormanların yaptığı belki de en önemli iş, oksijen ve karbondioksit dengesini sağlamaktır. Yeşil bitkiler gün ışığında havadaki karbondioksiti tüketerek oksijen üretirler. Yetişkin ve yeşil yapraklı tek bir ağaç, büyüklüğüne ve türüne göre değişmekle birlikte, yaklaşık 2-10 kişinin bir günde ihtiyaç duyacağı oksijeni üretebilir. Oksijen soluyarak hayatta kalan biz ve bizim gibi pek çok canlı için ormanlar vazgeçilmezdir.

Canlılara yuva olurlar

Gezegenimizde yaşayan canlıların yarısının, karada yaşayan canlıların da yaklaşık %80’inin yaşam alanı ormanlardır. Ormanlar dünyadaki yaşama ev sahipliği yaparlar, canlılar için korunaklı yaşam alanları, temiz su, temiz hava ve yiyecek kaynakları sunarlar.

Sıcaklığı dengelerler

Ağaçlar kendi besinlerini üretebilmek için güneş ışığına ihtiyaç duyarlar. Dolayısıyla da ışığa ulaşabilmek için uzar, dallanır ve budaklanırlar. Ağaçların uzayarak boyuna ve dallanarak enine büyümeleri, yüzeyin gölgede kalmasını sağlar. Yeşil yapraklar üzerinde bulunan ve stoma adı verilen gözenekler ile dışarı su buharı atarlar. Bu da ağaç altlarının her zaman diğer yerlerden daha serin olmasını sağlar. Sadece ağacın gölgesi değil, ağaçlık alanların yakınında bulunan yerler için de sıcaklık dengesi korunur. Bu sayede yakınında orman bulunan yerleşim yerleri de aşırı sıcak ve soğuk havalardan daha az etkilenirler.
Ormanlar sadece bizi ve evlerimizi değil, tüm dünyamızı aşırı ısınmaktan ve soğumaktan korurlar. Küresel ısınmaya sebep olan karbondioksitin emisyonunu yaparak atmosferdeki karbondioksiti azaltır ve sera etkisinin oluşmasını engeller.

Yağmur bulutlarını çekerler

Büyük ormanların terleme yoluyla atmosfere saldıkları su buharları, yağmur bulutlarının oluşmasına katkı sağlar ve bölgenin sürekli yağış almasına yardımcı olur. Ormanlara yakın tarım arazileri genellikle yağış sıkıntısı çekmezler. Yakınındaki tarım arazilerinin düzenli bir şekilde yağış almasını sağlayan Amazon ormanları buna iyi bir örnektir.

Toprağın su emme gücünü artırırlar

Ağaçların bol olduğu toprakların suyu emme kapasitesi çok daha yüksektir. Çünkü ağaç kökleri, suyun toprak yüzeyinde kayıp gitmesine izin vermeyerek toprak tarafından emilmesini sağlar. Bu durum, gelen sudan daha fazla verim alınmasını sağlar ve özellikle aşırı yağışlı mevsimlerde sel oluşumunu engeller. Köklerden geçen suyun fazlası yeraltı su depolarına damlar ve bu depolarda içilebilir temiz su depolanır.

Rüzgara karşı koyarlar

Atmosferdeki sıcaklık farkı nedeniyle oluşan rüzgarlar kimi zaman fazlasıyla şiddetli olabilir. Ormanlar gibi sık ağaçlık bölgeler bu rüzgarların şiddetini tamponlarlar. Böylece kanatlı hayvanların hareketleri kısıtlanmaz, arılar tarafından yapılan tozlaşma engellenmez ve ormanların yakınındaki tarım arazileri zarar görmez.

Toprak bütünlüğünü korurlar

Ağaçların uzun ve güçlü kökleri, toprağı tıpkı bir ağ gibi sarar ve toprağı yerli yerinde tutar. Toprak kayması, erozyon ve güçlü rüzgarların neden olduğu toprak erozyonu gibi afetler ormanlık alanlarda görülmez.

Toprağı ve havayı temizlerler

Ağaçlar, toprağa karışan toksinleri emerek topraktan uzaklaştırabilir veya toksinleri bozarak zararlarını azaltabilirler. Böylece hem toprak, hem de yolu o topraktan geçen su kaynakları temizlenmiş olur. Sadece kökleri değil, ağaçların yaprakları da toksin yakalamak konusunda başarılıdır. Havadaki kükürt dioksit, azot dioksit ve karbon monoksit gibi zehirli gazlar ile toz gibi minik katı partikülleri yakalayarak havayı solunmaya uygun hale getirirler.

Çığ tehlikesine engel olurlar

Yağan kar ağaç köklerine ve dallarına takılarak tek bir noktaya yığılmaz, orantılı bir kar kütlesi dağılımı sağlanır. Kökler kar birikintilerini tutarak kaymasına engel olur, böylece çığ oluşumu önlenir. Ayrıca havaların ısındığı ilkbahar aylarında karların erime hızı dengelenir ve sel oluşumu engellenir. Yavaşça eriyen kar toprak tarafından emilir, yeraltı kaynaklarına karışır ve yağışın tamamı verimli şekilde kullanılmış olunur.

Orman yangınları son yıllarda neden artış gösterdi?

Son kırk yıldır dünyanın her yerinde hem orman yangınlarında hem de yangınların şiddetinde ciddi bir artış var. Yangının yayılma hızı saatte 10 km’ye kadar yükselmiş durumda. Yangınların yılın belirli dönemlerinde daha fazla ortaya çıktığı “yangın sezonu” süresi de daha uzun sürmeye başladı. Her yıl bir önceki yıldan daha fazla yangın haberleri ile karşılaşıyoruz. Fakat özellikle bu yaz, ülkemizde her gün, her bölgede büyük çapta orman yangınlarına ve ağaçların tahrip edildiğine tanık olduk. Durum öyle tehlikeli bir hal aldı ki, dünyanın en büyük ormanı olan Amazon Ormanları bile ilk defa yangın sebepli yok olma tehlikesi ile karşılaştı ve yangın çıkacağını en son düşüneceğimiz Kuzey Kutbu’nda bile bazı bölgeler yangınla tanıştı.
Peki, neden orman yangınlarında ciddi bir artış var? Ne değişti? Cevap: İklimler.

Yıllardır bilim insanlarının temiz su kaynakları, ekolojik dengenin bozulması, ozon tabakasının zarar görmesi ve iklim değişikliği ile ilgili uyarıları, bu uyarıları ciddiye alması gereken devletler ve kurumlarca hiç ciddiye alınmadı. Şimdi, yapılan bu hataların sonuçları ile hepimiz baş etmek durumdayız. İklim değişti. Türkiye’nin bir yerinde sıcaklıklar 50°C’yi zorlarken başka bir yerinde yaz ortasında dolu yağabiliyor. Güneydoğu’da toprak susuzluktan çatlarken Kuzeybatı’da sel felaketi şehirleri harap ediyor. İklim değişikliği şimdiye dek hiç bu kadar göze batmamıştı.

İklim değişikliği orman yangınlarına sebebiyet veriyor, orman yangınları da ilkim değişikliğinin hızlanmasına sebep oluyor. Bunu destekleyen çok sayıda bilimsel araştırma mevcut. Atmosferde artan karbondioksit miktarı ve diğer istenmeyen gazlar, sera etkisine neden oluyor. Sera etkisi nedeniyle dünya serinleyemiyor, küresel sıcaklık artıyor. Sera etkisinin sonucu olan bu aşırı sıcak ve kuru hava, yangın ormanlarının daha erken başlamasını ve daha uzun sürmesini tetikliyor. Yangın sonrası havadaki karbondioksiti emecek daha az sayıda ağaç kalmasıyla karbondioksit oranı artıyor ve sera etkisi daha şiddetli hale geliyor. Bir nevi birbirinden beslenen felaketler dizisi.

Bu döngüyü kırmayı başaramazsak, ileride nefes alacak oksijeni makinelerle kendimiz üretmek zorunda kalacağız. Oksijeni halletsek bile; ya yağmur bulutları? Ormanda yaşaması gerekirken yok olan canlılar? Yer altı su kaynakları? Ormanların yok olmasının sadece oksijensiz kalmak değil, pek çok önemli konuda sonuçları ve akla gelmeyecek yan etkileri olacaktır. Gezegenimiz ve kendimiz için, ormanlarımızı korumak, onlara sahip çıkmak zorundayız.

Kaynaklar

https://www.yeniasya.com.tr/dunya/orman-yanginlarinin-baslica-nedeni-iklim-degisikligi_471908
http://www.sivilsayfalar.org/2018/08/06/avrupa-iklim-degisikligi-nedeniyle-cikan-orman-yanginlariyla-yaniyor/
https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/orman-yanginlari-kuresel-iklim-degisikligine-neden-oluyor/1567088
http://www.sivilsayfalar.org/2018/09/25/iklim-degisikliginin-orman-yanginlarina-etkisi-bilimsel-makaleler/
http://www.cevrebilinci.com/ormanlarin-faydalari/

İlginizi çekebilir: Çevre bilinci kazanmanın en keyifli yolu: Mutlaka okumanız gereken 24 ekoloji ve çevre kitabı

Çağla Lotinac Akman: AgeSA'da birikim ve güvence danışmanı ve çevre aktivisti. Hafta içi 9-5 danışanlarına finansal danışmanlık vererek insanları daha varlıklı hale getirmek, hafta sonu da deniz kenarında sabah koşusu yapıp koşarken kumlardaki çöpleri toplayıp ayrıştırmak en büyük hobileri arasında. Uplifers'ta 2018'den beri çevre kirliliği, sıfır atık, gezegen dostu yaşam, koşu, kişisel finans ve bütçeleme konularında yazılar hazırlamakta, gezegenimiz için farkındalık yaratmayı ve finansal okur yazarlığı arttırmayı hedeflemektedir. Kendisine ulaşmak ve ücretsiz finansal danışmanlık almak için: (0530)-767-24-64.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale