X

İçeride neler oluyor: Polivagal Teori nedir?

Daha öncesinde sizlere sinir sisteminden çok kez bahsettiğim yazımlarım oldu okuyanlarınız vardır, okumayanlarınız da aşağılarda yazıları bulabilir. Bugün de sizlere sinir sistemi ve psikoloji alanında önemli bir teori olan Polivagal Teori’den bahsetmek istiyorum. Dr. Stephen Porges tarafından 1994 yılında öne sürülen ve vagus sinirinin otonom sinir sistemi üzerindeki karmaşık etkilerini açıklayan bir teoridir. Porges, teorisini hem evrimsel hem de nörobiyoloji alanındaki gözlemlerine dayandırmaktadır. Bu teori, sinir sisteminin nasıl tepki verdiğini ve kişinin stres, güvenlik, sosyal etkileşim ve iyileşme durumlarını nasıl düzenlediğini anlamak için bir çerçeve sunar. Polivagal Teori, özellikle travma, stres ve sosyal davranışlar üzerine yapılan çalışmalarda önemli bir model haline gelmiştir.

Polivagal Teori’nin temel bileşenleri

Polivagal Teori, otonom sinir sisteminin (OSS) üç ayrı devreden oluştuğunu ve bu devrelerin evrimsel gelişime bağlı olarak farklı işlevler ve tepkiler sağladığını öne sürer:

1. Ventral Vagal Kompleks (VVC):

  • Konum: Beyin sapının ventral (ön) kısmından çıkar ve yüz kasları, kalp, akciğerler gibi organlara gider.
  • İşlev: Sosyal bağlantı ve güvenlik durumlarında aktif hale gelir. “Sosyal etkileşim sistemi” olarak da adlandırılır. Yüz ifadesi, ses tonu ve göz teması gibi sosyal sinyalleri düzenler. Güvenli ve destekleyici bir çevrede, ventral vagal kompleks aktive olur ve bireyler kendilerini güvende hisseder, kalp atışlarımız ve nefes alıp verişimiz regüledir, birey sosyal ilişkilerde başarılı olur ve sakin kalır.

2. Sempatik Sinir Sistemi (SSS):

  • Konum: Omurilik boyunca ve çeşitli gangliyonlarda yer alır.
  • İşlev: Tehlike ve tehdit algılandığında “savaş ya da kaç” yanıtını tetikler. Sempatik aktivasyon, kalp atış hızını artırır, kasları gerer, ve bedeni harekete hazırlayarak hayatta kalma mekanizmalarını devreye sokar. Sempatik sistem aktivasyonu, yüksek enerji gerektiren ve dikkat isteyen durumlar için tasarlanmıştır.

3. Dorsal Vagal Kompleks (DVC):

  • Konum: Beyin sapının dorsal (arka) kısmından çıkar ve sindirim sistemi gibi organlara gider.
  • İşlev: Aşırı tehdit ve kaçınılmaz tehlike algılandığında “donma” veya “çökme” tepkisini başlatır. Bu durum, kalp atış hızının ve solunumun düşmesine, sindirim sisteminin yavaşlamasına ve bazen de tamamen durmasına yol açar. Genellikle travma ya da aşırı stres altında, bireyin kendini korumak için “donması” veya çevreden çekilmesi gibi tepkilerle ilişkilidir.

Polivagal Teori’nin öne çıkardığı kavramlar

  • Nörovejetatif Hiyerarşi: Polivagal Teori, otonom sinir sisteminin bu üç devresinin bir hiyerarşi içinde çalıştığını savunur. İlk olarak, güvenli ve sosyal bir çevrede ventral vagal sistem aktive olur. Eğer tehdit algılanırsa, sempatik sistem devreye girer. Eğer tehdit çok yoğun ve kaçınılmazsa, dorsal vagal kompleks aktive olur ve birey donma tepkisi verebilir.
  • Sosyal Katılım Sistemi: Polivagal Teori, sosyal etkileşimlerin otonom sinir sistemi düzenlemesinde kritik bir rol oynadığını belirtir. Güvenli ve destekleyici sosyal etkileşimler, ventral vagal tonun artmasına ve dolayısıyla daha sağlıklı bir fizyolojik duruma yol açar.
  • Vagal Brake (Vagal Fren): Vagal fren kavramı, vagus sinirinin kalp atış hızını düzenlemesini ifade eder. Güvenli bir durumda, vagal fren kalp atış hızını düşürür; tehdit algılandığında ise vagal fren kaldırılır ve kalp atış hızı artar. Bu, bireyin çevresel tehditlere hızlıca tepki vermesini sağlar.

Polivagal Teori’nin uygulama alanları

Polivagal Teori, travma tedavisi, psikoterapi ve stres yönetimi gibi alanlarda çeşitli uygulamalara sahiptir:

  • Travma Terapisi: Teori, travmatik deneyimler sonrası donma veya savaş/kaç tepkilerinin nasıl tetiklendiğini anlamak için bir çerçeve sunar. Terapistler, danışanların sinir sistemi tepkilerini daha iyi anlamalarına ve düzenlemelerine yardımcı olmak için polivagal ilkeleri kullanabilir.
  • Psikoterapi ve Danışmanlık: Polivagal Teori, duygusal düzenleme, sosyal bağlantı ve güvenlik hissinin artırılması için kullanılan çeşitli tekniklerin temelini oluşturur. Terapistler, bireylerin sosyal katılım sistemlerini yeniden aktive etmelerine ve vagal tonlarını artırmalarına yardımcı olabilir.
  • Stres Yönetimi ve Mindfulness: Polivagal Teori, mindfulness, nefes egzersizleri ve beden farkındalığı gibi uygulamaların, ventral vagal sistemi aktive ederek stres ve kaygı düzeylerini nasıl azaltabileceğini açıklar.

Polivagal Teori, sinir sisteminin işleyişi ve duygusal sağlığı üzerindeki karmaşık etkilerini anlamak için önemli bir model sunar. Bu teori, güvenlik ve tehdit algısının biyolojik temellerini ve sosyal bağlantının fizyolojik sağlık üzerindeki önemini vurgulayarak hem bilimsel hem de klinik alanlarda önemli bir etkiye sahiptir.

Yaşanılan pek çok duygu durumu ve olumlu olumsuz çevresel etkenler bu yapı sistemlerinde pozitif ve negatif etkiler oluşturabilir, bunların bazen farkına varabilirsiniz, bazen farkına varmayabilirsiniz ya da farkına varsanız bile bu tepkileri kabul edip, değiştirme konularında zorlanabilirsiniz. Bu sistem gündelik hayatımızda bütün davranışsal ve duygusal durumlarımız üzerinde tepkiyi oluşturur, aynı zamanda, nefes düzenimizi, kalp atım ritmini, sindirim sistemini ve daha pek çok psikosomatik reaksiyonlar üzerinde de etki yaratabilir.

Olaylar karşısında verdiğiniz tepkilerde normal olmadığını düşünüyorsanız, saydığım sistemler veya çözüm bulamadığınız farklı fiziksel problemleriniz varsa fiziksel veya psikolojik olarak doğru bir sinir sistemi regülasyonuna ihtiyacınız olabilir. Özellikle de tüm dünya ve ülkemizin geçmiş olduğu zorlu günler içerisinde psikolojik ve fizyolojik sağlımızı korumak günden güne zorlaşmaktadır. Bu noktada beden işleyişimizin en önemli sistemlerinden biri olan sinir sistemi üzerine yapacağınız her türlü çalışmanın bedeninizde her anlamda çok büyük pozitif değişiklikler yapacağına emin olabilirsiniz. Yolunuza ışık olması dileğiyle…

İlginizi çekebilir: ‘Çözemedim ben bu işi’

Mert Bağ: Merhabalar, ben Mert Bağ. Erken yaşlarda ilk olarak voleybol branşını hayatıma kattıktan sonra basketbolla tanıştım ve uzun yıllar basketbol ve voleybol branşlarında çeşitli takımlarda oynadım. 2012 yılında aktif sporculuk hayatımı bırakarak, Marmara Üniversitesi Spor Yöneticiliği bölümünü bitirdim. Üniversitedeyken pazarlama, iletişim ve psikoloji alanlarında daha çok uzmanlaşmaya çalıştım ve birçok farklı spor branşını da tecrübe etme şansı buldum. Kısa bir süre spor pazarlaması alanında çalıştıktan sonra, 2017 yılından itibaren insan bedeni üzerine egzersiz, nefes, fiziksel ve zihinsel beden travmaları gibi alanlarda yurt içinden ve yurt dışından eğitimler alarak bu alanlarda çalışmaya ve kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Kendi bedensel travmalarımı çözmek adına çıktığım bu yolculukta çok fazla farklı keşiflerin içerisinden geçtim ve insanı anlamaya dair her bilimsel alanın içerisinde dolanmaya çalışıyorum. O yüzden burada yazmaya, sizlerle paylaşmaya çalışacağım şeylerde kendi geçtiğim yollardan, bu yolda karşılaştığım farklı öğrencilerim ve danışanlarımla tecrübe ettiğimiz deneyimlerden, araştırmış olduğum farklı konulardan bahsetmek olacak. Bir gün psikoloji ile ilgili bir yazıya denk gelmişken, bir sonraki yazıda egzersiz, bir sonrakinde biyolojiden, bir başka yazıda nefesten bahsetmiş olabilirim sizlere, insanın işleyişi ve bağlantılı olduğu veya yoldayken karşılaşmış olduğum ne varsa bütün bu deneyimleri sizlerle paylaşacağım. Bu uzun ince karışık bir adamın insanı, işleyişi ve evreni keşfetmek adına çıkmış olduğu bir serüven, bu serüvenin içerisinde durağımız şu anda burası. Burada olmaktan umarım siz de keyif alırsınız.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale