X

Huzurlu bir hayata kavuşmanızı engelleyen 7 düşünce şekli

“Hiçbir servet huzurlu bir zihinden daha değerli değildir.”

Günümüzde farklı çevresel faktörlerden dolayı huzur, ulaşılması en güç şeylerden biri haline geldi. Sosyal medyanın ve hızla artan tüketimin, zamanla mutluluk ve huzur algısını değiştirmeye başlamasıyla, eskiden bizi mutlu eden şeyler, artık mutlu etmemeye, yetersiz gelmeye başlıyor. Dolayısıyla biz eskiden bizi mutlu eden şeylere tutunarak yaşadığımızda büyük hayal kırıklıklarıyla karşılaşabiliyoruz. Peki aradığımız huzura kavuşmamıza ne engel oluyor? Bu noktada neyi ya da neleri değiştirmeliyiz?

İşte “her şeye rağmen” daha huzurlu bir hayata kavuşmak için kurtulmanız gereken düşünce şekilleri:

“Para varsa mutluluk var”
Parayla çok güzel şeyler satın alabilirsiniz ama ama huzura kavuşamazsınız; çünkü para beklentilerin artması demektir ve beklentileriniz ne kadar artarsa o kadar mutsuz olursunuz.

Hayat amacı daha fazla para kazanmak olan insanları düşünün. Onları ne zaman hiçbir şey düşünmezken gördünüz?

Kendinize koyduğunuz hedefler ve uğruna çabaladığınız amaçlar, motive ve enerjik hissetmenizi sağlar. Ancak kimi zaman bu bu amaçlar şekil değiştirerek daha materyalist yaşamlar yaşamanıza neden olur. Yani bir bakarsınız amacınız istediğiniz şeyi başarmak değil, daha fazla para kazanmak olur. Parayla çok güzel şeyler satın alabilirsiniz ama ama huzura kavuşamazsınız; çünkü para beklentilerin artması demektir ve beklentileriniz ne kadar artarsa o kadar mutsuz olursunuz.

Bunun dışında sahip olduğunuz parayı akıllıca harcamak, daha mutlu hissetmeye giden yollardan bir diğeri. Örneğin bir çift yeni ayakkabı almak yerine, arkadaşlarınızla ya da ailenizle bir seyahate çıkın. Bırakın paranız size dolabınızda unutacağınız kıyafetlere değil de, unutulmayacak anılara dönüşsün!

“Bu hayatta hataya yer yok”

Bazen hata yaparız ve yaptığımız hatadan dolayı kendimizi asla affetmeyiz. Hatta çoğu zaman hata yaptığımız için kendimizi cezalandırırız, aşağılarız… Ne var ki hata yapmak, hayatın değişmez kurallarından biri. Eğer hata yapmaktan korkarsanız, bir süre sonra yaptığınız her şeyi “hata yapmamak” için yapıyor olursunuz. Bu da size hayattaki tüm tutkularınızı unutturur. Ayrıca geçmişe ve hatalara odaklanmak, yeni adımlar atmanıza engel olur. Siz yeni adımlar atmadıkça durduğunuz yerde sayarsınız ve kendinizi değersiz hissedersiniz. Ve yavaş yavaş heyecanınızı kaybetmeye başlarsınız. Bunun yerine yaptığınız her hatayı kazandığınız yeni bir bakış açısı olarak görmeye başladığınızda, özgür hissedeceksiniz ve özgürlük beraberinde huzuru getirecek.

“Kötü duyguları bastırarak yok edebilirim”
Biz bu duyguları ne kadar bastırırsak, onlar bir o kadar inatçı davranıyor ve hiç beklemediğimiz anlarda bizi zor durumda bırakabiliyor.

İçinde bulunduğumuz iletişim çağında insanlardan kolayca izole olmak çok kolay değil. Örneğin kendimizi zihnen ve ruhen kötü hissettiğimiz zamanlarda kalabalık bir ortamda bulunmak zorunda kalabiliyoruz ve birçoğumuz bu anlarda duygularını bastırmayı tercih ediyor. Ancak biz bu duyguları ne kadar bastırırsak, onlar bir o kadar inatçı davranıyor ve hiç beklemediğimiz anlarda bizi zor durumda bırakabiliyor.

Bazı insanlar, başarılı olmanın en büyük kurallarından birinin duyguları bastırmak olduğunu savunuyor. Ne var ki bizler robot değiliz ve bizi biz yapan en güzel şeyler benzersiz ve tarifsiz duygularımız. Hatta çoğu zaman duygularımız ve iç güdülerimiz, en çok ihtiyacımız olduğu anlarda önümüze yeni yollar çıkaran birer mentor oluyor hayatımızda.

“Mutlu olmak istiyorsam daima ilerlemem gerek”

Birçoğumuz okul yıllarından içine girmeye başladığımız rekabet ortamını hayatımızın bir parçası haline getiriyoruz ve ona göre yaşamaya başlıyoruz. Önce okulda, sonra iş yerinde, sonra da kişisel ilişkilerde adeta bir yarıştaymışçasına davranıyoruz, en kötüsü de bir şeyleri kazanmak ve ilerlemek uğruna, çevremizdekileri yok saymaya başlıyoruz. Peki sonra ne oluyor? Yalnızlıkla yüzleşiyoruz. İşte bu noktada sevdiklerimizi ve ailemizi özlüyoruz. Onlara ihtiyaç duyuyoruz. Yani aslında zirveye çıkarken unuttuklarımızı çok daha güçlü bir şekilde hatırlıyoruz. Bu yüzden önceliklerinizi belirlemekte ve adımlarınızı onlara göre atmakta fayda var. Çünkü aslında mutluluk hiçbir şey yapmasanız da sizinle…

“Geçmiş ve gelecekten uzak olursam, kaybolurum”

Eğer mutluluğu ve huzuru geçmişte ya da gelecekte arıyorsanız çok yanlış yerlerdesiniz. Çünkü huzuru ancak ve ancak şu anda deneyimleyebilirsiniz. Bütün sorularınızın cevapları şu anda, aradığınız ne varsa şimdide gizli. Geçmişe bağlı yaşayarak içinde bulunduğunuz anı şekillendiriyor ve farkında olmadan, olacak ya da olmayacak şeylerin akışına müdahale ediyorsunuz. Aynı şekilde geleceğe odaklandığınızda da bir sonraki adımınızı planlamış oluyorsunuz. Ve bu hem üstünüzdeki baskıyı artırıyor hem de devamlı stresli hissetmenize neden oluyor. Unutmayın, sahip olduğunuz her şeye “şu an” sahipsiniz ve huzurlu hissetmek için ne geçmişe ne de geleceğe ihtiyacınız var.

“Duygularımı belli edersem, zayıf olurum”
Siz duygularınıza sahip çıkıp onları cesurca taşıdığınızda ve ifade ettiğinizde, duygularınız zaten sizin zayıf yönleriniz olmaktan çıkacak ve bu sayede onların üstünüzde kurduğu baskıdan kurtulacaksınız.

Duygularınızı bastırmayı seçiyor ve neredeyse kendinize bile açmıyor musunuz? Yalnız değilsiniz. Günümüzde pek çok insan duygularının açığa çıkmasından korkuyor ve duygularını bastırmanın onları güçlü kıldığına inanıyor.

İster 15 yaşında liseye henüz başlamış bir genç olun, ister ülke yöneten bir politikacı, mutsuz, üzgün, kızgın, yalnız ve muhtaç hissetmek herkesin hakkı. Ne var ki birçoğumuz, duygularımızı sesli dile getirirken huzursuz ve savunmasız hissediyoruz. Duygularımızın en zayıf yanlarımızı ortaya çıkarmasından korkuyoruz. Ancak siz duygularınıza sahip çıkıp onları cesurca taşıdığınızda ve ifade ettiğinizde, duygularınız zaten sizin zayıf yönleriniz olmaktan çıkacak ve bu sayede onların üstünüzde kurduğu baskıdan kurtulacaksınız.

“Mutluluğa hiçbir zaman kavuşamayacağım”

Zamanla zorlaşan hayat koşulları, birçok insanın mutluluktan ve mutlu hissetmekten umudunu kesmesine neden oluyor. Hatta öyle ki mutlu hissetmenin yalnızca çocukluklarına ait bir şey olduğuna inanıyorlar ve hayatı karanlık, mücadele dolu bir gerçeklik olarak görüyorlar. Tabi ki hayatın getirdiği zorluklar mutlu hissetmeyi zorlaştırıyor. Ancak mutluluk ulaşılamaz bir efsane değil! Yeter ki pozitif olanı görmeyi seçin.

Hayatta gördüğünüz ve deneyimlediğiniz her şey, baktığınız açıya göre değişiyor. Buna depresyon, öfke, zeka ve başarı da dahil. Neyi nasıl gördüğünüz tamamen sizin elinizde!

İlginizi çekebilir: Kurduğunuz ilişkilerde güçlü taraf olmanızı sağlayacak psikolojik tüyolar

Kaynaklar:
tinybuddha.com
buddhaimonia.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale