Huzurlu bir hayata kavuşmanızı engelleyen 7 düşünce şekli

“Hiçbir servet huzurlu bir zihinden daha değerli değildir.”

Günümüzde farklı çevresel faktörlerden dolayı huzur, ulaşılması en güç şeylerden biri haline geldi. Sosyal medyanın ve hızla artan tüketimin, zamanla mutluluk ve huzur algısını değiştirmeye başlamasıyla, eskiden bizi mutlu eden şeyler, artık mutlu etmemeye, yetersiz gelmeye başlıyor. Dolayısıyla biz eskiden bizi mutlu eden şeylere tutunarak yaşadığımızda büyük hayal kırıklıklarıyla karşılaşabiliyoruz. Peki aradığımız huzura kavuşmamıza ne engel oluyor? Bu noktada neyi ya da neleri değiştirmeliyiz?

İşte “her şeye rağmen” daha huzurlu bir hayata kavuşmak için kurtulmanız gereken düşünce şekilleri:

“Para varsa mutluluk var”
Parayla çok güzel şeyler satın alabilirsiniz ama ama huzura kavuşamazsınız; çünkü para beklentilerin artması demektir ve beklentileriniz ne kadar artarsa o kadar mutsuz olursunuz.

Hayat amacı daha fazla para kazanmak olan insanları düşünün. Onları ne zaman hiçbir şey düşünmezken gördünüz?

Kendinize koyduğunuz hedefler ve uğruna çabaladığınız amaçlar, motive ve enerjik hissetmenizi sağlar. Ancak kimi zaman bu bu amaçlar şekil değiştirerek daha materyalist yaşamlar yaşamanıza neden olur. Yani bir bakarsınız amacınız istediğiniz şeyi başarmak değil, daha fazla para kazanmak olur. Parayla çok güzel şeyler satın alabilirsiniz ama ama huzura kavuşamazsınız; çünkü para beklentilerin artması demektir ve beklentileriniz ne kadar artarsa o kadar mutsuz olursunuz.

Bunun dışında sahip olduğunuz parayı akıllıca harcamak, daha mutlu hissetmeye giden yollardan bir diğeri. Örneğin bir çift yeni ayakkabı almak yerine, arkadaşlarınızla ya da ailenizle bir seyahate çıkın. Bırakın paranız size dolabınızda unutacağınız kıyafetlere değil de, unutulmayacak anılara dönüşsün!

“Bu hayatta hataya yer yok”

Bazen hata yaparız ve yaptığımız hatadan dolayı kendimizi asla affetmeyiz. Hatta çoğu zaman hata yaptığımız için kendimizi cezalandırırız, aşağılarız… Ne var ki hata yapmak, hayatın değişmez kurallarından biri. Eğer hata yapmaktan korkarsanız, bir süre sonra yaptığınız her şeyi “hata yapmamak” için yapıyor olursunuz. Bu da size hayattaki tüm tutkularınızı unutturur. Ayrıca geçmişe ve hatalara odaklanmak, yeni adımlar atmanıza engel olur. Siz yeni adımlar atmadıkça durduğunuz yerde sayarsınız ve kendinizi değersiz hissedersiniz. Ve yavaş yavaş heyecanınızı kaybetmeye başlarsınız. Bunun yerine yaptığınız her hatayı kazandığınız yeni bir bakış açısı olarak görmeye başladığınızda, özgür hissedeceksiniz ve özgürlük beraberinde huzuru getirecek.

“Kötü duyguları bastırarak yok edebilirim”
Biz bu duyguları ne kadar bastırırsak, onlar bir o kadar inatçı davranıyor ve hiç beklemediğimiz anlarda bizi zor durumda bırakabiliyor.

İçinde bulunduğumuz iletişim çağında insanlardan kolayca izole olmak çok kolay değil. Örneğin kendimizi zihnen ve ruhen kötü hissettiğimiz zamanlarda kalabalık bir ortamda bulunmak zorunda kalabiliyoruz ve birçoğumuz bu anlarda duygularını bastırmayı tercih ediyor. Ancak biz bu duyguları ne kadar bastırırsak, onlar bir o kadar inatçı davranıyor ve hiç beklemediğimiz anlarda bizi zor durumda bırakabiliyor.

Bazı insanlar, başarılı olmanın en büyük kurallarından birinin duyguları bastırmak olduğunu savunuyor. Ne var ki bizler robot değiliz ve bizi biz yapan en güzel şeyler benzersiz ve tarifsiz duygularımız. Hatta çoğu zaman duygularımız ve iç güdülerimiz, en çok ihtiyacımız olduğu anlarda önümüze yeni yollar çıkaran birer mentor oluyor hayatımızda.

“Mutlu olmak istiyorsam daima ilerlemem gerek”

Birçoğumuz okul yıllarından içine girmeye başladığımız rekabet ortamını hayatımızın bir parçası haline getiriyoruz ve ona göre yaşamaya başlıyoruz. Önce okulda, sonra iş yerinde, sonra da kişisel ilişkilerde adeta bir yarıştaymışçasına davranıyoruz, en kötüsü de bir şeyleri kazanmak ve ilerlemek uğruna, çevremizdekileri yok saymaya başlıyoruz. Peki sonra ne oluyor? Yalnızlıkla yüzleşiyoruz. İşte bu noktada sevdiklerimizi ve ailemizi özlüyoruz. Onlara ihtiyaç duyuyoruz. Yani aslında zirveye çıkarken unuttuklarımızı çok daha güçlü bir şekilde hatırlıyoruz. Bu yüzden önceliklerinizi belirlemekte ve adımlarınızı onlara göre atmakta fayda var. Çünkü aslında mutluluk hiçbir şey yapmasanız da sizinle…

“Geçmiş ve gelecekten uzak olursam, kaybolurum”

Eğer mutluluğu ve huzuru geçmişte ya da gelecekte arıyorsanız çok yanlış yerlerdesiniz. Çünkü huzuru ancak ve ancak şu anda deneyimleyebilirsiniz. Bütün sorularınızın cevapları şu anda, aradığınız ne varsa şimdide gizli. Geçmişe bağlı yaşayarak içinde bulunduğunuz anı şekillendiriyor ve farkında olmadan, olacak ya da olmayacak şeylerin akışına müdahale ediyorsunuz. Aynı şekilde geleceğe odaklandığınızda da bir sonraki adımınızı planlamış oluyorsunuz. Ve bu hem üstünüzdeki baskıyı artırıyor hem de devamlı stresli hissetmenize neden oluyor. Unutmayın, sahip olduğunuz her şeye “şu an” sahipsiniz ve huzurlu hissetmek için ne geçmişe ne de geleceğe ihtiyacınız var.

“Duygularımı belli edersem, zayıf olurum”
Siz duygularınıza sahip çıkıp onları cesurca taşıdığınızda ve ifade ettiğinizde, duygularınız zaten sizin zayıf yönleriniz olmaktan çıkacak ve bu sayede onların üstünüzde kurduğu baskıdan kurtulacaksınız.

Duygularınızı bastırmayı seçiyor ve neredeyse kendinize bile açmıyor musunuz? Yalnız değilsiniz. Günümüzde pek çok insan duygularının açığa çıkmasından korkuyor ve duygularını bastırmanın onları güçlü kıldığına inanıyor.

İster 15 yaşında liseye henüz başlamış bir genç olun, ister ülke yöneten bir politikacı, mutsuz, üzgün, kızgın, yalnız ve muhtaç hissetmek herkesin hakkı. Ne var ki birçoğumuz, duygularımızı sesli dile getirirken huzursuz ve savunmasız hissediyoruz. Duygularımızın en zayıf yanlarımızı ortaya çıkarmasından korkuyoruz. Ancak siz duygularınıza sahip çıkıp onları cesurca taşıdığınızda ve ifade ettiğinizde, duygularınız zaten sizin zayıf yönleriniz olmaktan çıkacak ve bu sayede onların üstünüzde kurduğu baskıdan kurtulacaksınız.

“Mutluluğa hiçbir zaman kavuşamayacağım”

Zamanla zorlaşan hayat koşulları, birçok insanın mutluluktan ve mutlu hissetmekten umudunu kesmesine neden oluyor. Hatta öyle ki mutlu hissetmenin yalnızca çocukluklarına ait bir şey olduğuna inanıyorlar ve hayatı karanlık, mücadele dolu bir gerçeklik olarak görüyorlar. Tabi ki hayatın getirdiği zorluklar mutlu hissetmeyi zorlaştırıyor. Ancak mutluluk ulaşılamaz bir efsane değil! Yeter ki pozitif olanı görmeyi seçin.

Hayatta gördüğünüz ve deneyimlediğiniz her şey, baktığınız açıya göre değişiyor. Buna depresyon, öfke, zeka ve başarı da dahil. Neyi nasıl gördüğünüz tamamen sizin elinizde!

İlginizi çekebilir: Kurduğunuz ilişkilerde güçlü taraf olmanızı sağlayacak psikolojik tüyolar

Kaynaklar:
tinybuddha.com
buddhaimonia.com

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!