X

Hünnapın Faydaları: Hünnap nedir, nasıl tüketilir?

Son birkaç yıldır, adını daha sık duymaya başladığımız hünnapın faydalarının saymakla bitmediğini biliyor muydunuz? Hünnap, diğer ismiyle çiğde, ülkemizde Ege ve Akdeniz bölgelerinde, dünyada ise Güney Asya’da yaygın olarak yetişen tatlı ekşi bir meyve. Bu yazımızda hünnapın faydaları başlığı altında hünnap nedir, hünnap faydası nedir, hünnap meyvesinin faydaları, hünnapın zararları gibi merak edilen konulara değineceğiz. Siz de bu sağlıklı meyve hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için yazımızı okumaya devam edin.

Not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Her bireyin beslenme ihtiyaçları ve çeşitli besin gruplarına gösterdiği tolerans ve hassasiyet kendi metabolizma işleyişine göre farklılıklar gösterebilir. Olası risk durumlarına karşın sağlığınızı ilgilendiren her türlü konuda mutlaka uzman görüşüne başvurun.

Hünnap Nedir?

Her ne kadar son yıllarda adını sıkça duysak da halen hünnap nedir bilmeyenler olabilir. Hünnap aslında eski dönemlerden beri şifa niyetiyle kullanılan bir meyve. Tatlı isteğinizi karşılamak için bu büyülü meyveden yararlanabilirsiniz. Görünümü itibariyle hurmaya benzeyen hünnapın faydaları konusunu birkaç cümle ile açıklamak yeterli olmayabilir. Çünkü uyku kalitesinden bağırsak sağlığına kadar pek çok farklı konuda bu lezzetli meyvenin katkıları bulunabilir.

Hünnap Meyvesinin Faydaları

Hünnapın faydaları dendiğinde ilk olarak kan dolaşımının iyileştirilmesine yardımcı olduğu akıllara gelebilir. Bu küçük meyve; potasyum, fosfor, manganez, demir ve çinko gibi mineraller bakımından zengin olup kalp sağlığının korunması için büyük önem taşıyabilir. Ayrıca kan akışının düzenlenmesi ve kansızlığın önlenmesine de yardımcı olduğu bilinir.

Hünnap meyvesi, yaşlanma etkilerini tersine çevirmesiyle bilinen C vitamini ve antioksidanlar da içerir. Antioksidanlar, serbest radikallerle savaşarak hücre hasarını önler; C vitamini ise cilt sağlığını destekler. Zengin içeriği sebebiyle hünnapın faydalarından bir diğeri, erken yaşlanma belirtilerini önlemesi ve cilt sağlığını geliştirmesi olarak sayılabilir.

Kuru meyvelerin sağlığımıza olan faydalarını az çok biliyoruz. Hünnap kurusu da kemik sağlığının gelişmesine katkıda bulunan iyi bir kalsiyum ve fosfor kaynağı. Ayrıca lif ve karbonhidrat bakımından da zengin olduğu için metabolizmanızı hızlandırmaya yardımcı olabilir. İçeriğindeki konsantre mineraller ve vitaminler sayesinde oldukça sağlıklı bir enerji kaynağı olarak hünnapı alerji durumunuz yoksa rahatlıkla tüketebilirsiniz.

Görüldüğü üzere hünnap meyvesinin faydaları saymakla bitmiyor. Son olarak hünnapın yatıştırıcı etkisinden de söz edebiliriz. Eski Çin geleneklerine göre bu meyvenin uykusuzluğu gidermek amacıyla kullanıldığı bilinmekte. Çekirdekleri de dahil olmak üzere hünnap meyvesinin tamamı antioksidan fitokimyasallar, polisakkaritler, flavonoidler, saponinler ile dolu. Bu sayede sinir sistemini yatıştırarak rahat bir şekilde uykuya dalmaya yardımcı olabiliyor.

Hünnapın faydalarını kısaca toparlamamız gerekirse:

• Hünnap kan dolaşımını iyileştirerek kalp sağlığını destekleyebilir.
• Zengin içeriği ile daha sağlıklı ve parlak bir cilde sahip olmanızı sağlayabilir.
• Kemik sağlığını destekleyebilir ve antienflamatuvar özelliklere sahiptir.
• Lifli bir besin kaynağı olması sebebiyle sindirim için faydalıdır, bağırsak hareketlerinin düzenlenmesine yardımcı olabilir.
• İçeriğindeki maddeler, uykuya daha rahat geçmenize yardımcı olabilir.
• Antioksidan özelliğiyle bağışıklık sistemini destekler ve kanser türlerinin önlenmesine katkıda bulunabilir.
• Oldukça düşük kalorili ve tatlı bir meyve olduğu için sağlıklı bir atıştırmalık olarak tüketilebilir.
• Araştırmalar hünnapın zengin içeriğiyle stresi azalttığına dikkat çekmekte.

Hünnapın Zararları

Hünnap nedir, hünnapın faydaları konularını detaylıca açıklamaya çalıştık. Şimdi bir de hünnapın zararları konusuna değinelim. Hünnap yukarıda saydığımız faydaları ve daha fazlası ile çoğu insan için yararlı olabilir. Ancak tüm meyvelerde olduğu gibi bazı ilaçlarla birlikte belli yan etkileri ortaya çıkabilir. Uzmanlar antidepresan olarak bilinen ilaç gruplarının bazılarının içerikleri ile hünnapın etkileşime girebileceğini belirtmekte. Ayrıca içeriğindeki çeşitli maddeler de bazı ilaçların etkilerini güçlendirebilmekte. Bu yüzden eğer düzenli kullandığınız bir ilacınız varsa uzmanınızla görüşmeniz gerektiğini unutmayın.

Hünnapın Tarihçesi

Hünnapın kökenini merak ediyor musunuz? Hünnap ağacının meyveleri, yaprakları ve tohumları geleneksel Çin tıbbında yüzyıllardır kullanılmakta. Hünnapın en az 3000 yıldır yetiştirdildiğini, Çin’deki en eski şiir koleksiyonu olarak bilinen “Şarkılar Kitabı”nda geçen “Ağustos’ta toplanan hünnap meyvesi ve Ekim’de hasad edilen pirinç” cümlesiyle anlıyoruz. Ayrıca 2600 yıl önce yazılmış bir kitap olan “Erya”da da 11 adet hünnap çeşidi kaydedilmiş. Bazı kaynaklar, hünnapın kökeninin 7000 yıl kadar daha eskiye uzanabileceğini öne sürüyor.

Araştırmalara göre 2000 yıl önce hünnap; Çin’in tamamına yayılmış, büyük ölçekli ticari üretim alanları gelişmiş ve şeftali, kayısı, erik, kestane ile birlikte Çin’deki en önemli beş meyve ağacından biri haline gelmiş. Daha sonra Japonya ve Kore’ye, eski İpek Yolu üzerinden Orta Asya ve Avrupa’ya, yavaş yavaş da Antarktika hariç tüm kıtalarda en az 47 ülkeye ulaşmış. Kuzey Wei Hanedanlığı’nda 1500 yıl önce yazılan “’Qi Min Yao Shu” isimli kitapta hünnapın çeşitleri, ekimi, çiçeklerinin toplanması, ezilmesi gibi işleme teknikleri kaydedilmiş. Hünnapın aşılanması ilk olarak 1000 yıl önce gerçekleşmiş ve tahıl ekinleriyle birlikte ekilmesi de yaklaşık olarak 600 yıl önce popüler hale gelmiş. Bu yüzden Çin’deki hünnap üretimi, tarihte uzun yıllardır meyve ağacı üretiminin ilk sıralarında yer almakta.

Hünnapın tarihçesine baktığımızda hünnapın ilk kullanımını yine geleneksel Çin tıbbında görmekteyiz. Buna göre hünnap hurmasının tohumu, “Zizyphus” kombinasyonu olarak bilinen klasik ve sıklıkla önerilen bir formül ile kullanılıyordu. MS 220’ye dayanan bu formül, gece boyunca sağlıklı uykuyu desteklemek için öneriliyordu.

Hünnap Nasıl Tüketilir?

Hünnap meyvesinin faydalarını öğrendikten sonra eminiz aklınıza gelen bir diğer soru, hünnap meyvesinin nasıl tüketileceği. Hünnap meyvesi taze veya kurutulmuş olarak tüketilebilir. Taze hünnap sarı- yeşil benekli bir görünüme ve sulu olmayan bir dokuya sahip. Bunun tam aksine kurutulmuş hünnap ise parlak kırmızı bir renkte. Bazı kişiler tadını ekşi- tatlı olarak yorumlasa da genellikle tatlı bir meyve olarak kabul edilmekte.

Taze ve kurutulmuş meyveler sıklıkla reçel, şarap, tatlı gibi pek çok farklı tarifte ve yemekte ilave bir bileşen olarak kullanılabilmekte. Peki hünnap kurusu nasıl yenir? Hünnap kurusu da benzer şekillerde kullanılabilir; paketinden çıkar çıkmaz sağlıklı bir atıştırmalık olarak tüketilebilir. Ayrıca salatalara lezzet katması için eklenebilir veya fındık ve peynirle lezzetli bir uyum yakalayabilir.

Hünnap meyvesi doğal olarak vegan ve glutensizdir. Bu da onu çoğu diyet için iyi bir besin ve pek çok tarife kolaylıkla dahil edilebilen çok yönlü bir bileşen haline getirir.

Dilerseniz bir de hünnap meyvesinin besin değerlerine göz atalım:

100 gram taze hünnapın içeriği şu şekilde:

Kalori (kcal): 79
Yağ: 0,2 gr
Kolesterol: 0 mg
Sodyum: 3 mg
Potasyum: 250 mg
Karbonhidrat: 20 gr
Protein: 1,2 gr
Lif: 10 gr

Görüldüğü gibi hünnapın kalorisi oldukça düşük; ancak vitamin ve mineral bakımından son derece zengin. Özellikle C vitamini bakımından günlük ihtiyacınızın %77 gibi büyük bir kısmını karşılayabilir. Hünnap meyvesi, ayrıca vücudunuza enerji sağlayan doğal şeker formunda sağlıklı bir karbonhidrat.

BONUS: Kore usulü tarçınlı hünnap çayı!

Hünnapın sayısız faydasını öğrendikten sonra hünnapla ilgili tarifler aramaya başladığınızı duyar gibiyiz. Hünnapı pek çok farklı tarifte kullanabilirsiniz. Hünnap tariflerinden lezzetli bir tanesini sizler için hazırladık:

Hünnapla hazırlanabilecek leziz bir tarif olan Kore usulü tarçınlı hünnap çayı için gerekli malzemeler:

• 40 adet hünnap kurusu
• 50 gr zencefil
• 80 gr esmer şeker
• 15 gr çubuk tarçın
• 3 litre su

Yapılışı: Zencefilleri ve hünnap kurularını yıkayın. Zencefili soyarak ince ince dilimleyin. Ardından zencefil dilimlerini, çubuk tarçınları ve hünnap kurularını 3 litre su ile birlikte düdüklü tencereye alın. Karışımı orta ateşte 10 dakika kadar kaynatın. Altını kısıp 10 dakika daha kaynattıktan sonra içine şeker ekleyip 5 dakika daha kaynatın. Biraz dinlendirip afiyetle tüketebilirsiniz!

Uplifers Sağlıklı Beslenme Koleksiyonu’nu incelemek için tıklayabilirsiniz.Uplifers Sağlıklı Beslenme Koleksiyonu’

Not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Her bireyin beslenme ihtiyaçları ve çeşitli besin gruplarına gösterdiği tolerans ve hassasiyet kendi metabolizma işleyişine göre farklılıklar gösterebilir. Olası risk durumlarına karşın sağlığınızı ilgilendiren her türlü konuda mutlaka uzman görüşüne başvurun.

Kaynak: webmd, healthline

İlginizi çekebilir: Domatesin faydaları: Sofraların vazgeçilmezi domatesi ne kadar tanıyorsunuz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler

Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

İlgili Makale