X

Human Design nedir: Auranızı tanıyor musunuz?

Human Design sistemi son zamanlarda oldukça fazla talep gören kaynaklardan biri olmaya devam ediyor. Peki Human Design nedir?

Öncelikle Human Design insanın bir diğerinden nasıl farklı olduğunu gösterebilen bir farklılaşma bilimi. “İnsan insandır, nasıl birbirinden farklı olur?” diyorsanız, şu soruları cevaplamanızı isterim:

  • Aynı fiziksel görünüme sahip birbirinin aynı kaç kişi tanıyorsunuz?
  • Aynı ses tınısına sahip kaç kişi tanıyorsunuz?
  • Aynı parmak izlerine sahip kaç kişi var hayatınızda?

Eğer tüm yaşamınızın içinde, hatta izlediğiniz filmlerde dahi bu sorulara yönelik bir kişi dahi bulamadıysanız sorunun cevabını almış oluyor musunuz?

Birilerinin yönlendirmeleriyle veya bir şeylere özenerek/imrenerek sahip olmaya, yapmaya, oldurmaya çalışılan kopyala-yapıştır hayatların ezber edildiği günümüzde hiçbir şeyin aslında öyle olmadığını bize yeniden hatırlatan sistem Human Design, kendimize uyanışı, yani kendimize farkındalık kazandıran, kendimizin en doğal haline, yeteneklerine, potansiyeline ulaştıran bir bilgi kaynağı.

Human Design bilgi kaynağının da tıpkı bizler gibi birçok parçası var. Human Design’ın parçalarını öğrenmeden bütününü öğrenmek mümkün değil. Tıpkı sizin kim olduğunuzu ortaya çıkaran parçalarınızı keşfetmeden kim olduğunuz tanımlanamayacağı gibi…

Human Design’ın parçalarının en önemlilerinden biri “TİP” olarak tanımlanır. Tipler, insanın sahip olduğu aura yapılarını tanımlar. Hani biz görmesek de etrafımızda var olan enerji alanımızı… O enerji alanının nasıl bir işlevi olduğunu, hangi ebatlarda olduğunu, nasıl harekete geçtiğini, beklentilerini, retlerini, kısacası huyunu suyunu TİP’ler tanımlar.

Ancak bilinmeli ki auramız ellerimiz, kollarımız ve bacaklarımız gibi tek başına bir işlevi olmayan parçalarımızdan sadece bir tanesi. Nasıl ki görünen ellerim, ayaklarım, gözlerim, kulaklarım, sırtım gibi görünmeyen organlarımla birleşerek “Nalan” olabiliyorsam hayatımızdaki her şeyin de böyle olduğunu kabul etmeliyiz. Sadece parçalardan bir sonuca gidilmeyeceğini, o parça doğrultusunda kararlar verilmeyeceğini kabullenmek gerekir.

Tipler de Human Design’ın böyle bir parçası. Tekdüzeleştirmemekte yarar var. Tekdüzeleştirmekten kastım bir durumu, bir bilgiyi tek bir cümleye sıkıştırıp sadece o cümle kadar görmek… Örneğin, sayısını bilemeyeceğim kadar çok kez bana burcum sorulmuştur ve ben “kova” demişimdir. Karşılığında aldığım tek bir yanıt olmuştur hep: “Özgür ve bağımsızsın ha!” Oysa kova burcu sadece bu mudur? Böyle bir tekdüzeleştirmekten söz ediyorum…

Uplifers’a gelen talepler üzerine yeni bir yazı dizisine başlıyorum “5 TİP” nelerdir, işlevleri nedir gibi tek tek Human Design tiplerini ve aura yapısını elimden geldiğince bir sonraki yazılarımda sizlerle paylaşmaya başlayacağım. Yazı dizisine başlamadan önce kendi tipinizi kavramanız ve auranızın işlevini hakkıyla ele alabilmeniz için de bu ön paylaşımı yapma ihtiyacı duydum. Bu ihtiyacı duydum çünkü okudukları kitaplardan veya internet kaynaklarından edinilen bilgilerle bana ulaşıp şu soruyu soruyorlar: “Ben jeneratörmüşüm, şimdi ne yapacağım?” Ne yapacağınızı bilmek için jeneratör olduğunuzu bilmenin yeterli olmayacağının anlaşılması benim için çok kıymetli…

Jeneratör/Manifestör/Reflektör/Projektör olduğunuzu bilmek yaşamınızda nasıl bir auraya sahip olduğunuzu, nasıl yaşam stratejileri kurabileceğinizi, auranızın nasıl bir çekim alanı olduğunu anlatır. Auranızın beklentilerini, sizi koruma potansiyeliyle karşılarsanız, auranızın sizi nasıl ödüllendireceğini öğrenirsiniz. Ardından hayatınızda bu bilgiyi test ederek, kendinizi keşfetmeye doğru bir adım atmış olursunuz.

Tipinizi bilmiyorsanız www.humandesignizmir.com web sitesinden en üstte “Tipinizi öğrenin” butonuna tıklayarak doğum bilgilerinizi girip Human Design vücut haritanızı indirebilirsiniz.

Yeni yazı dizimizde buluşmak üzere, sevgiyle kalın…

İlginizi çekebilir: Human Design’a göre insan tipleri: Enerjinizi yönetmek için tipinizi bulun

Nalan Kahraman: Merhaba, Ben kimim? – Neden varım? – Önemli olan akıllı olmaksa hissettiklerim niye var? türünden bitmek bilmeyen sorularımın cevaplarını 2008 yılında tanıştığım Human Design sisteminde bulmaya başladım. Tam bir adanmışlıkla sistemi öğrenme yolculuğuna adım atarak 2018 yılında Uluslararası Human Design okulundan mezun oldum. 3 yıldır Human Design okulundan aldığım profesyonellik lisansımla online Human Design eğitimleri ile “Zihni Anlamak” üzerine atölyeler düzenliyorum. Yaşam deneyimlerimle edindiğim kazanımları sosyal medya hesaplarımdan paylaşıyorum. Aynı zamanda “EUREKA Yorumunu değiştir hayatın değişsin” kitabının yazarıyım ve yeni kitaplarım yolda. Kendini bilmek üzerine yola çıkanlar için elimden ne geliyorsa…

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale