X

Hukuk ve adalet konusunu işleyen, tüm zamanların en iyi 5 filmi

Bu köşe insanları hukukun yorucu tarafıyla değil, eğlenceli tarafıyla yüzleştirmek için var. Bana sorarsanız bunun da en hoş yollarından biri de hukuk içerikli filmler. Bu hafta bir değişiklik yapayım dedim ve kendimce beyaz perdenin hukuki filmlerine ilgi duyanlar için en iyi 5 filmi seçtim;

12 Angry Men (1957)

Bu film harika bir klasik. Konusu kısaca, bir cinayet davası sırasında 12 kişiden oluşan jürinin 11’inin şüpheliyi suçlu bulmasını ve kalan bir kişinin diğerlerini tam tersine ikna etme çabasını anlatıyor. Film siyah beyaz ve ağırlıklı olarak jürinin müzakere odasında geçiyor. Çekildiği sene 3 dalda Oscar adayı olmasına rağmen, Kwai Köprüsü 3 alanda da bileğini bükmüş. Çoğunlukla tek mekânda geçiyor olması çok cesur bir karar olsa da, izledikçe filmin jüri üyelerinin kendi iç hesaplaşmalarına şahit oluyorsunuz. Bir enteresan detay daha: Filmde hiç isim geçmiyor ! Daha fazla detay verip heyecanını kaçırmayayım. Mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.

httpv://www.youtube.com/fSG38tk6TpI

The Devil’s Advocate (1997)

Hukuk fakültelerinde sıkça anılan bir filmdir. Al Pacino’nun “Kibir en sevdiğim günahtır !” diye başlayan, adeta döktürdüğü sahneyi hala izlemeyen kaldı mı ? Keanu Reeves’in bu filmde canlandırdığı, ‘’gelecek vadeden genç avukat’’ rolüne hazırlık için New York’ta savunma avukatlarıyla uzun bir süre harcadığı söylenir. Film, bu genç avukatın kariyer basamaklarını hırsla tırmanırken bir yandan da nelerden vazgeçtiğini ve hayatın seçimlerden ibaret olduğunu suratımıza estetik bir biçimde çarpar. Charlize Theron’un canlandırdığı karaktere ayrı bir parantez. Bir insanın hayatının değişimiyle beraber psikolojik olarak adapte olma çabası ve yavaş yavaş şirazeden çıkması, beyaz perdeye ancak bu kadar güzel yansıtılabilirmiş.  Filmin isminin günümüzde aynı zamanda bir deyim olarak kullanılması bile sadece ne kadar etkili olduğunun başlı başlına bir göstergesi.

httpv://www.youtube.com/IBxD1qZnJzw

Judgment at Nuremberg (1961)

Gerçek bir hikâye. 2. Dünya Savaşının galibi Müttefiklerin başı ABD, Nazilere hâkim olarak hizmet eden yargıçları yargılamak üzere kendi hâkimlerini yollar. Kısaca, hâkimlerin hâkimleri yargıladığını hayal edin. Hatta ne hayal etmesi, bunun gerçek olduğunu ve yaşandığını düşünün. Bu olay hukuk tarihi açısından da çok büyük önem arz eder. Zira yakın tarihte birçok diktatör, devrildikten sonra yargılandıkları mahkemelerde mutlaka Nuremberg Duruşmaları’nı ya direkt anmakta, ya da atıf yapmaktadır. Kısaca “bu mahkeme ben bu varsaydığınız suçları işlerken yoktu ve sonradan kurulduğu için ben bu yargıyı tanımıyorum, ayrıca sizler kazanan tarafın hukukunu uygulayan yargıçlarsınız” özünde bir savunmadan sonra, mutlaka konuyu bu yaşanmış hikâyeye getirip kendilerini meşrulaştırırlar.

Filme dönmek gerekirse, ben en çok film boyunca Alman hâkimlerinin yargılanmayı sindirememelerini hissettiren gerginliğe takıldım. Her oyuncu rolünün hakkını fazlasıyla vermiş. Bence hepsi bir dünya görüşünü temsil ediyor. İzledikçe ABD’li başyargıcın gerçekten yargıç olduğu hissine kapılabilirsiniz. Ayrıca başyargıcın şehirde kısa bir dolaşmaya çıkıp Hitler’in o meşhur meydanda yaptığı konuşmaları hayal ettiği sahneye özellikle dikkat.

httpv://www.youtube.com/7rVuEgFL9WU

In the Name of the Father (1993)

Daniel Day-Lewis ve Emma Thompson isimlerini yan yana görünce bile izlemeden geçilmeyecek filmdi. Ama neyse ki konusu da çok güzel. Bir polis baskınında hiç ilgisi olmadığı halde Gyildford bombalamasından sorumlu tutularak tutuklanan İrlandalı bir gencin ve hemen peşinden hapse giren babasının hikâyesi. Verdikleri hukuk savaşı o yılların İngiltere’sinin aslında ne kadar katı kurallara tabi olduğuna dair inceden bir taşlama da yapıyor. Aslında tavsiye edeceğim çok sahne var ama ağzımı açsam spoiler olacak gibi hissediyorum. O yüzden kendinize bir iyilik yapın ve bu filmi mutlaka izleyin. Bu arada eklemeden geçemeyeceğim; bu filmin konusu da gerçek bir hikâyeden uyarlama.

httpv://www.youtube.com/b1VcwIncgYs

Deliberate Intent (2000)

Ve tatlıyı sona sakladım! Çok bilinen bir film değil ama mutlaka bir yerlerden bulup izleyin.  “Kiralık Katiller için Cep Kitabı”, ismini gizleyen biri tarafından kaleme alınmış. Adam öldürmenin inceliklerini inceleyen ve öğreten bir kitap. 1999 senesinde yayıncısı tarafından imha edildi. Nedeni ise 3 kişiyi öldüren bir kiralık katilin aynen kitabın öğrettiği şekilde davranarak cinayetleri işlemesi. Film de bu davayı anlatıyor. Elinizde bir bıçak olsa bununla yemek de yapabilirsiniz, birine zarar da verebilirsiniz. Bu sizin hür iradenizle alakalıdır. Ama ya kitabı yazan “ben sadece yazdım, yazdıklarımı harfiyen uygulamasından ben sorumlu değilim” diyorsa? İzleyin ve görün derim. Ha unutmadan, bu filmin de gerçek bir hikâyeden uyarlandığını söylememe gerek yok sanırım.

Hukuk ve Adalet Konulu Film Önerileri

 

Başka bir yazımda da hukuk konulu dizileri incelemeyi düşünüyorum. Umarım bu hafta yazdıklarımı izlerken zevk alırsınız. Şimdiden keyifli seyirler dilerim.

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız. tıklayınız. 

Onur Özdeniz: Av. Onur Özdeniz liseyi Saint-Michel’de okumuş, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuş ve yine aynı üniversitede “Spor Yöneticiliği Yüksek Lisans Programı”nı yüksek dereceyle tamamlamıştır. 2010-2012 seneleri arasında Türkiye Futbol Federasyonu Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun önce avukatlığını sonra koordinatörlüğünü yapmıştır. Şu anda avukatlık yapıyor. Avukatlığın yanı sıra uzak doğu sporları ve crossfit ile yakından ilgilidir. Muay-thai, kick-boks, wingchun ve nunchaku ile uğraşmıştır.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale